Tartışmaya davet: Tek adam otoritesinin sınırı
Fotoğraf: Envato
Önümüzdeki hafta için iktisatçıların daveti var! Referandum sonrasına denk gelen anlamlı bir davet bu. Şöyle ki...
Referandum sonuç haritasına bakınca şu sonuç çıkıyor: AKP genel olarak kent merkezlerinden ve gençlerden daha az oy alıyor.
Bir çok kişi bu duruma bakıp şu tespiti yapıyor: Sosyolojik açıdan incelenmesi gereken bir durum.
Aslında tam da ekonomi politiğin konusu.
AKP’nin “genç oy” problemi epeydir var. Yok sayılıp tekrarlanan 7 Haziran seçimlerinde de bu durum kendini göstermişti.
Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu 1 Kasım seçimlerinde gençleri kazanabilmek için gençlere, seçim öncesi adeta ‘rüşvet’ sayılabilecek şu vaatlerde bulunmuştu:
Gençlere nakdi 50 bin TL hibe.
Gençlere yüz bin TL faizsiz kredi desteği.
Lisans öğrencilerine verilen burs ve kredi miktarını 400 TL’ye çıkarma.
Evleneceklerin çeyiz hesabına yüzde 20 hibe.
30 bin öğretmen ataması...
Son referandum sürecinde ise...
Sadece 18 yaşında seçilebilme ‘yemi’ atıldı gençlerin önüne. Tabii ki tutmadı ve yapılan bir araştırmaya göre gençlerin yüzde 58’i ‘hayır’ dedi.
4 gençten birinin işsiz olduğu...
4 gençten birinin aylak (Ne eğitimde, ne işte ne askerde olan) olduğu...
Geleceğe güvenle bakamadığı...
Bir ortamda gençlerin ağırlıklı ‘hayır’ demesi normal değil mi?
Aynı şekilde işsizliğin yüzde 15’leri geçtiği, hayatın giderek zorlaştığı kent merkezlerinde ‘hayır’ın önde olması da...
Kimlik (laik, İslamcı, Kürt, milliyetçi diye bloklaşan) siyasetini derinden etkileyebilecek bir gelişme değil mi bu?
***
Referandumda...
Az farkla da olsa...
Meşruiyeti (Baskılar, hileler, ihlaller gibi nedenlerle) bulunmasa da...
‘Tek adam’ sistemi onay aldı.
“Demokrasinin kötü kavram olacağı yüzyıldayız” tezlerinin havada uçuştuğu...
Putin, Trump, Erdoğan etrafında ‘otoriterliğin dönemi’ savlarının dillendirildiği...
Faşist, otoriter siyasetin prim yaptığı bir dünya konjonktüründe...
Referandum sonucuna bakıp ‘dünyanın normali’ bu deyip hazır ola mı geçeceğiz! Yoksa kapitalizmin krizinin eseri olan bu tablo karşısında doğru taktik ve politikalar oluşturup harekete mi geçeceğiz?
Yazının girişinde belirttiğim davet bu sorulara katkı sunacak nitelikte.
Daveti yapan, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mezunları Cemiyeti.
Etkinlik, İktisatçılar Haftası.
İstanbul’da The Marmara Otel’de gerçekleştirilecek.
Bugün başlayacak üç gün sürecek. Çarşamba akşamı son bulacak.
Referandum sonrası gerçekleştirilen 41. İktisatçılar Haftası kapsamında...
Kapitalizmin krizi ve toplumsal yansımaları...
Demokrasinin olanakları ve otoriterliğin sınırları...
Dış politika...
Osmanlı’dan bugüne hukuk ve adalet...
Son gelişmeler ışığında ‘yeni sağ’...
Akademisyenlerin ve uzmanların katılımıyla masaya yatırılacak.
Etkinlik katılabilen herkese açık.
Davete katılamayanlar için bir teselli notu olur mu bilemem ama yine de ileteyim: İzleyip aktarmaya çalışacağım.
- Cari açık küçülecek, cepte açık büyüyecek 14 Mart 2024 04:45
- Erdoğan’ın emekli maaşındaki ‘nerden nereye’ çıkışı 06 Mart 2024 05:50
- Ekonomik büyüme analizi: Oburu şişti ve açı çoğaldı! 01 Mart 2024 08:31
- Herkesin bir faiz lobisi var ya emeğin? 22 Şubat 2024 00:25
- Merkez Bankasına işçi gözüyle bakmak 05 Şubat 2024 05:21
- ‘Yeni’ diktanın 40 yıllık askısı 01 Şubat 2024 05:56
- Bu kara tabloda bu ne sahte vaat? 31 Ocak 2024 05:59
- Somali başkanının telefonu: Tüm topluma kan parası 20 Aralık 2023 04:39
- Yumruk, futbol ve reisin adamları 13 Aralık 2023 04:58
- Sosyal konutlarda taksitler ödenmez hale geldi: Umut sömürüsü tokatlamaya döndü 09 Aralık 2023 05:00
- Tek yol sermayeye bir torba kıyak mı? 06 Aralık 2023 04:45
- SASA işçisi borsada vuruldu 19 Kasım 2023 04:50