25 Nisan 2017 01:00

1 Mayıs, sendikalar ve '1 Mayıs kaçkını' sendikacılar

1 Mayıs, sendikalar ve '1 Mayıs kaçkını' sendikacılar

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’a bir haftadan az bir zaman kaldı.

Türkiye’nin her yanında, 1 Mayıs’ın kutlanmasının sınıf mücadelesi bakımından öneminin farkında olan işçiler, emekçiler, mücadeleci sendikacılar, 1 Mayıs’ı adına ve tarihine layık biçimde kutlamak için hazırlanıyorlar. Gazetemize, birçok il ve ilçede yerel (işyerleri çevresinde, OSB’ler ve sanayi sitelerinde, emekçi semtlerinde) ve merkezi (kent merkezlerinde) kutlamalar yapılacağına dair haberler, mektuplar geliyor. Öyle görünüyor ki; bu yıl da Türkiye’nin pek çok il ve ilçesinde 1 Mayıs kutlanacak.

1 MAYIS, SENDİKAL BÜROKRASİNİN İHANETÇİ TUTUMUNA KARŞIN YAYGIN KUTLANACAK

OHAL’den ve OHAL Yasası’nın verdiği imkanlardan yararlanarak her tür gösteri ve etkinliği yasaklayan kimi valilere, emniyetin çıkardığı sorunlara, sendikal bürokrasinin bütün umursamazlığına karşın; 1 Mayıs’ın yaygın biçimde kutlanacak olması elbette sevindiricidir. Ancak burada yine de önemli bir eksiklik vardır. Bu eksiklik, sendikal konfederasyonlar ve sendikalardır. Birçok ilde, ilçede sendika şubeleri 1 Mayıs kutlamaları için girişim yapılmasına ön ayak olmaktadır; bazı merkezlerde inisiyatif alan şubeler vardır. Ama şubeler düzeyindeki bu hareketliliğin tersine; sendika konfederasyonları yine başka kentlere kaçıp “merkezi kutlama” yapmaya, 1 Mayıs’ın hazırlanmasında rol almaktan kaçınmaya ve “temsili katılımlarla” günü kurtarmaya çalışmaktadır.

Oysa 1 Mayıs’ın tarihinde gelenek olan; 1 Mayıs’ın sendikalar tarafından kutlanmasıdır. Sendikaların sınıf mücadeleci sendikacılık anlayışını terk etmesinden beri bu eğilim zayıflasa da geçmiş 131 yıllık tarihi içinde her 1 Mayıs’ta sendikalar, 1 Mayıs’ı kutlamak için inisiyatif almışlardır. Türkiye’de yakın zamana kadar sendikalar; 1 Mayıs’ı ortak ve kitlesel kutlamak için çaba sarf ediyordu. Ancak son yıllarda konfederasyonlara bağlı sendikalar, (DİSK ve KESK dışındaki konfederasyonlar) 1 Mayıs’ı işçilerden emekçilerden kaçırarak kutlamayı tercih etmektedirler.

KOŞULLAR YAYGIN VE KİTLESEL KUTLAMAYI GEREKTİRİYOR  

Bugün 1 Mayıs’ın sembolleştirdiği değerlere ve sınıfın en temel haklarına yönelik ağır saldırılara bakınca kuşkusuz ki; 1 Mayısları daha bir yüksek katılımla, daha görkemli ve sınıfın talepleriyle haykırmak gerekmektedir. 2017 1 Mayısı’na giderken, Türkiye’nin işçileri ve emekçileri  için;

* İşçi, emekçi haklarına saldırının “kıdem tazminatı”nın fona bağlanarak tasfiyesine gelindiği,

* Kamu emekçilerinin iş güvencesinin tamamen kaldırılmasına, taşeronun yasaklanması yerine, esnek çalışmayı etkinleştiren düzenlemeler yapılmasıyla, “tüm çalışma statülerinin taşeron derekesine düşürülmesi”nin amaçlandığı, 

* 2017’nin metal, cam, petrokimya iş kolları ile 200 bin kamu işçisi ve 3 milyon kamu emekçisi için TİS yılı olduğu, ücret ve sosyal haklar konusunda “beklenen enflasyon oranında zam” oyununun bozulmasının mutlaka gerektiği bir dönemden geçildiği dikkate alındığında 2017 1 Mayısı’nın; sınıfın birliğini ve taleplerini en yaygın ve yüksek sesle haykırdığı bir gün olması çok daha önemli olmaktadır. 

Ancak sendikal konfederasyonlar son yıllarda, ortak yaygın 1 Mayıs kutlamak bir yana, işçilerden ve kamuoyundan mümkün olduğu kadar uzak bir ile kaçarak “yasak savma” biçimindeki kutlamaları tercih etmektedirler.Sendikaların çok büyük çoğunluğu ise, 1 Mayıs’ı geçiştirmeyi, hatta mümkünse hiç hatırlamamayı tercih etmektedirler.

İLERİ İŞÇİ VE EMEKÇİLER, MÜCADELECİ SENDİKACILAR GÖREVE!

İşçilerin, kamu emekçilerinin haklarına yönelik büyük saldırıya karşı 2017’de de konfederasyonlar ve sendikaların çoğunun ne yazık ki yukarıda ifade edildiği gibi 1 Mayıs’ı, “yasak savma” kutlamalarıyla geçiştirecekleri anlaşılmaktadır.

1 Mayıs’ı kutlayacağını açıklayan DİSK ve KESK ise son yıllarda hep yaptıkları gibi, bugünlerde de “alan tartışmasını”(*) öne çıkararak, 1 Mayıs’ın nasıl ve hangi taleplerle kutlanacağını, işçilerin, emekçilerin ciddi bir katılım sağlaması için yapılacak işleri bir yana bırakmışlardır.

Bütün bu gelişmeleri, elbette emek mücadelesini az çok izleyen herkes bilmektedir. Ve bu 1 Mayıs’ta da asıl görev işçilerin, kamu emekçilerinin ileri kesimlerine, her konfederasyondan mücadeleci sendikalara düşmüştür. Bu yüzden de 1 Mayıs’ın yaygınlığını, kitleselliğini, öne çıkarılacak taleplerin neler olup olmayacağını belirleyecek olan onlar olacaktır.

“1 Mayıs kaçkınlığı” ile de damgalanmış olan sendika bürokratları, 2017 1 Mayısı’ndaki bu tutumlarıyla da bir kez daha lanetlenecekler ve sınıflar mücadelesi tarihindeki “sınıf hainleri” kategorisindeki adlarının önüne bir çarpı işareti daha koymuş olacaklardır. 

(*) Dün DİSK Başkanı Beko, İçişleri Bakanı Soylu’yla görüşüp, 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamayı talep etti. Ama Bakan, Beko’ya “Valiliğin gösterdiği bir alanda kutlayın!” yanıtını verdi. Bu yazı yazıldığında Beko, İstanbul Valisi ile henüz bir görüşme gerçekleştirmemişti.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...