21 Mayıs 2017 01:00

Gavur Mahallesi, Papaz Arsen meselesi (2)

Gavur Mahallesi, Papaz Arsen meselesi (2)

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kirvem,

Geçen haftaki mektubumda Diyarbakır Gavur Mahallesi ve Papaz Arsen hakkında iki kelam ettiğimi umarım hatırlıyorsun. Aslında bir zamanların Gavur Mahallesi’inden söz ederken diğer yandan da namıdiğeriye Hançepek’in şu andaki hal ve ahvaline ayna tutmak istedim.

Zaman tünelinin girdaplarında dolaşırken bin dokuz yüz ellili yılların başlarından itibaren yaklaşık yarım asırlık bir zaman diliminin ardından dönüp geriye baktığımda, bir zamanlar hasbelkader doğup büyüdüğüm, küçelerinde top peşinde koşuşturduğum, daracık sokaklarında çember çevirdiğim çocukluğum sanki dün gibi!

Anadolu denen bu bizim diyarlarda geçmişten günümüze uzanan çizgi boyunca şu ya da bu gerekçelerle başımıza “taç” yaptığımız bilumum “iktidar” ağalarının kimileri çoktan “öte taraf”ta “taht” kurmuşken, şimdilerde de günümüzün “usta” siyasetçileri de, bu arenadaki  “deha”larının, Allah vergisi “fıtrat”larının öncülüğünde; bizleri, bu ülkenin halklarını, daha da doğrusu “vatandaş” olarak hepimizi “nurlu ufuklar”a doğru dolu dizgin güya yönlendiriyorlar ama öte taraftan da “Görünen köy kılavuz istemez” misali ülke sathında çalan havalara bakılırsa halimiz ahvalimiz maalesef hepten nanay!

Bir zamanların top sakallı keşişi Der Arsen, nüfus kütüğünde kayıtlı olan “Çöz” soyadının rehberliğinde memleketimizin irili ufaklı sorunlarının çözümü için sabah akşam Diyarbakır Surp Giragos Kilisesi’nin yolunu tutup, bu bapta Tanrı’ya yalvarıp yakardığı halde, ülkemizin sorunlarına zerre kadar çözüm bulamayıp, “Ecel geldi cihane baş ağrısı bahane” düsturunca çarnaçar Diyarbakır Ermeni Mezarlığına gömüldükten sonra ister istemez gittiği o “Meçhulistan” diyarlarından bugün bu saat geriye baktığında viraneye dönüşmüş kilisesine, yıkılıp yok olmuş Gavur Mahallesi’ne baktığında acaba ne düşünüyor kim bilir...

Kirvem, senin de bildiğin üzere memleketimizin kutsal topraklarında zaman zaman yaşadığımız kimi sorunlarımızı “hak, hukuk, adalet” kavramlarının bileşkesini oluşturan “demokratik” yollarla tez elden rayına oturtup, dolayısıyla bir an önce “mesele” olmaktan çıkarmak yerine, tam aksine durduk yere bir çuval inciri berbat etmek için sanki el birliğiyle çalışıyoruz!

Nitekim adres basit, hesap ortada!

Bu bapta ülkemizin temel sorunlarının başında gelen “Kürt realitesi”ni inatla görmezlikten gelip, klasik deyimiyle başımızı deve kuşu misali kuma gömerek, halı altına süpürerek, dahası da akla, mantığa uymayan çeşitli yollarla sözümona bertaraf etmek için kırk yıldan beri, kırk türlü takla attık ama nafile!

Nafile, zira vakti zamanında dilimizde pelesenge dönüşmüş “demir ağlarla ördük ana yurdu dört baştan” marşını onurla, gururla dillendirirken, şimdilerde misakımızın milli sınırlarını fırdolayı çevirmeye başladığımız “duvar”larla övünüyoruz!

Vee kapısından içeri adımımızı atmak için neredeyse yarım asırdan beri eşiğinide eşelenip ardından da “Evropa Birliği’ne giden yolun Diyarbakırdan geçtiğini belirttiğimiz o “mutlu” günlere bir türlü ulaşamadığımız gibi, ayrıca dönüp dolaşıp gele gele gelip tosladığımız şu günlerde eski adıyla Amida, Ermenicesiyle Dikranagerd denen bu kadim şehrin Gavur Mahallesi’nin yanı sıra, keza Sur’un neredeyse tümüyle yer ile yeksan edilip, bunun yerine cetvelle çizilen, kişiliksiz bir şehrin yapılması için “ferman” buyuranları Allah iflah eder mi, bunu, Surp Giragos Kilisesi’nin top sakallı papazı Der Arsen’e sormak mı gerekir kim bilir Kirvem!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...