10 Ağustos 2017 01:00

'Tek tip'leşmek

'Tek tip'leşmek

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İlk kez 12 Eylül 1980 askeri darbesi döneminde karşılaşmıştık, tek tip elbise giyme zorunluluğu ile…

Açlık grevleri ve ölüm oruçları yaparak direnişler de peş peşe gelmişti.

Hatırlıyorum. Ben 12 Eylül’den birkaç ay önce , fiilen, haziran ayında başlamıştım avukatlığa.

1981 yılından itibaren açlık grevlerine tanık olmaya başladık.

Mamak, Metris, Diyarbakır…1981 ve 1982 ile 1984 ölümle sonuçlanan direniş yıllarıydı. Bizim de  hafızamızda kayıtlıdır.

Uzun yıllar sürdü, tek tip konusu.

Hatta kişisel tarihimizde, bizim de duruşmaya giderken tek tip elbise giymediğimiz için, ağustos 1988 tarihinden kalma, hakkımızda hapishaneden tahliye edilmemizden sonrası verilmiş bir disiplin cezamız var.

“Uzun yıllar sürdü” demekte haksız mıyız?

Tek tip demek dayatma demek. Devlet dayatması, zorbalığın bir türüdür.

Tek tip bana göre, tek düşünce, tek inanç dayatmasından farksız olabiliyor bazı durumlarda.

“Canım ne var bunda” diyenler de olabiliyor. Mesleki giysiler ile üniforma ya da sıhhi nedenlerle hekim ve sağlıkçıların giysilerinin de tek tip olabilmesinden bahsedenler de olabiliyor.

-Hepsi, aynı, bunlar zorunluluk, diyenler de olabiliyor. “Güvenlik önlemi” diyenler olabiliyor.

Hatta “ABD’de oluyor da bizde neden olmasın” diyenler de olabiliyor.

Bence cevap vermeye gerek yok. İktidar ne yaparsa onu gerekçelendirmek ve meşruluğunu ve doğruluğunu savunmakla kendini görevli sayanlar, “tek tip”çiliğin tipik örnekleridir.”Hık deyicilik” de diyebiliriz buna.

Tek tipçi düşüncenin giysi ile kendisini ifade etmesi tarihin bir cilvesi.

“Fetö”cüler tulum diğerleri de tek tip ceket pantolon giyecekmiş!

Aşağılama amacıyla getirilmek istendiği açık açık söyleniyor ya da ima ediliyor.

“Terör suçları” diyorlar buna.

Geldik mi yine terör tanımının genişliği sorununa!

1988 yılında Terörle Mücadele Kanunu yoktu ama biz DGM’de, o meşhur 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142. maddesinden (Komünizm propagandası ile milli duyguları zayıflatma suçu) yargılanıyorduk.

Yazdığımız bir yazı nedeniyle terör mahkemelerinde (DGM’ler) yargılanıyorduk.

Bugünün Terörle Mücadele Kanunu’nun 1. maddesinde terör tanımı o kadar geniş ki, tek tip uygulamaya geçtiğinde bakın ne olacak?

O nazik güzel kardeşim Milletvekili ve İnsan Hakları Savunucusu Ayhan Bilgen kardeşim tek tip elbise giymeye zorlanacak. Onun partisinin lideri değerli Selahattin Demirtaş da tek tipe zorlanacak, terör suçu nedeniyle.

Siz bununla sınırlı kalacağını mı düşünüyorsunuz?

Şu anda 170’e yakın gazeteci yazar var hapishanelerde.

Tümü terör suçlusu sayılacak.

Mesela Ahmet Altan, Mehmet Altan tek tip elbise giymeye zorlanacak. Mesela Kadri Gürsel, Murat Sabuncu, Ahmet Şık kardeşim; mesela Nazlı Ilıcak, Gültan Kışanak, Figen Yüksekdağ,  Ali Bulaç, Şahin Alpay tek tip elbise giymeye zorlanacak.

Bizim sevgili, Büyükada’dan tutuklu  insan hakları savunucusu arkadaşlarımız, terör suçlusu olarak nitelenip tek tip elbise giymeye zorlanacaklar.

AKP total/ideolojik bir partiye dönüşüyor. Çoğulculuğu reddediyor. 

Otokratik yönetim bunun ilk adımıydı. Şimdi, çeşitli sembollerle saldırıyor. O nedenle kendisi gibi düşünmeyene terörist demesine olanak sağlayan terör tanımını geniş tutuyor.

Bugünün Türkiyesi’nde, her toplantı, isyan, darbe, ajan toplantısı olarak nitelenebilir durumdadır...

Her farklı, benimsenmeyen düşünce, terörist propagandası olarak nitelenebiliyor.

Tek tipleşmek, demokrasinin reddi demektir.

Bunu, darbe dönemlerinde, yeniden öğreniyoruz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa