07 Mayıs 2017 00:53

Hastaların değeri yok

Hastaların değeri yok

Fotoğraf: Envato

Paylaş

ABD cezaevi sisteminin karanlık çukurlarına atıldığınızda tıpla ilgili ‘özgür dünya’da size öğretilen herşeyi bir kenara atmak zorundasınız. O dünyada size doktorları acılarınızı azaltacak, sizi iyileştirecek insanlar, hemşireleri tatlı teselli kaynakları olarak görmeye koşullandırılmıştınız. 

Parmaklıklar arkasında ise tıp ve hasta bakımı bambaşka bir anlam taşıyor. Burada herşey parayla ölçülüyor, hastaların hiçbir değeri yok. 

Bu değerlendirme çok sert gibi gelebilir ama emin olun gerçeklik daha da sert. Kısa süre önce Dennis ‘Solo’ McKeithan’ın bir doktor tarafından muayene edilmek ve uygun tedavi hakkını elde etmek için verdiği mücadeleyi anlatmıştım. 

Solo, bir virüsün neden olduğu sinir iltihabından, zonadan, muzdaripti. 

Ocak ayındaki duruşmasının tutanağını okuduğumda Hakim John Garhart’ın yönelttiği bir soruya çok şaşırmıştım; cezaevi yönetimiyle tutukluların sağlığından sorumlu firmanın arasında bir anlaşmazlık olup olmadığını öğrenmek istemekteydi. 

Sağlık firması, özel bir şirket olarak, hastalara pahalı ilaçları vermeyip kârını arttırma hevesinde olabilirdi. Cezaevi Düzenleme Dairesi (DOC) adına sağlıktan sorumlu kişi hayır cevabı verse de hakimin sorusuyla tam hedeften vurduğu gözlerden kaçmıyordu. 

2015 yılından beri avukatlarımla birlikte Hepatit C hastalığımın uygun tedavisini talep ediyorum. 2015 yazında cezaevi kurumu mahkemeye sahte bir belge sunarak şikayetimin reddedilmesini sağladı. Cezaevi kurumu avukatı sahte belgede Hepatit C hastalığımın ağır olmadığı için ilaç tedavisinin gereksizliğini belirtmekteydi. 

Federal hakim aynı düşünmediğinden belgenin sahte olduğunu ispat ettiğimiz üst mahkemeye gidilmesine karar verdi. 

Aylar sonra yine aynı hakim, cezaevi kurumunun protokolünü anayasaya aykırı buldu. Bu protokolda Hepatit C’li bir hastanın, doktor tarafından muayene edilebileceği ama ancak hayati tehlike varsa ilaç tedavisi yapılabileceği yazılmaktaydı. 

Bu yenilgiye cezaevi kurumunun (DOC) verdiği cevap benim hastalığımın pek de hayati tehlike yaratmadığı şeklinde oldu. 

Federal hakim ocak ayında ikinci kez protokolün anayasaya aykırı olduğuna hükmetti. Alınan 21 gün içinde tedavime başlanması kararı, cezaevi kurumu tarafından üç ay boyunca uygulamaya sokulmadı, mart ayı sonunda tıbbi bir testin zorunlu olduğu belirtildi. 

Yapılan testler sonunda sadece Hepatit C hastalığımın ilerlediğini değil karaciğer sirozumun F 4 evresine ulaştığını gösterdi. 

Kurum, hastalığımın (ve binlerce tutuklunun) tıbbi tedavisi 400 milyon dolara mal olacağı için tedavinin başlatılmasına yanaşmadı. 

Tedavi yapılırsa onların parasına, yapılmazsa ise benim (Ve binlerce hasta tutuklunun) hayatıma mal olacaktı. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa