23 Haziran 2017 01:00

Hakemsiz olmaz mı?

Hakemsiz olmaz mı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Rusya’daki Konfederasyonlar Kupası’nda uygulanan video hakem teknolojisinin, 2018’in başından itibaren Süper Lig’de de devreye girmesinin planlandığı açıklanınca konuyla ilgili tartışmalar yoğunlaştı.

Futbol büyük bir endüstri ve artık sadece kazanmak amacıyla oynanıyor. İşin sonunda çok büyük rant var. Dolayısıyla oyunda hakem hatalarını doğal karşılamak gibi bir yaklaşıma yer kalmadı. Hatalı bir gol kararıyla birlikte milyonlarca Avro yitirilebiliyor. Rant temelinde yükselen endüstriyel futbolda teknolojinin işin içine girmesi kaçınılmaz bir olguydu. Nasıl ki voleybolda, teniste tartışmalı pozisyonlarda video görüntülerine bakılarak karar veriliyorsa, çok büyük rantların söz konusu olduğu futbolda da bir gün bunun gerçekleşeceği belliydi... 

Kazanma uğruna gözler dönmüş ve futbol; taktiğin, tekniğin, stratejinin, sistemin bir kenara bırakılıp ağırlıklı olarak hakemler üzerinden oynanan bir oyuna dönüşmüşken, “ruh”, “duygu” gibi kavramlar içeren “romantik” söylemlerle video hakeme karşı çıkmanın bir anlamı yok... Aslında, “Futbol hatalar oyunudur ve bu oyundaki diğer unsurlar gibi hakemler de hata yapıyor. Hakem hataları oyunun bir parçası kabul edilmeli ve doğal karşılanmalı” düşüncesi özümsenip hayata geçirilebilse ve bu yaklaşım doğrultusunda hakemler rahat bırakılsa sorun kalmayacak. Ne var ki sakin kafayla edilen bu tür laflar, karşılaşmalar başladığı anda hükmünü yitiriyor ve kazanma duygusunun/hedefinin baskın çıkmasıyla herkes hakemlere saldırmak için en küçük fırsatı bile kaçırmayan azgın bir holigana dönüşüveriyor... Sonuçta da her başarısız sonuç, hakemlerle ilişkilendiriliyor, hakem tartışmalarının sonu gelmiyor... Ayrıca yöneticilerin, teknik direktörlerin ve futbolcuların başarısız sonuçların ardından hakem bahanesine sığınmayı alışkanlık haline getirdikleri de gözden kaçırılmamalı. Bütün bunlar gösteriyor ki futbol ortamımız, gerek saha içi, gerekse  saha dışıyla hakemler açısından son derece yıpratıcı...

Bir yandan kazanmayı, rantı futbolun temel amacı yapar ve işin duygu kısmını tamamen yok ederken, diğer yandan böyle yozlaşmış bir ortamda hakemler üzerinden futbola duygusal boyut katmaya ve bunu sürdürebilir kılmaya çalışmak fazlasıyla tuhaf. Hiç kimsede duygunun kırıntısı dahi kalmamışken, hakemlerden duygusallıklarını korumalarını ve bu şekilde oyuna “ruh” katmalarını beklemek, aymazlıktan başka bir şey değil...

Video hakeme karşı olanlar, normal hakemlerin baskı altına alınıp yanlış kararlar vermeye zorlanmasından rahatsızlık duymuyorlar herhalde. Taraftar sayısı çok, lobi ve medya gücü yüksek kulüpler hakemleri baskı altına alma/etkileme konusunda hiç zorluk çekmiyorlar. “Büyük” diye anılan takımların sahasında oynanan maçlarda hakemler, kararsız kaldıkları ya da iyi göremedikleri pozisyonlarda genellikle “ev sahibi” lehine yorum yapıp karar veriyorlar. Video hakemler, en azından baskılardan etkilenmeyeceği için hata oranı bir nebze olsun azalacaktır. 

Sonuçta her insanın olduğu gibi hakemlerin sinir sistemi de yükü bir yere kadar kaldırabiliyor. Bir noktadan sonra çeşitli etkileşimlerin devreye girmesiyle duygular altüst olunca, hakemlerin kafası karışabiliyor ve pozisyonları sağlıklı bir şekilde değerlendirebilecek yeterlilikten uzak düşebiliyorlar... 

Kazanmanın tek amaç haline gelmesinden bu yana, hakemleri baskı altına alma gücü yüksek olan kulüpler, kirli olup olmadığına aldırış etmeksizin her türlü yöntemi kullanarak hedefe ulaşmaya çalışıyorlar. Yöneticiler kışkırtıcılık ve şantaj yaparak, taraftarlar küfür ve tehdit ederek, futbolcular da çirkeflik sergileyerek ve refleks haline gelmiş itiraz alışkanlıklarıyla hakemleri sürekli olarak avuçlarının içine alma peşindeler. Bir yandan futbolun hakemler üzerinden oynanan bir oyuna dönüştüğünden şikayet edip diğer yandan video uygulamasına karşı çıkmak, tam bir tutarsızlık...

Her şey bir yana, gerçek anlamda endüstriyel futbola karşı olmak ise sadece video hakeme değil, ofsaytı belirleyen hakemler dışında diğer bütün hakemlere karşı olmayı gerektirir. Bir spor karşılaşması oynanırken hakemlere ihtiyaç duyulması, insanlığın erdemsel açıdan gelişmemişliğinin göstergesidir ve bu aslında utanç duyulması gereken bir durumdur... 

Spor karşılaşmalarını, hakemlere ihtiyaç duymadan, herkesin kendisinin hakemi olduğu bir anlayışla oynayabilmek, kulağa ne kadar da ütopik geliyor değil mi? 

Kişiliklere, onur ve erdem biçim verdiğinde, hayatın diğer alanlarına olduğu gibi futbola bakış da temelinden değişecek ve işte o zaman futbol, insan ilişkilerine yaptığı çok boyutlu katkıyla bugünkünden bambaşka bir etkinlik olarak sahnedeki yerini alacak...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa