02 Haziran 2017 01:00

Kürtler IŞİD ile anlaştı mı?

Kürtler IŞİD ile anlaştı mı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un “Kürtlerin IŞİD ile anlaştığı” açıklaması bazı çevrelerde oldukça heyecan yaratmışa benziyor. İktidar çevrelerinden söz etmiyoruz. Onların IŞİD ile iş birliği konusunda herhalde söyleyebilecekleri fazla bir şey yoktur. Ayrıca Kürtlere saldırmak için böyle açıklamalara da ihtiyaç duymuyorlar zaten. Ancak iktidara birçok konuda mesafeli, hatta karşı olan birçok ulusalcı ve ‘sol’cu çevre “Kürtlerden bir şey olmayacağını” göstermek için hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar. Bu çevrelerin Lavrov’un açıklamalarının üzerine hemen atlamalarının nedeni bu. Çünkü bunlara göre Kürtlerin IŞİD ile anlaştığı haberleri, Kürtlerin gericiliğe karşı mücadele eden bir güç olmadığını kanıtlıyor! 

Peki, bu çevreler için Kürtlerin gericiliğe karşı mücadele eden bir güç olmadığının kanıtlanması neden önemli?

Çünkü demokrasi mücadelesinde Kürtlerle yan yana gelmemelerini açıklamak için böylesi “kanıt”lara ihtiyaç duyuyorlar. 

Hatırlayın, referandum sürecinde Kürt hareketi tarihinin en büyük saldırı/kuşatmalarından birini yaşıyorken bile Erdoğan iktidarı ile pazarlık yaptığı, anlaşacağı gibi iddiaları gündeme getirmekten geri durmadılar. Ancak referandumdaki bütün şaibelere rağmen Kürtlerin bu iddiaları çürüten bir tutum ortaya koymaları, bu çevreleri demokrasi, barış, laiklik gibi talepler için Kürtlerle yan yana gelinebileceği konusunda ikna etmeye yetmedi.

Gelelim Lavrov’un heyecan yaratan açıklamasına…

Gerçekten bugüne kadar dost-düşman herkesin IŞİD’e karşı mücadele eden en önemli güç olarak kabul ettiği Kürtler ve bileşeni oldukları Demokratik Suriye Güçleri (DSG), IŞİD ile nasıl anlaşmış olabilir?

Bu sorunun yanıtı için Rus haber ajansı Sputnik’in Lavron’un açıklaması ile ilgili haberinin tamamına bakmak gerekiyor. Lavrov açıklamasında “DSG’nin, IŞİD militanlarına Rakka’dan Palmira’ya koridor açılması konusunda IŞİD ile anlaştığı haberlerini yalanladığını ancak Rusya Savunma Bakanlığının bu bilgiyi teyit ettiği”ni söylüyor.  Ayrıca Rus Hava Kuvvetlerinin Palmira’ya hareket eden IŞİD konvoyunu vurduğunu da ekliyor. Ancak Lavrov, bu açıklamasının devamında “IŞİD konvoyunun Rakka’dan çıkmasının Suriye’de terörle mücadele eden taraflar arasında koordinasyon eksikliği olduğuna delil oluşturduğu”nu da belirtiyor. Son olarak BM Özel Temsilcisi Steffan de Mistura’nın öncülüğünde Cenevre’de yapılan görüşmelere Kürtlerin çağrılmamasını eleştiren Lavrov, “Kürtler olmadan terörle mücadele etmenin ve Suriye’nin anayasal sistemini istişare etmenin imkansız” olduğuna dikkat çekiyor.

Bu açıklamadan Kürtlerin, IŞİD gericiliği ile iş birliği yaptığı sonucunu çıkarmak herhalde Lavrov’un hiç aklına gelmemiştir.

Çünkü öncelikle IŞİD’e koridor açılması konusunda anlaşma yapıldığı bilgisinin doğru olması bile, IŞİD’le iş birliği yapıldığı anlamına gelmez. Aksine böylesi bir hamle ancak IŞİD’i daha dar bir alana sıkıştırmak, IŞİD’e karşı daha geniş hareket alanı yaratmak amacıyla yapılmış olabilir. Dolayısıyla, tıpkı Rusya ve Suriye rejiminin Halep’teki ya da Deraya’daki cihatçıların İdlib’e taşınması konusunda anlaşma yapmaları nasıl Rusya ve Suriye rejimini cihatçıların iş birlikçisi yapmıyorsa böylesi bir hamle de Kürtleri IŞİD iş birlikçisi yapmaz.

İkincisi, Lavrov’un bu iddiayı gündeme getirirken asıl rahatsızlığı Rakka operasyonunun kendileriyle koordineli bir şekilde yürütülmüyor olmasıdır. Bu bakımdan Rakka’dan çıkan IŞİD konvoyunun vurulduğu açıklaması, bu operasyona Rusya’nın dahil edilmesi yönünde bir mesajdır. Ve açıktır ki, bu mesaj öncelikle Rakka operasyonunu Suriye’de etki-güç sahibi olabilmenin dayanağı olarak kullanmak isteyen ABD’ye verilmektedir. 

Üçüncü olarak Lavrov, Kürtler olmadan terörle mücadelenin ve yeni Suriye’nin düşünülemeyeceğini söyleyerek Kürtleri karşısına alan değil; Kürtlerle ittifak ve iş birliğinin önemine dikkat çeken bir yaklaşım ortaya koymaktadır. Bilindiği gibi Rusya, Afrin’de bir süreden beri Kürtlerle birlikte İdlib’deki cihatçılara karşı bir operasyonun hazırlığını yapıyor.

Demek ki ortada öyle üzerine gürültü kopartılacak bir durum yok. Kürtler, insanlık düşmanı çeteler karşısında demokratik bir Suriye mücadelesinin en dinamik gücü olmaya devam etmektedir. Dolayısıyla IŞİD ve cihatçı çetelerin ötesinde bunları bugüne kadar destekleyip halkların başına bela eden bölgenin gerici rejimlerine karşı halkların barış içinde yaşayacağı, demokratik-laik bir geleceğin kurulması mücadelesinden yana güçlerin göz ardı etmemesi gereken gerçek budur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...