04 Eylül 2017 01:00

Genç yönelim: Para in ekonomi out!

Genç yönelim: Para in ekonomi out!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Anlaşılan gençler açısından para gözde ama ekonomi değil!
Üniversite tercih verileri bizi bu sonuca götürüyor.
Üniversitelerde 273 bin kontenjan boş kaldı.
Gençler kendileri açısından gelecek görmedikleri bölümlere pek rağbet göstermediler.
İlgi gösterilmeyen bölümlerin başında işletme ve iktisat var. En fazla boş kontenjan bu bölümlerde.
Oysa benim öğrencilik dönemimde (90’larda) bunlar en çok tercih edilen bölümlerdi. Ne de olsa, Özal’ın açtığı yolda kamu gözden düşmüş piyasacılık tavan yapmıştı.
Şimdi işler değişti.
Ekonomi okumak önemini yitirdi.
Zira...
Rekabet rekabet diye tutturulan...  
Esneklik diye güzellenen...
Güvencesiz, geçici çalışmayı meşrulaştıran...
‘Piyasacı dönüşümün’ geldiği noktada piyasacılık değil tam tersi devlete ‘kapağı atmak’ revaçta.
Gençler daha ‘kazanç garantili’ gözüken bölümleri tercih ediyor. En az boş kontenjanın olduğu bölümlerin eczacılık ve diş hekimliği olması bundan.
İlgi alanına uygun bilgi ile donanmak...
Bilimsel bilgi edinmek...
Üniversite eğitimine benzeri anlamların yüklenilmesinden çoktan vazgeçildi.
Bilgiye değer verilmeyen bir ülkede, gençlerin ilgi alanına uzak olsa da, para kazanacakları bir bölüme yönelmesi anlaşılır bir durum.
Lakin ortada büyük bir sorun var.

BOŞUNA OKUMAK!

Para kazanmak, sınıf atlamak üzere okuma yaygınlaşıyor ama günlük hayatta buna uygun bir sonuç alınamıyor.
Özel sektörde çalışma çok ağırlaşıyor ama çalışanların maaşı artmıyor.
Orta ve ortanın üstü sınıfta yer alan çalışanların maaşı eriyor.
Yani okumanın maaşlarda karşılığı giderek eriyor.
Ücret ve maaş aralığının 1500-3000 TL arasına sıkıştığı bir ülkede okumuş olmakla okumamak arasında bir fark kalmadı.
Avukatı da mühendisi de özel sektörün elinde, piyasanın acımasız çarklarında bir bir öğütülüyor.
Sadece çalışma koşuları ağırlaşırken maaşların düşmesi değil sorun.
Gençlerine iş veremeyen bir ekonomi gerçeği var ortada.
Her 4 gençten biri işsiz.
Her 4 gençten biri ise aylak. Yani ne işte, ne eğitimde, ne askerde.
En hızlı artan işsizlik oranına üniversite mezunları sahip. Oran yüzde 9’lardan yüzde 12’lere gelmiş durumda. Bu da demektir ki üniversiteli işsizliğindeki oran yüzde 30 artmış.
Ülke ekonomisi iş verdiğinde de, üniversite mezunlarına nitelikli iş veremiyor. Garson ekonomisinin, Taşeron Cumhuriyetinin doğal sonucu (!)
Bu sonuç, ‘boşuna okuyoruz’ duygusunu kamçıladıkça... ‘Yurt dışını’ umut görenler ile ilahiyat fakültelerini dini eğitim için değil devlete ‘sıçramanın tahtası’ olarak görenlerin sayısı her geçen gün artıyor.  

KÖYÜNE DÖNME ALTERNATİFİ

Kentlerde umudunu yitiren gençlere devletin önerisi köylere dönün.
30 bin liralık hibe kredilerle “Gençler köyümüze geri dönelim” projesi başlatıldı.
Bu yoklukta 30 bin TL gençler için çok cazip. Fakat köyden kaçan kaçana. İnsanların kaçma nedenleri ortada yerde dururken 30 bin lira iş durumunu kurtarır mı?
Tarım destekleri yetersiz.
Girdi maliyetleri yüksek, ürün fiyatı düşük.
Ülke tarımını ayağa kaldırmak yerine ithalatın önü açılıyor.  
Sonuç: Kayıtlı çiftçi sayısı azalıyor.
30 bin lirayı alıp köylere giden gençlerin çoğu için de sonuç aynı olacak. 30 bin TL bittiğinde kentlere geri dönmek!
Gençleri oyalamanın, gençlerin çaresizliğini ve umudunu sömürmekten başka bir anlamı yok bu projenin.
İlahiyat, kazanç umudu olan bölümlere abanmak, yurt dışı... Hiç biri ama hiç biri çözüm değil.
Verilen onca emeğin, katlanılan onca maliyetin, ailelerin kendilerinden kısarak çocukları için gösterdikleri onca fedakarlığın sonucu ‘boşuna’ olması çok acı!
Ekonomiden kaçıp para kazanmayı hayal etmek yerine ‘adil bir ekonomik model’ üzerine kafa yormanın... Bunun için harekete geçmenin vakti gelmedi mi?


ÜNİVERSİTE GENÇLERİNİ SÖMÜRME AYI

Sınav sonuçlarının açıklanmasının ardından üniversite öğrencileri için kiralık ev ve yurt maratonu başladı.
Devlete ait yurtlarda yer bulamayan öğrenciler, aileleriyle birlikte kiralık ev ve özel yurt arayışına girdi.
Barınma büyük sorun!
Bu sorunu çözmeyen devlet gençleri ya tarikatların, cemaatlerin kucağına itiyor ya da fırsatçıların.
Hürriyet Emlak verilerine göre, özel yurtların fiyatları 250 TL ile 1000 TL arasında değişiyor.
Tek kişilik odadan 7’den fazla kişinin kalabileceği odalara kadar farklı alternatiflerin bulunduğu özel yurtlarda, hizmet çeşitliliği ve oda paylaşımına göre fiyatlar 1000 TL’nin üstüne de çıkabiliyor.
Türkiye genelinde öğrenciler, kiralık evler için 500 ile 1000 TL arasında bütçe ayırıyor.
Fakat kampüse yakın lokasyonlarda ikamet etmeyi tercih eden öğrenciler için bu rakam daha da artıyor.
Öğrenciler tercih ettiği semtlerde kiralık konut fiyatları yukarıya çekiliyor.
İl ekonomilerini büyütmek, inşaat sektörüne can vermek adına mantar gibi üniversitelerin  kurulduğu bir ülkede öğrencinin müşteriye ve piyasanın avına dönüşmesinden başka ne olabilirdi ki!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...