15 Ağustos 2017 01:04

16. yılında AKP...

16. yılında AKP...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Başında M. Kemal ve ardından İnönü’yle tek-parti döneminde 27 yıl hükümet olan CHP’den sonra, AKP şimdiden, en uzun dönem hükümet etmiş ikinci parti durumunda. Yoluna, çok-partili parlamenter sistem koşullarında başlamıştı. Bir faşist sistem olan tek adam-tek parti yönetiminin inşasına girişti. Parti Gn. Bşk. Erdoğan, en son Antalya’da, bundan böyle partisinin işinin zorlaştığını söyler ve il yöneticilerine “şimdi yüzde 50+1 alacaksın en az” derken bildirdi ki, “artık parlamenter demokrasi yok”tu! O, “vesayet sistemi”nden başka bir şey değildi. Gerçi MHP ile ittifak var, ancak OHAL’li gidişat parti tekleşmesi yönünde: HDP eşbaşkanları “içeride” ve MİT TIR’ları dosyası zorlanıp Berberoğlu ailesi hakkında türlü söylentiler yayılarak CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun başına çorap örülmesi gündeme alınmış gibi. Türkiye’nin yasallığı tanınan tek partisi olarak kalmayı başarırsa, 27 yılı bulur mu, bilinmez, ama ikisini de kapsayan zorluğu, son günlerde, en başta parti başkanı C.Bşk. anlatmaktadır.

AKP hakkında çok şey yazıldı, söylendi. Başta en uygun saptama olan “partiden çok bir şirkete benzediği” olmak üzere eski söylenenleri tekrarlamaya tabii ki gerek yok. Ama “hisse senetli” olsa bile şirketin tekelciliği vurgulanmazsa olmaz.

Ve “senet” sahipleri bir süredir değişmektedir. Üstelik hileli Referandum ve ardından toplanan AKP Kongresi’nde C.Bşk.’nın Gn. Bşk. “seçilmesi”yle ivmesi artarak ve aksi takdirde 2019 C.Bşk.’lığı seçimlerinde işinin zor olduğu söylenerek, “partinin yenilenmesi” ihtiyacına yapılan vurgu artık her gün tekrarlanmaktadır.

Eski yöneticilerin çoğunun yerlerinde zaten yeller esmektedir. Partinin ilk hükümet olduğu 2002’ye gelinirken yönetim neredeyse bir triumvura’daydı: Erdoğan+Arınç+Gül. Hatta çabuk elenen bir de A. Şener vardı. Bir süre böyle sürdü. Sonra zaten bir adım önde olan Erdoğan öne çıkmaya başladı ve sonunda “tek adam”a gelindi. Şimdi Arınç; H. Çelik, B. Atalay, A. Babacan vb. isimlerle birlikte emekli. Gülse, mecburen emekli. Gül ve Arınç’ın yerine bir önceki başbakan yapılıp darbeyle indirilen Davutoğlu da dahil, tümü, şimdi muhalif sayılıyorlar.

Onlardan ibaret olsa neyse... Referandumda İstanbul ve Ankara kaybedilmiş, çoğu ilde beklentinin altında kalınmıştır. Yenilenme vurgusu, herhalde başta bu iki il olmak üzere il, ilçe ve belediye başkanlarının yenilenmesiyle ilgilidir.

Önce “metal yorgunluğu” denmiştir. “Gençleşme”den söz edilmiştir. En son, Trabzon’da, örneğin 17-25 Aralık dolayısıyla baştan aşağı AKP’ye yöneltilmiş genel “hırsızlık” suçlamasına aldırmadan, “Kimse gücenmesin, kırılmasın, değişmesi gerekenleri değiştirmek zorundayız”a gelinmiş ve eklenmiştir: “Listeler açıklandığı zaman, halka ‘filanca mı? Bu hırsızı nereden buldun?’ dedirtmemek lazım. Burada çok dikkatli olacağız.” Konuşan, C.Bşk.’nıdır! Bunları bir başkası söyleyebilir miydi?

Tek adamdır ve tüm partiyi kendisine göre yapılandırma çabasındadır.

“FETÖ iltisakı bulunmayacak” “gururlu, kibirli olunmayacak”, “makamdan güç alınmayacak, ama makam güçlendirilecek”, “kimse kendi çıkarını partisi ve ülkesinin çıkarının önünde tutmayacak”, “hanımlarla gençlere öncelik verilecektir”! Üstelik eleştiriler giderilmek istenmektedir: Bakan ve merkez yöneticisi ve devletten ihale almış akrabası olanlar il ve ilçe kongrelerinde aday olmayacaktır! AKP’de böyle birisi var mıdır, nereden bulunacaktır?! Elbette bulunamayacak, “üzümün çöpü, armudun sapı” aranmayacak; asıl, “reis”e itaate bakılacaktır.

Belli, AKP toplu bir değişikliğin eşiğinde. Şimdiye kadarki değişikliklere “tek adam”ın gücü yetti. Gül.. Arınç.. Diğerleri yoklar. Peki neredeyse tüm il ve ilçe yöneticilerini hedef alan bu son “yenilenme”ye güç yetecek midir? Eldeki güç herhalde yeterli gelecek, ancak zaten “kurucu-yeni yetme” ya da “kendinden menkul-Erdoğan’a biat etmiş”, “kıdemli-kıdemsiz”, “yaşlı-genç” çekişmeleri yanına eklenecek eski il, ilçe, belediye başkanlarının hoşnutsuzluğu, “yenilenme”nin başarısı mı olur başarısızlığı mı –bu tartışılır. Ve güçlendirir mi güçsüzleştirir mi –yanıtı kolay değildir.

Asıl önemli olansa, tartışmasız, demokrasi isteyenlerin birliği ve mücadele platformlarıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa