Vodvil meselesi
Fotoğraf: Envato
Kirvem,
Senin de bildiğin gibi, her sene 23 Nisan münasebetiyle çocuk yaştaki kimi öğrenciler sözde “cumhurbaşkanı” veya “başbakan”, “ vali” ya da “kaymakam” rolünde koltuklarına kurulup, ardından da kendi yaşıtlarının daha önceden ezberleyip, çoğunlukla da unutup kekeleyerek aktardıkları “bayat” sorulara ciddi ciddi verdikleri cevapların değişmez “kakafoni”‘sini, her yıl olduğu gibi bu yıl da aynı minvalde izledik!
Yıllardan beri neredeyse milimi milimine tekrarlanıp duran, kelimenin tam anlamıyla vıcık vıcık bir nevi “vodvil”i andıran bu “senaryo”lar eşliğinde körpecik beyinlere sözüm ona aşılanmaya çalışılan bu “demokrasi” oyununu, onların yanı sıra oturdukları koltuklardan arada bir ciddiyetle, çoğunlukla da kahkahayla izleyen bu “muhterem zevat”ın içinde bulundukları bu hal ve ahvalleri nedense özüme hayli komik gelir!
Üstlendikleri “rol” gereği sözde Bakanlar Kurulunu oluşturan bir grup çocuğa bu “oyun”u oynatan, onları sanki birer “kukla”, kendilerini de “kuklacıbaşı” zanneden bu kerli ferli siyaset erbabının bu baptaki yaklaşımlarını ezelden beri kendi payıma hep gülünç buldum, bulurum!
“İstikbalimizin teminatı” gençlerimiz ve yarınlarımızın umudu olan ilkokul çağındaki çocuklarımıza; samimiyetten yoksun, dahası da “pedagoji”den zerre kadar nasibini almamış böylesine yapay bir “milli eğitim” sisteminin gölgesine “çarnaçar” sığınıp, buna, belki de “kerhen” öncülük eden kimi eğitmenlerimizin de, bu gibi benzer vesile-lerle bu siyaset erbabıyla el ele verip bu vodvile eşlik etmeleri de, işin utanç verici bir başka boyutu!
Siyaset sahnesinin girdaplarına bata çıka, buralarda debelene debelene hesapça edindikleri bilumum deneyimlerini toplumun refah ve güveni için asla esirgemeyeceklerini her fırsatta dillendirip, üstelik bu konuda her platformda yemin billah ederken, diğer yandan da halkın huzurunda ettikleri bu yeminlerin üstüne taslar dolusu “milli içki”miz diye son zamanlarda tescillenen buz gibi “ayran”ları lıkır lıkır içen bu “siyaset bezirganları”mızın maalesef bini bir para!
Nitekim daha geçenlerde “referandum” adı altında durduk yere milletin burnuna dayattıkları “Türk Tipi Başkanlık” adı altında ne idüğü henüz belli olmayan “ucube” bir sistemi alayla valayla pazarlayıp, akabinde de göklere çıkarttıkları bu “yeni anayasa” formatıyla ortalarda sergiledikleri kıran kırana mücadele ve onun sanki mütemmim cüzü niteliğindeki hakaretlerle, iftira, yalan dolanlarla birbirlerini “vatan haini, bölücü, terörist” sıfatlarıyla yıkayıp yağlamayı hüner belleyip, böylece halkımızı amiyane de-yimiyle eşekten düşen karpuz misali ortasından ikiye bölmeyi başarabilen anlı şanlı “vatan evlatları” sanki kendileri değilmişçesine, 23 Nisan’da çoluk çocuğa kendi koltuklarını sözde teslim edip, dolayısıyla demokrasi dersleri vermeye kalkışmalarına acaba ne buyrulur?
İstisnaların kaideleri bozmadığı şu kırtıpil alemde, Ali’nin külahını Veli’ye giydirirken, aynı zamanda da her fıırsatta birbirlerinin ümüğünü sıkmak için ellerinden gelen her türlü katakullilere başvurup, saman altından yürüttükleri bulanık sularda semirip nemalanmayı kendi yaşamlarının olmazsa olmaz düsturuna dönüştüren, bunu da “siyaset sanatı” olarak değerlendiren bu madrabazlar tayfasının, Misakımızın milli sınırları dahilindeki bolluk ve bereketine hamdolsun; tırnakları taşa değmesin Kirvem!
- Bitmeyen yazı* 05 Nisan 2022 00:14
- ‘Saltanat kayıkları’ meselesi 19 Mart 2022 23:23
- 'Ayıp' meselesi 12 Mart 2022 23:00
- ‘Yamuk beyinler’ meselesi 05 Mart 2022 21:31
- ‘İp ipullah sivri külah’ meselesi 26 Şubat 2022 23:05
- ‘Laklakiyat’ meselesi 19 Şubat 2022 20:45
- ‘Saz çalıp çığırmak’ meselesi 12 Şubat 2022 22:00
- ‘Demirkazık’ meselesi 05 Şubat 2022 23:20
- ‘Minik serçe’ meselesi 30 Ocak 2022 02:15
- ‘Enkaz’ meselesi 23 Ocak 2022 02:43
- ‘Rektifiye’ meselesi 16 Ocak 2022 03:40
- "Aç tavuk" meselesi 09 Ocak 2022 02:30