01 Mayıs 2017 01:59

Vodvil

Vodvil

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Gene yok! İlk çıkacak KHK demiştik. Artık kesinkes referandum sonrası çıkacak ilk KHK ile bizi de onurlandırırlar diye umuyorduk, ama olmadı. Üstelik bir değil iki KHK birden yayınlandı 29 Nisan tarihinde. 689 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kamu görevinden ihraç edilen 484 akademisyenden 66’sı Barış İçin Akademisyenler, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” diyenler ama bu 66’ya da giremedik işte. Size duygularımı nasıl anlatsan bilemiyorum, inanılmaz bir utanç duyuyorum sevgili meslektaşlarım onar yüzer ihraç edilirken.

Son KHK ile bugüne dek ihraç edilen imzacı sayısı 371’e, farklı yöntemlerle işten çıkarılan imzacı sayısı ise 451’e yükselmiş. Aralarında tekrar tekrar atılanlar da var. Yalnız akademisyenlerden değil, hekim meslektaşlarımdan da çift dikiş atılmış olanlar gözüme çarptı listelere bakarken. Diyarbakır Tabip Odası Başkanı sevgili Yakup Altaş, İHD MYK üyesi sevgili Osman İşçi de var. İHD Diyarbakır Şube Başkanı Raci Hoca daha önce ihraç edilmişti zaten. Düşünen, üreten, sağaltan, hak mücadelesi yürüten kimse kalmayacak bu gidişle. Her dönemin ihraçlarında farklı özellikler, gariplikler vardır. Bu dönem ihraçları ise bana çocukluk ve gençlik dönemimde oyun başladığı andan itibaren topluca gülmeye başladığımız Devekuşu Kabare Tiyatrosu güldürülerini anımsatıyor. Binlerce kamu görevlisi ihracına ek kış lastiği, epilasyon ve şimdi de evlilik programları iliştirilip yayınlanınca her seferinde ilk tepkim gülmek oluyor. Sonra aklıma vergileri artıran kralın vezirini halkın tepkisini öğrenmek için gönderip de, son vergi artışıyla halkın gülmeye başlamasından kaygılanması geliyor. Bu garip iliştirmeler bir yana, her yeni binler, on binler eklendikçe listeye, durumun kendisinin gülünçleşmesi bizdekileri de kaygılandırsa iyi olacak. 

Kendi elleriyle meşruiyetlerini gittikçe daha yaygın kesimlerde sorgulanır hale getirmiş, kimsenin ciddiye almadığı bir iktidar pek uzun dayanamaz zira. Referandum süreci ve sonuçları yeterince meşruiyet sorgulamasına yol açmışken, üzerinden iki hafta geçmeden evlilik programı iliştirilmiş ihraç KHK’si, bir de üstüne eş zamanlı Wikipedia erişiminin engellenmesi; tam da o vodvillerin durmadan yanlış yapan, ortalığı yakıp yıkan telaşlı ve şaşkın tiplemeleri ile benzerlik gösteriyor.

Sevgili Serdar Ulaş Bayraktar Mersin Üniversitesi’nden ihracı üzerine çok güzel bir yazı kaleme almış. Yazısında, geçen hafta Paris’teki terör saldırısında ölen polis memurunun sevgilisinin cenazede Antoine Leiris’den yaptığı alıntının hislerine tercüman olduğunu söylüyor: “Vous n’aurez ma haine!- Nefretimi kazanamayacaksınız!”*. 

Tabii ki bu gülünç koşuşturmacanın yakıp yıktığı memlekette sonuçları itibarıyla onarımı çok zaman alacak bir tahribat yaşanıyor. Kamu kurumlarının, vergilerimizle oluşturulan tüm yapıların çöktüğü ve üstüne son KHK’ler ile açıktan paramiliter güçler ve ihbarcılık hatlarının kurulacağı bir kargaşanın sorumluları kendilerini sorumsuz kılmak için de ellerinden geleni yapıyorlar. O nedenle bu gülünç halleri teşhir ederken tahrip gücünü hafife almadan mücadelemizi sürdürmek zorundayız. Fakat sevgili Serdar Ulaş Bayraktar’ın alıntısı da aklımızın bir köşesinde durmalı sanırım. Hınçla, nefretle tekrar tekrar ihraç edenlerle aynı yerde durmadan, nefretimizi kazandıklarından değil, memlekete verdikleri onca zarardan sorumlu olduklarını unutmadan, bu tahribata yol açanların yaptıklarını sorgulayacağımız günler için… 

* http://bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/186044-ihrac-edilen-akademisyenlerden-aciklamalar

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...