Adalet mi, 'FETÖ' destekçiliği ve vatana ihanet mi?
Fotoğraf: Envato
AKP lideri C.Bşk. Erdoğan, Ankara’da AKP İl Başkanları toplantısında Adalet Yürüyüşü’yle ilgili konuştu.
Önce, Başbakan ve Adalet Bakanıyla alaya alıp küçümsemeye çalışmışlar, olmamıştır.
Adaletsizlik öylesine diz boyudur ki, görmezden gelinir ve küçümsenir gibi değildir. Hakkı yenmeyen, kendisi ya da bir yakını hukuk önünde eşitsizliğe kurban gitmeyen kimse neredeyse yoktur ülkede. Kim karakolun yanından geçer, hele tanık olarak bile kim mahkemeye düşmeye gönüllü olur? Hiç kimse! Eğer bir “dayınız” yoksa, haklıyken haksız çıkarsınız.
Adalet, Kılıçdaroğlu’nun öylesine “torbadan çıkardığı” ya da “ya tutarsa” diye uydurduğu bir talep değildir. Hele yolsuzluğun ayyuka çıktığı 17-25 Aralık’la Cemaat ve siyasal İslam’la mücadele etmiş olmalarına aldırılmadan, fırsat bilinerek, “FETÖ” denip yüz binden fazla kişinin işinden atılıp açlığa mahkum edildiği, binlerce kişinin tutuklandığı 20 Temmuz OHAL’inin ardından kime dokunulsa adalet ahı duyulur olmuştur.
Sadece 2017’de işçilerin 5 grevi yasaklanmış, adaletin işçilerin semtine uğramadığı iyice belli olmuştur. “Terörist” oldukları iddia edilen 178 gazeteci hala hapiste. Dalga geçer gibi Cumhuriyetçilerle Sözcü gazetesinin “FETÖ’cü”lüğü ileri sürülmektedir. Ahmet Şık örneğin, Cemaat kumpasıyla tutuklanıp yargılanan gazeteci –şimdi “FETÖ’cü” suçlamasıyla içeride! Hayat’ın Sesi TV’nin “terörü savunduğu için” kapatıldığı iddia ediliyor!
Sadece bunlar değil şüphesiz. Tarım ve hayvancılık ürünlerinden gümrük vergisi neredeyse kaldırıldı. Adaletin kılıcı çiftçilerle hayvancılıkla uğraşanları biçiyor. Tekelci patronlar kârlarını katladılar. Ancak el ele vererek yine “adaletin kılıcı”nı sallayan hükümetle Türk-İş yaklaşık 200 bin kamu işçisine yıllık ortalama %6’lık zammı bile çok görüyorlar. Kızlı-erkekli küçücük çocuklara tecavüz edenlerle beğenmediği biçimde giyindiği için kadınlara saldıranlar, ırz düşmanı tacizciler serbest bırakılıyorlar, ama C.Bşk.’na hakaretten sadece son 6 ayda binlerce kişi cezalandırılıp hüküm giyiyor. Düşünmek ve düşündüğünü ifade etmek, hele gösteri düzenlemek suç, ama polisin genç-yaşlı kadın-erkek dinlemeden ağzını açana, hatta Ankara Yüksel Caddesi’nden geçene bile saldırması serbest!
Mahkeme kürsülerinin ardında yazılı sadece “adalet” sözcüğü. Yoksa çoğu tutuklama bile delil olmadan yapılıyor ve bu gerekçeli kararlara geçiriliyor.
Sonra C.Bşk., kendisi beğenmediği bir AYM kararı karşısında “bu karara saygı duymuyorum ve tanımıyorum” dememiş gibi, iddia ediyor ki, “adalet yürüyerek değil, mahkemede aranır”mış! İnandırıcı olmuyor tabii ve tersine Adalet Yürüyüşü’nün aldığı onay ve destek giderek genişliyor.
Tutmayınca, sıra tehditlere geliyor. C.Bşk. en son, talep sanki sadece Kılıçdaroğlu’nun talebiymiş gibi, onu “vatana ihanetin suç ortağı” olmakla itham ediyor. Delil olmasa bile MİT TIRları’nın belgelerini servis ettiği iddiasıyla 25 yılla cezalandırılan E. Berberoğlu –herkesin bildiği– “devlet sırlarını açıklamak”tan “vatan haini”, onu savunan Kılıçdaroğlu’ysa “suç ortağı” ilan ediliyor! Bu “hainlik” konusu Türkiye’yi dışarıya, Avrupa’ya filan şikayet etme babından sık sık kullanılıyor. “Vatan” sanki babalarının çiftlikleri! Suçlanıyorsa AKP suçlanıyor. Eleştiriliyorsa C.Bşk. eleştiriliyor. Ama sanki Türkiye=AKP imiş gibi, “yok” diyorlar, “Türkiye’yi suçluyor”, “Türkiye’yi şikayet ediyorlar”, öyleyse bunlar “vatan haini”!
Kapan da kaçan mı!? Doğu Perinçek “vatan” diye tepinip dursa, Fırat Kalkanı’nın yürütüldüğü Suriye topraklarını “vatan”, adaletsizliği “adaletin altın çağı” ilan etse de, ne vatan AKP’nin çiftliği ne de adalet onların cebine sığar!
Ama durulacak zaman değildir. Durulursa düşülecektir. Adalet arayışının haklılığı AKP tabanı da dahil halkın geniş kitlelerinde kabul görünce “vatan hainliği” de ileri sürülür, terör destekçiliğiyle “Pensilvanya’nın yolunda olmak”lık da. Oysa adaletin üstünde 2 sene öncesine kadar AKP’nin iktidar ortağı Cemaat tepinmiştir. Şimdi “FETÖ” denip tepinilmektedir!
Her şeyin bir sonu vardır ve olacaktır! Adaletsizliğin ve faşizm dayatmasının da.
- İsrail-İran güç gösterisi nereye varacak? 19 Nisan 2024 14:00
- Ortadoğu’da ve dünyada savaşa hayır! 16 Nisan 2024 05:42
- ‘Kazanacak aday’ meselesi… 09 Nisan 2024 05:53
- Dış basında ‘Erdoğan yenilgisi’ 03 Nisan 2024 04:07
- Erdoğan-AKP sonunun başlangıcı 02 Nisan 2024 04:55
- Rusya: Siyasallaşmış din budur!.. 26 Mart 2024 07:37
- Bahçeli ve MHP vakası!.. 19 Mart 2024 11:59
- Şimşek'in ‘rasyonel’ ekonomi politikası… 12 Mart 2024 04:50
- İşçiler... Emekliler... ve Erdoğan… 05 Mart 2024 07:27
- "İşveren"!.. 27 Şubat 2024 08:45
- Seçim ve geçim... 20 Şubat 2024 05:22
- Muhalif ittifaklara ne oldu? 13 Şubat 2024 04:50