29 Ağustos 2017 01:00

Kıdem tazminatı zaman aşımı süresi 10 yıl

Kıdem tazminatı zaman aşımı süresi 10 yıl

Fotoğraf: Envato

Paylaş

SORU: Ben eski işyerimden 2005 yılında ayrılmıştım. Ama tazminatlarımı almadan ayrılmıştım. Acaba, şimdi dava açma hakkım var mıdır? İyi günler. 

CEVAP: İş Kanunu’nda ve Borçlar Kanunu’nda, kıdem tazminatı alacakları için özel bir zaman aşımı süresi öngörülmemiştir. Bu nedenle, kıdem tazminatı zaman aşımı süresi, Borçlar Kanunu’na göre belirlenmektedir. Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi hükmüne göre zaman aşımı süresi 10 (on) yıl olarak belirlendiğinden kıdem tazminatı zaman aşımı süresi 10 yıl olarak uygulanmaktadır. Bu 10 yıllık süre içinde kıdem tazminatını hiç almayan veya eksik alan işçi, çalıştığı işverene dava açmalıdır. Aksi halde, davalı olarak belirtilen işverenler zaman aşımını ileri sürerek kıdem tazminatını ödemekten kurtulabilirler.

Kıdem tazminatında zaman aşımının başlangıcı, iş akdinin feshedildiği tarihtir. Dolayısıyla, sizin açınızdan da kıdem tazminatınızı alabilmeniz için 10 yıllık zaman aşımı, 2005 yılından itibaren başlamaktadır. 2005 yılından bu yana 10 yıllık süreden fazla zaman geçtiği için maalesef açacağınız dava zaman aşımı sebebi ile reddedilecektir.  

Yargıtay 9. HD, 12.02.2014 Tarih, 2011/ 54256 E, 2014/ 4208 kararında, “Zaman aşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zaman aşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu “eksik bir borç” haline dönüştürür ve “alacağın dava edilebilme özelliği”ni ortadan kaldırır.

Bu itibarla zaman aşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir. 

Zaman aşımı bir maddi hukuk kurumu değildir. Diğer bir anlatımla, zaman aşımı, bir borcu doğuran, değiştiren ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, salt doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu bakımdan zaman aşımı alacağın varlığını değil, istenebilirliğini ortadan kaldırır. 

Kıdem tazminatı ve ihbar tazminatına ilişkin davalar, hakkın doğumundan itibaren, Borçlar Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca on yıllık zaman aşımına tabi tutulmuştur. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesinde de genel zaman aşımı 10 yıl olarak belirlenmiştir.

Tazminat niteliğinde olmaları nedeni ile sendikal tazminat, kötü niyet tazminatı, işe başlatmama tazminatı, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 5. maddesindeki eşit işlem borcuna aykırılık nedeni tazminat, 26/2 maddesindeki maddi ve manevi tazminat, 28. maddedeki belgenin zamanında verilmemesinden kaynaklanan tazminat, 31/son maddesi uyarınca askerlik sonrası işe almama nedeni ile öngörülen tazminat istekleri on yıllık zaman aşımına tabiidir.”

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...