24 Nisan 2017 01:00

Zulüm, yasa-dışılık ve zeytinyağı!..

Zulüm, yasa-dışılık ve zeytinyağı!..

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Milletin kararını mahkemelerde şikayetle düzeltmek demokrasinin bir yolu değildir. Milletin iradesine rıza göstermemek demokrasiye inanmamak anlamına gelir.” Bu, varlığıyla yokluğu bugünden belirsizleşmiş gönüllü “topal ördek” Binali Beyin görüşü!

Sorun ne Beyefendi ne diyor! Tartışma ve itiraz konusu o ki, “milletin iradesi”ne tasallut edilmiş, kullanılan oyların rengi değiştirilmeye çalışılarak, iradesinin gaspı yoluyla “milletin kararı” tersine çevrilmeye girişilmiştir! Bir darbe girişimidir! 15 Temmuz’dan da 28 Şubat’tan da farkı yoktur. Tümü, devlet gücü kullanılarak, halkın ya da milletin iradesi gasp edilerek devlet yönetimine el koyma girişimleridir. Aralarında ille bir fark aranacaksa, diğerlerinde görüntüde silahlı kuvvetler öne çıkarken 16 Nisan Darbesinde YSK öne çıkmıştır.

İrade nihai olarak şekillenip belirmiş midir, Sn. Beyefendi? Bir defa, nettir ki kesin sonuçlar belli olmamış, kendisi tartışmalı/şaibeli hale gelmiş YSK tarafından bile henüz açıklanmamıştır! Milletin hangi iradesi ve kararından söz etmektesiniz Binali Bey? Henüz resmen belli değildir!

Hem oy kullanım biçimlerine hem oy sayımına itiraz vardır. Milyonlarca itiraz! Futboldan örnekle “hakem” olması gereken “bir takımın oyuncusu” durumundadır, denmektedir.

Denmektedir ki, YSK, Referandumdan bir hafta öncesinden hilenin önünü açan iki karar almış; “kullanılmayan zarf sayısı” ile “itiraz üzerine geçerli sayılan oy sayıları”na ilişkin bölümleri sandık tutanaklarından kaldırmıştır. Bu, yapılacak hilelerin delillerinin ortadan kaldırılması anlamına gelmiştir.

Ve YSK, sayım ülkenin doğusunda yeni başlamışken asıl hamlesini yapmış, yasada tersi yazılı olmasına rağmen, açıktan yasa-dışına düşmeyi göze alarak, “mühürsüz zarfların geçerli sayılması”na karar vermiştir! Bu “hukuk devleti” iddialarının sonudur! Şimdiye kadar devrimciler “yasa-dışılık”la suçlanırken, artık bu sıfat, doğrudan, seçim güvenliğinden sorumlu tutulmuş bir devlet kurumu olan YSK’yi tanımlar olmuştur. YSK ve başında bulunduğu referandum, tartışmasız yasa-dışıdır. Gayrı-meşrudur. Dolayısıyla geçersizdir ve yasa ve hukukun hala sözü edilecekse, ama şu ama bu yolla iptal edilmesi zorunludur! Aksi bir tutum, milletin irade ve kararının gerçekleşmesinin engellenmesidir!

Adalet Bakanı’na düşmesi gereken, CHP’nin başvurusu üzerine, Danıştay ya da bir başka mahkemenin sadece “ret” kararı vereceğini açıklayıp düşülen yasa-dışı pozisyonu benimseyerek milli iradenin gaspını savunmaya uğraşmak değil, ama “hukuk devleti”ne uyumun yollarını aramak olmalıdır!

Kimse zeytinyağı gibi üste çıkmaya yeltenmesin!

Başbakan ve Adalet Bakanı, hem de henüz kesinleşmemiş –hileli olduğunu dünya alemin gördüğü– sayım sonuçlarını ileri sürerek, milletin iradesi ve kararı ile demokrasi arasında alakasız bağlantılar kurmaya çalışmaktan vazgeçsinler! Yoksa demokrasiyi yasa-dışılıkla hilebazlığa eşitlemiş görüneceklerdir.

“YSK kararlarının itiraz edilemezliği” yasa-dışılık savunmasının bir sığınağı olamaz! Buna bir formül bulunması zorunludur. Üst mahkemelerden biri aracılığıyla açık yasa-dışılığın düzeltilmesi, kesinlikle “milletin iradesi”ne saygısızlık ya da milletin iradesinin üstüne yargı iradesinin konması anlamına gelmez. Çünkü her şeyden önce “milletin iradesi” şekillenmemiş, kararı ortaya çıkmamış, kesinleşmemiştir. Olmuyorsa, TBMM iptal kararı verir. Asıl saygısızlık, “milli irade”nin hileler ve yasa tanımazlıkla gasp edilmeye çalışılmasından başkası değildir!

Bu, devlet gücüne dayanılarak elde edilmeye çalışılmaktan vazgeçilmelidir! Devlet gücüyle halkın iradesinin değiştirilerek gaspı, başka şeylerin yanında zulüm demektir. Halka ve iradesine karşı çıkmanın, bu iradenin tersini dayatma girişiminin, hele devletin gücüne dayanılarak yapılmaya çalışılıyorsa, zulümden başka bir adı yoktur!

Sn. C.Bşk., “Zalimlere sesimizi yükselttiğimiz için birileri ‘diktatör’ diyor. Desinler, biz sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Peygamberimiz ‘zulme rıza zulümdür’ diyor.” demektedir. Dini siyasete alet etmeyeceğiz; ama biz de zulme razı olmamaya çağırıyoruz. Yoksa varılacak yer, diktatörlük ve zulme ve diktatöre rıza gösterme olacaktır!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa