02 Temmuz 2017 00:57

IŞİD yenilirken Afrin neden hedefe konuyor?

IŞİD yenilirken Afrin neden hedefe konuyor?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Son gülerde Suriye’deki Kürt kantonlarından birisi olan Afrin, Türkiye’de siyasi gündemin ön sırasına çıkarıldı. Dahası TSK’nin Afrin’e yönelik, “Fırat Kalkanı” harekatının bir safhası olarak Afrin’e yönelik bir askeri operasyon başlatılacağına dair haberler, yorumlar, uzman değerlendirmeleri, ortalığı kapladı; askeri harekatın ayrıntılarını gösterdiği iddia edilen “haritalar” yayımlanmaya başlandı.

Yıllardır, en batıdaki Kürt kantonu olarak pek de gündeme gelmeyen Afrin, birden bire Türkiye tarafından “bölgedeki istikrarsızlığın nedeni” olarak gösterilip, “İstikra için Afrin’in teröristlerden temizlenmesinin şart” olduğu tartışılmaya başlandı.

Bu propaganda; sınıra asker yığma ve “angajman kuralları” denerek Afrin’nin topa tutulması, “Rusya askerlerini Afrin’den çekti”, “SGD’nin ABD ile yakınlaşması Rusya’yı kızdırdı; bu yüzden Afrin’i terk etti” denerek, Rusya’nın çekilmesi Afrin’e yönelik bir operasyonda Rusya’nın Türkiye’ye destek vereceğine dair iddialarla sürdürüldü, sürdürülüyor.

AFRİN NEDEN ŞİMDİ?
Afrin’in askeri bir hedef olmasının arkasında elbette ki, Türkiye’nin Suriye politikasının tek “kırmızı çizgisi” haline gelen “Suriye’de Kürtler’in kendi kaderini tayin haklarını önleme” amaçlı tutumu vardır. Ama, “Afrin sorununun sıcak bir gündem haline gelmesinin nedeni Irak ve Suriye’deki IŞİD’e karşı mücadelenin geldiği aşamadır” dersek, gerçeğe en yakın yanıtı da vermiş oluruz.

Şöyle ki;  

* IŞİD Musul’dan atıldı: Musul’un IŞİD’den tamamen kurtarıldığı önceki gün Irak Hükümeti tarafından açıklandı. IŞİD’in elinde olan Irak toprakları ve kasabaları hâlâ  vardır ama, bundan sonra IŞİD’in Irak’taki varlığı, “uzatmaları oynamak” biçimindedir.

* Rakka’nın kurtarılması yakındır: IŞİD’in başkenti de olan Rakka’nın SDG tarafından IŞİD’den kurtarılması artık sadece bir zaman meselesidir. Dahası IŞİD’in son günlerde elindeki kimi kasabaları boşalttığı haberleri de gelmektedir.

* Cihadist guruplar dar alanlara hapsedildi: Batı Suriye’deki cihadist guruplar ise, küçük alanlara hapsedilmiş; Türkiye, ABD ve Rusya arasındaki pazarlık sürdüğü için yaşayan bölgeleridir.

* Bağımsız Kürdistan girişimi: Barzani yönetimi, “bağımsız Kürdistan” referandumu için tarih vermiştir.

* ABD, Fransa ve İngiltere’den tehdit: ABD’nin ortada bir dayanak yokken Suriye’nin İdlib’e yeni bir kimyasal saldırı düzenleyeceği iddiasına İngiltere ve Fransa’nın hemen destek vermesi, İsrail’in ciddiyeti tartışmalı iddialarla Suriye ordusunun mevzilerini bombalaması, bölgedeki paylaşım mücadelesinin ateşinin yüksekliğini göstermesi bakımından önemlidir.  

* Katar ambargosu: Suudi Arabistan, Mısır ve Körfez ülkelerinin ABD-İsrail desteğindeki “Katar ambargosu”yla, Irak, Libya ve Yemen’deki gelişmelere de yön verilmesi amaçlanmaktadır. 

İSTİKRARSIZLIĞIN KAYNAĞI AFRİN’MİŞ!
Toplam açısında bakıldığında, süreç IŞİD’in yenilgisinin kesinleştiği ve bölgenin haritasının yeniden çizilmesi “masasının kurulması aşamasına” gelindiğini söylemek doğru olur.

Burada Türkiye için Afrin, bir yandan Suriye’deki cihadist guruplarla coğrafi olarak bağlantısı, Türkiye’nin Fırat Kalkanı ile askeri olarak ele geçirdiği bölgenin güvenliği, Kuzey Suriye boyunca uzanan Kürt koridorunun Afirin’le birleştirme idealinin yok edilmesi için önemli bir bölge olarak görülmektedir.

Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak gelişmeleri şöyle değerlendiriyor: “Bölgenin stabil hale gelmesi, Afrin bölgesinin teröristlerden, terör unsurlarından temizlenmesi (kastedilen PYD-YPG’dir) gerekir. Türkiye’nin bu güvenli bölge fikri böylece hayata geçirilecek...Afrin bölgesinin terörden, teröristlerden, terör unsurlarından temizlenmesi gerekecek. Yoksa kimse ne Azez’in ne Mare’nin ne El Bab’ın ne de İdlib’in güvenliği garanti edebilir!”

Kısacası Türkiye kurulacak masada kedisini “güvende hissetmesi” için Afrin’i Kürt güçlerinden almak istemektedir.

Afrin’in şimdi gündeme gelmesinin nedeni de budur. 

AFRİN’E OPRASYON NE ÖLÇÜDE OLANAKLI?
Ne var ki “masa” sadece Türkiye için kurulmuyor; bölgede egemenlik için mücadele eden bütün emperyalistler ve bölge gericilikleri için de kuruluyor. Dahası mücadele eden halklar da bu masada güçleri oranında yer alacak. Ki, bölgedeki somut koşullar dikkate alındığında “masada” Kürt güçlerinin hayli etkili bir biçimde yer alacağı da anlaşılıyor.

Bu yüzden de kimse ötekinin kendisinden daha güçlü olarak masaya oturmasını istemiyor. Bunun da ötesinde Afrin’e müdahale etmek ve bir askeri başarı sağlamak kendi başına bile (bölgedeki güç dengeleri bir yana bırakılsa bile) çok zordur. Ama mevcut koşullarda ne Rusya, ne de ABD, Türkiye’nin Afrin’i ele geçirmesine göz yumacak durumda değiller. Tersine her iki ‘büyük güç’ de Kürt güçlerini kendi saflarına kazanmak için özel çaba sarf etmektedir. Onun içindir ki, bölgedeki gerçekler karşısında Rusya’nın askerlerini Afrin’den çektiği haberlerinin, hele de Rusya’nın Türkiye’nin Afrin’e müdahalesine yeşil ışık yaktığı iddiasının mantıklı bir gerekçesi bulunmamaktadır. Ki, Rusya da bunu yalanladı.

KURTLAR SOFRASI KURULUYOR
Dolayısıyla Afrin’e yönelik yaratılan gerilim; “angajman kuralları” öne sürülerek topa tutulması, elbette bir niyet ifadesidir ama daha çok iç politikaya, içerideki şoven-milliyetçi odaklara oynama amaçlıdır. Nitekim, bu gerilim girişimine hem MHP hem de CHP destek sunmuştur.

Evet, Afrin belki sıcak gündeme yeni girdiği için öne çıkmıştır ama bölge çapında girilen dönem, “sahada”ki girişimlerin masada  oluşturacağı ağırlık gündeme geldiği için herkes elindekini korurken, diğerinin elindekini de kapmak üzere çok hareketli olacağı bir aşamaya gelindiğini göstermektedir. Bu da hem bölgede “sürpriz” denecek gelişmelere hem de “vekillerin” değilse de “asıl”ların aralarında çatışmalar için ortamın elverişli hale geldiği anlamına gelmektedir.

Afrin’i, Rojava kantonlarını tehdit görmeyen, bölge halklarının kendi kaderlerin tayin etmesine saygı gösteren, bölgede demokrasiyi, özgürlükleri savunan bir çizgiye geçmeden Türkiye’nin bölgedeki paylaşım mücadelelerinin burgacına çekilmekten kurtulması zordur. Çünkü, “kurtlar sofrası”nda yaralananı (zayıf düşeni, yalnızlaşanı) yemek de kuraldandır! 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...