14 Ağustos 2017 02:03

Cici patron tatilden döneni niye kucakladı?

Cici patron tatilden döneni niye kucakladı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yoğun çalışma dönemlerinin ardından gelen tatil ilaç gibi…
Tabii ki şanslılar için. Çünkü bu ülkede milyonlarca çalışanın tatil hakkı yok. Milyonlarca işçi ve emekçinin de tatil yapabilecek maddi gücü yok!
Şanslı olan çalışanlar için ise… 
Acımasız iş koşullarına tekrar dönmek büyük bir eziyet! 
Üstelik de iş yoğunluğundan uzak geçirilen tatillerin ardından iş hayatına yeniden adapte olmak ise hiç de kolay değil.
Lakin bazı firmalar (Cici patronlar mı desek acaba) bu sorunu el atmış. 
Misal; Panasonic.
Panasonic Türkiye, çalışanları tatil dönüşü işe uyum sürecini çabuk atlatsın diye… Çalışanlarını izinden döndükleri ilk gün sürprizle karşılıyor. 
Bununla da kalmıyor! 
Müzik grubu ve kahvaltı organizasyonu eşliğinde hoş geldiniz diyor.
Cici patron buna “Pozitif iş motivasyonu” diyor. 
Şimdi biz de başka bir Panosonic hikâyesi anlatalım. 
Sonra da bu kucaklaşmaya tekrar döneriz.

ÜLKEDEN ÜLKEYE UCUZ EMEK AVCILIĞI

Japon menşeli Elektronik tekeli Panasonic…
Yıllar yıllar önce…
Almanya”da bulunan tesisini taşıdı. 
Nereye? 
Yeni adıyla Çekya’ya 
Niye?
Üretimin Almanya’da pahalıya mal olduğu gerekçesiyle…
Sonra… 
Panasonic ürünlerinin bir kısmını Çin’de üretmeye başladı. 
Çin’in daha ucuz emek cenneti olduğunu gördüğü için.
Belli ki tatil dönüşü kucaklayan cici patron para vermekten pek hoşlanmıyor. 
Bu cimriliğe bakınca da insan şöyle düşünmekten kendini alamıyor: Patronun derdi motivasyon olsaydı işçiye iyi ücret verirdi. Ülke ülke dolaşıp ucuz emek gücü aramazdı. 
İyi bir ücretin çalışanı, hoş geldin partisinden daha çok motive edeceği açık değil mi? 
Şimdi diyeceksiniz ki…
Bu motivasyon üretimdeki işçi için değil zaten!
Daha iyi ücret alanları motive etmek için. 
Doğru! 
Lakin mesele motivasyon değil, verim.
Üretimdeki işçi zaten… 
Mola süresi kısıtlanarak… 
Tuvalete gidişi azaltılarak…
Çok üretim yaptırtacak esnek çalışma dayatılarak…
Üretim kotası konarak… 
Ücreti düşürülerek… 
Oldukça verimli kılınmış! 
Üretim dışında, pazarlama, Ar-ge gibi departmanlarda çalışanlar ise… 
Ücretleri üretimdekilere göre nispeten iyi olsa da… 
Havalı çalışma ortamlarında birer robota dönüştürülmüş durumda. 
Yakalar beyaz olsa da… 
Çalışma ortamı kara!

İNSAN DEĞİL, VERİM KAYBI DERT

Tatil dönüşü robotlaşma sürecine adapte olmak hiç de kolay değil.
Bunu bilen patron verim kaybı yaşamamak için…
İlk gün iş kaybını da göze alarak organizasyon düzenliyor.
Böylece daha kazançlı çıkacağını biliyor. 
Panasonic Türkiye Kurumsal Gelişim Direktörü Mutlu Kutlu durumu gayet iyi özetliyor: Bu tür organizasyonlar ile hem çalışanlarımızın mutluluk ve motivasyonuna katkı sağlıyoruz hem de izin dönüşü çalışanlarımızın iş hayatına yeniden adaptasyonlarına destek olarak iş verimliliğine de katkı sunuyoruz”.
Mutluluk, motivasyon cümlelerinden oluşan birinci kısmı atınız!
Mesele ikinci kısımda yani iş verimliliğinde…
İnsanca çalışacak bir iş dünyası… 
İnsanca yaşabilecek bir ücret ve maaş düzeyi…
İnsanca dinlenebilecek bir tatil hakkı olsaydı…
İnsanlar için işe dönüş tramvaya dönüşmezdi.
Ne iş dünyası böyle… 
Ne de patronun en ufak bir verim kaybına tahammülü var.
Pek havalı ifade edilen ‘Pozitif iş motivasyonu’ da… 
Panasonic’in yaptığı gibi, kendinizi özel hissetmeniz için kırmızı halıda yürütme organizasyonu da...
“Çalışan odaklılık” anlatısı da… 
Hepsi ama hepsi daha çok üretken olmamız, gayri insani çalışma koşullarını kabul etmemiz için.


BİLDİĞİN ROBOT OLACAĞIZ!

Panasonic, fabrika işçileri için süper insan gücü sağlayacak dış iskelet üretiyor.
İşçilere elektronik bir dış iskelet giydirilecek ve işçiler süper insan gücüne sahip olacak.
‘Power Loader’ adındaki bu sistem…
Adeta film sahnesiymişçesine işçiyi robot görüntüsüne kavuşturacak. İşçiyi rahat bir şekilde 100 kiloyu kaldırabilecek düzeye getirecek.
İşçilere kolaylık, rahatlık diye anlatılan bu gelişme…
Bir işçinin, 15 kiloluk kıyafetle, tonlarca yükü tek başına sırtlamasını hedefliyor. İşçiye kolaylık değil patrona kıyak yani!
Bu sadece Panasonic ile ilgi değil.
Giderek kapitalizm çalışma sürelerini uzatıyor. Dinlenme sürülerini azaltıyor. Pazar günleri de dahil çalışmayı örgütlüyor.
Kapitalizm için dinlenmek maliyet demek.
Kapitalizmin hedefi 7 gün 24 saat üretip, 7 gün 24 saat tüketmek.
İş kaybına da, verimlilik düşüşüne de yer yok bu işleyişte.
Bütün motivasyon çabaları da işte bu çarka uyum sağlamayı kolaylaştırmayı hedefliyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...