25 Ağustos 2017 00:15

Karl Marx, böyle olacağını çok önceden söylemişti!

Karl Marx, böyle olacağını çok önceden söylemişti!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“İnsanlar düşündükleri gibi yaşamazlar yaşadıkları gibi düşünürler.” 
                       (Karl Marx)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Adalet Yürüyüşü sırasında karavanında yemek yerken çekilen atletli fotoğrafı, Erdoğan ve AKP cenahını hayli korkutmuş görünüyor.

Hürriyet gazetesinden Selahattin Sönmez’in bu fotoğrafını, “Vatandaş Kemal” diye manşetine taşımasından beri Erdoğan ve AKP sözcülerinin, en önemli gündemi “atletli Kılıçdaroğlu fotoğrafı” oldu dense yeridir. 

Çünkü, bu fotoğrafın yayımlanmasından beri, Cumhurbaşkanından Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ’a, AKP Sözcüsü Mahir Ünal’dan, Kültür Bakanı Numan Kurtulmuş’a kadar her ağzını açan AKP’li Kılıçdaroğlu’nun “atletli fotoğrafı”nı eleştirmeden diğer gündemlere geçmiyorlar.

HEDEF, MUHTEMEL ALTERNATİFLERİ TASFİYE ETMEK

Tartışmayı ise Cumhurbaşkanı Erdoğan başlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Saray’da yaptığı 39. muhtarlar toplantısında; “Sözde adalet yürüyüşü yapıyor birisi, arada sırada karavanda oturuyor, atletle bir yemek yiyor, bir gazete başlık atmış, ‘vatandaş filanca’. Bu benim vatandaşıma hakarettir. Ve ondan sonra da ‘Ben Atatürk’ün partisinin başıyım.’ Sen Atatürk’ün böyle atletle, yemek yerken görüp de resim çektirdiğine şahit oldun mu?” diye başlattığı tartışma siyaset, kültür-ideoloji tartışmasına dönüşerek sürüyor.

Elbette ki, ilk bakışta, Erdoğan’ın böyle bir tartışmayı açmış olması, pek anlaşılır görünmüyor. Ama Adalet Yürüyüşü, hatta referandum öncesinde başlayan Erdoğan’ın ve AKP propagandasının Kılıçdaroğlu’ya yönelik bir “itibarsızlaştırma” kampanyası yürüttüğü dikkate alındığında bu basit fotoğrafa karşı girişilen saldırı yerli yerine de oturuyor.

Bu yüzden de Kılıçdaroğlu’nun “atletli yemek fotoğrafı” etrafındaki tartışma da bir usul-erkan, atletli fotoğraf tartışmasının ötesinde bir anlam taşıyor.

Yani böylece; bütün dikkatini 2019 kasımında yapılacak seçimde Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı olarak “tek adam rejimi”nin başına oturtmak isteyen AKP; bu yolda Erdoğan’ın en önemli rakibi olacağını düşündüğü Kılıçdaroğlu’yu “itibarsızlaştırarak”, yolundaki engeli şimdiden yıpratmaya başlamış oluyor. 

‘ATLETLE YEMEK YİYEN ADAM’ VATANDAŞ DEĞİL!

Önceki dönemlerdeki seçimlerde AKP propagandası, CHP ve onun liderlerini hep; “Karnını kaşıyan adam” tipini küçük gören, kibirli, halka tepeden bakan, halkın yaşantısına, geleneklerine yabancı üst orta sınıf aydını tutumunu öne çıkararak eleştirir; kendilerini ise halkçı, halkın hayatının içinde, onların halinden anlayan politikacılar olarak göstermekle övünürlerdi.

Bu propaganda da hayli başarılı olurdu. 

Ancak bu sefer tam tersini görüyoruz; Mütevazı bir masada, karavanda atletle oturup kızıyla birlikte yemek yiyen bir Kemal Kılıçdaroğlu’yu hedefe koyan Erdoğan ve AKP propagandası geçmişteki tutumunun tam tersine, “Karnını kaşıyan adam”ın bir versiyonu sayabileceğimiz “Atletle yemek yiyen adamı” hedefe koymuş bulunuyor. Hem de “Bu benim vatandaşıma hakarettir” diyerek!  Sanki Türkiye’nin halkı, yemek yerken özel elbiseler giyiyor, smokinle masaya oturuyormuş gibi!

Ancak burada şunu da belirtmeliyiz ki, Erdoğan ve AKP böyle saldırıyor diye amacına varacak değildir. Tersine referandumdan beri bu tür, halkçılık, siyaseti sokağa dökme girişimlerine yönelik; yasak, tehdit, tepeden bakma, itibarsızlaştırma amaçlı propaganda tutumu CHP’ye sempati, AKP’ye tepki olarak dönmektedir.

Bu fotoğraf üstünden yapılan tartışmada da kazançlı çıkanın Kılıçdaroğlu olacağını söylemek yanlış olmaz. 

SARAY’DA YAŞAYAN HALKIN HALİNDEN NE ANLAR?

Tartışılan, Selahattin Sönmez’in çektiği Kılıçdaroğlu fotoğrafı gibi görünüyorsa da; zihnimizde kameranın açısını genişleterek, fotoğrafı, üstüne tartışma açanla birlikte kameranın görüş açısına aldığımızda; tartışma açanın dünyaya Saray’ın penceresinden baktığını görürüz.

Bu da bize; Saray’ın penceresinden dünyaya bakıldığında , vatandaş Kılıçdaroğlu’nun durumu “vatandaşın durumu” olarak görülmemekte, “vatandaşlıktan daha aşağı statüde” birisinin durumu olarak görünmektedir. Bu yüzden de Saray’dan bakan; “Bu benim vatandaşım olamaz” diye haykırmaktadır.

Çünkü artık Saray’da yaşayan için “vatandaş” da değişmiş; yemek yerken bile belirli bir sınıf tutumunu yansıtan, özel elbise giyen, özel ritüelleri olan, masasında “kuş sütü” de bulunduranlar vatandaş sayılmaktadır!

Peki atletle yemek yiyenler mi?

Onlar artık “vatandaş” statüsünde bile görülmemektedir.

Çünkü bunu söyleyen, Çankaya Köşkü’nü bile beğenmeyip kendisine “bin odalı (gerçekte bin 100) saray” yaptırandır ve “Saray’da yaşayanların kulübede yaşayanlar gibi düşünmesi”, bu yüzden de Saray’ın penceresinden bakanların halkın yaşantısını gerçekte olduğu gibi görmesi de beklenmezdir! 

Bunu işçi sınıfının büyük öğretmeni Karl Marx, 170 yıl önce; “İnsanlar düşündükleri gibi yaşamazlar, yaşadıkları gibi düşünürler!” diyerek çok veciz biçimde ifade etmişti.

BU BİR ‘SINIF ATLAMA’ TARTIŞMASIDIR

Erdoğan da artık Saray’da yaşadığına göre; (Ki burada, AKP’nin orta sınıftan gelen mensuplarının üst sınıf yaşamına çok kolay alışmak gibi bir yeteneklerinin olduğunu teslim etmeliyiz) AKP’de “metal yorgunluğu” teşhisinin, AKP’nin sadece ekonomik  değil kültür olarak da üst sınıf yaşamını içselleştirmesiyle ilgili bir hastalık olduğu açıklaması eklenirse olup bitenin daha anlaşılır olacağı apaçıktır. 

Bu yüzden AKP’deki sorun öyle gelip geçici “gaz vermek”le, “tehditle” “eleştiri”yle geçirilebilir bir sorun değildir. Bir sınıf atlama, sadece ekonomik olarak değil sosyal yaşam ve kültürel olarak da içselleştirilmiş bir sınıf atlamadır. Bu yüzden de artık onların “vatandaş modeli”, “Karnını kaşıyan adam” ya da onun bir versiyonu olarak “Atletle yemek yiyen adam” değildir.

Sınıf atlama artık içselleştirildiği için de; en popülist AKP’liler bile, yoksullardan, ezilenlerden söz ederken söz ve tavırlarıyla alttaki riyakarlığın üstünü örtmede eskisi kadar başarılı olamıyorlar. Bu da inandırıcılıklarını azaltıyor. 

“Atletle yemek yiyen adam” vatandaşlıktan çıkarıldığına göre, önümüzdeki günlerde halka tepeden bakan, kibirli, halkçı tutumu aşağılayan örneklerin giderek çoğalması kaçınılmazdır! Hele de CHP ve muhalif güçler daha halkçı bir üslubu benimserse, AKP’nin açmazı da büyüyecektir. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...