12 Haziran 2017 02:51

Ramazan sohbetleri 7 - İnsan eliyle yapılanı Allah'a havale etmek

Ramazan sohbetleri 7 - İnsan eliyle yapılanı Allah'a havale etmek

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“Ey fakirler, sınanıyorsunuz!” 
“Büyük bir imtihandan geçtiğinizi düşününüz ve yoksulluğunuza isyan etmeyiniz.”

Bu tür vaazların bizi ilahi bir gücün değil de... 
Gücünü sermayesinden alanların imtihanına tabi kıldığına...
Patronların emeğinden başka sermayesi olmayanları sürekli, işsiz kalma korkusuyla imtihan ettiklerine... 
Bu korkuyla emekçileri ne kadar teslim alabileceklerine dair her gün bir sabır zorlaması denediklerine...
Ne kadar kuralsız...
Ne kadar ucuza çalışabileceğimizi test edip durduklarına...
Açlıkla, çaresizlikle, geleceksizlikle, yarınsızlıkla imtihan ettiklerine...
Bir önceki sohbetimizde dikkat çekmiştik. 
İnsanın yarattığı bu ateşe cehennem ateşi muamelesi çekilmesini eleştirmiştik. 
Vaazların kapitalist kurallara, sürekli dokunulmazlık zırhı vermesinin... 
İşçi denen kulların ölümüne ezilmesine yol açtığına değinmiştik. 
Buradan devam edelim.
Kapitalist kurallara dokunmadıkça...
Yapılan “sebatkâr olun” çağrıları... 
Gök kubbeyi değil beton kubbeyi inşa eden muktedir efendilerimize... 
Boyun eğme çağrısına dönüşüyor. 
Dokunmadıkça kapitalist kurallara, dokunamadığı kuralların esiri oluyor vaazlar. Tek laf edemez hale geliyor Karun kadar zenginleşen iktidar ve çevresine!   
Kasadaki, kuytudaki istiflemelere... 
7 gün 24 saat rant üzerine kurulu çarka...
Patronlara, inşaatçılara, başkanlara, rantçılara... 

MESELE MÜLKİYET DEĞİL ÜRETİM ARAÇLARI

Bütün bu çarka laf etmeyenler dönüp de...
“İslam zenginliği ve özel mülkiyeti olumsuz bir durum olarak görmez” deyip... 
Muazzam sömürüyü meşrulaştırıyorlar. 
“Fakirlerin bulunması, zenginler için birer nimettir. Onların dualarını almak, onları sevindirmek Allah’ın en çok razı olduğu ibadetlerdendir” diyorlar. 
Böyle denildiğinde... 
İstatistik Kurumu’nun sayısını 12 milyon kişi olarak belirttiği... 
Mutlak yoksullar, birer nimete dönüşüyor.
Ama inanın, “Zekât vereyim de malıma bereket gelsin” nimetine değil. 
Daha ucuza, daha kuralsız çalıştırabileyim, bunun üzerinden servetime servet katayım. Hatta olursa dünya markası olayım nimetine...
İslam özel mülkiyeti olumsuz bir durum olarak görmez. 
Ey müminler, inanın komünizm de görmez! 
Marx, Komünist Manifesto’da buyurur ki... “Eviniz, tavuğunuz, eşyanız olması değil mesele. Mesele üretim araçlarının özel mülkiyeti! 
Çünkü üretim araçlarının özel mülkiyeti zengin karşısında fakiri, varsılın yanında yoksulu doğurur. Zıtları bir madalyonun iki yüzü gibi birleştirir.
Son verilsin bakalım üretim araçlarının özel mülkiyetine, işçinin bir meta gibi pazarlanmasına… 
Hele bakalım o zaman... 
İlahi bir güç böyle bol keseden yoksulluk dağıtacak mı, yoksa yoksulluk son mu bulacak?

AKP HÜKÜMETİNİN USTA İŞİ BECERİSİ!

Özel mülkiyet sahipleri için fakir, kapitalist dünyada ekonomik bir nimettir. 
Neoliberal, ‘İslamcı’ AKP iktidarı için ise siyasi bir nimettir, yoksulluk! 
Şöyle ki...
Neoliberal anlayışla önce büyük emekçi yığınları yoksullaştırırken... İslami-muhafazakar referansla da tepkileri azaltır.
Taşeron işçilikle... 
Kuralsız çalışmayla... 
Esneklikle... 
Örgütsüzleştirmeyle sindirir! 
Sosyal hakka ulaşmanın (Kömür, gıda, yaşlı-engelli bakımı vs.) yolu olarak da iktidar etrafında kenetlenmeyi dayatır.
Birilerinin sürekli nemalandığı bir sistemde sebat etmek... 
Birilerinin sürekli ufalandığı çarka ‘evet’ demektir.
Bunu meşrulaştırmak yerine şunu sorsak ne dersin hocam: İnsan eliyle yaratılan ve çözümü de olan çelişkiler neden Allah’a havale edilsin ki... 

İŞGÜCÜNDEN İNSAN OLMAYA GEÇİŞ...

Kapitalist sistemde işçi insan değil, işgücüdür. 
İşgücünden istediği gibi yararlanamadığı işçiyi, ‘insan’ yerine koymuyor, kapı önüne koyuyor patron. 
Kapı önüne koyduğunun insani ihtiyaçlarını (Gıda, giyim, barınma) nasıl karşılayacağı umurunda olmuyor. 
Patronlar ve sermayedarlar için işgücü olmanın dışında bir değeri yok işçinin.
İşçinin insan olduğunu hatırlatmasının, değer görmesinin tek şartı birlikte hareket etmesi. Bir sınıf olarak ortaya çıkıp hak talep etmesidir.
Sınıf olarak var olmadıkça işçinin ‘alnına yazılmıştır’ hiçlik! 
İktidarın eteğine yapıştıkça değil, sınıf oldukça kazanılıyor. 
İşgücünden insan olmaya geçişi için tarihin gösterdiği yol budur!
Bizi sermayesi olana kul olmaya değil, insan olmaya davet et be hocam! 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...