22 Nisan 2017 00:56

Emek ve demokrasi talepleriyle 1 Mayıs'a

Emek ve demokrasi talepleriyle 1 Mayıs'a

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Hükümette ve AKP’de revizyona gidileceğini bizzat Başbakan Binali Yıldırım açıkladı. Ama zamanı belli değil. Ne var ki, bir kez laf çıktıktan sonra artık bu revizyon çok da ertelenmez. İstanbul’da “hayır” çıkmasının ilk faturası Kadir Topbaş’a kesilmiş görünüyor. İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanı bir dahaki yerel seçimde “aday olmayacağını” duyurdu. Referandumda “evet” çıkacağına kesin gözüyle bakılan Ankara’da “hayır” tokadı yiyen Gökçek ise, sert tokadın etkisiyle henüz sessiz; hakkında “hüküm” verilmesini bekliyor olmalı!

“Sandık kurul mührü olmayan oyların geçerli sayılacağı” kararını YSK’nin, her şeye rağmen “hayır” çıkarsa “Referandumu iptal ettirmek için aldığı” iddiası, bir dedikodudan öte ciddiyet kazanmış görünüyor. 

Dün Sözcü gazetesi bu iddiayı manşetine taşıdı. Açık ki, böyle bir plan varsa, bu planı yapanların nasıl hainane tezgahlar içinde olduğunu tahmin etmek bile güç. Ama bu planlarla adı anılanlar, Soros’un İstanbul’a gelerek, Lyon-Beşiktaş maçındaki seyircilere 200’er dolar dağıttığını, maç sonrasında seyircilerin “Taksim’i işgal ederek yeni bir Gezi direnişi” başlatacağı yalanının da arkasındakiler olduğu görülüyor. Ki, böylece; bir yandan Soros’un uğursuz adı ve parası karıştırılarak, YSK’nin Seçim Yasası’nı açıkça ihlal eden kararını protesto ederek, referandumun iptal edilmesini isteyerek sokağa çıkanlar; “hayır” diyenler, itibarsızlaştırılmak isteniyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu tepkilere “Tencere tava hep aynı hava” diye daha ilk günden tepki göstererek, halkın “balkon konuşmalarına” kendi balkonlarından tencere-tava tıngırdatarak verdiği yanıtı “kriminal bir vaka”ymış göstermeye çalışmıştı. 

Ancak, haksızlık, yolsuzluk karşısında mahkemelerin siyasetin ağzına bakarak karar vermesi, kamu vicdanını tatmin etmeyen kararlar karşısında halkın da demokratik hakkını kullanıp sokağa çıkarak taleplerini ifade etmesi, sokağa çıkamamış olanların da evlerinin pencerelerinden, balkonlarından protestoları yükseltmesi elbette ki en doğal haktır. Bu hakkı yok “Soros para verdi”, yok “tencere-tava eylemi” diye karalamaya, itibarsızlaştırmaya çalışmak halkın demokratik haklarını kullanmasını hazmedememektir. 

Demokratik haklarını kullanmayan; “Yukarıdakiler ne eylerse doğru eyler” diyen ve sokağa çıkanları “Para alıp eylem yapıyorlar” diye karalayanlar ise en hafif deyimiyle aklı sadece  paraya ve kulluğa erenler topluluğudur. Halkın demokratik haklarını kullanmasından korkan iktidarlar ise ömrünü zaten tamamlamış iktidarlardır.

Bu eylemleri karalayanlar, komplo teorileri yayanlar da egemene kulluk-kölelik etmeye alışmış “insan altı” yaratıklardır!

Referandumun sonrasında sokağa da yansıyan tepkileri, egemenler, onların siyasetteki ve medyadaki sözcüleri, ne kadar karalarsa karalasın, Türkiye’nin halkları, verdikleri oyu savunacak, siyasi baskılar ve güdümlü yargı kararlarına boyun eğmeyecek görünüyor. Sokaklarda, medyada, sosyal medyadaki tepkiler, tepkilerin giderek yayılma eğilimi taşıması bunu açıkça gösteriyor. 

1 Mayıs bu tepkilerin ortak ifadesi için bir fırsattır. Çünkü 1 Mayıs, bu yıl da önceki yıllarda olduğu gibi yaygın, mümkün olan her yeri 1 Mayıs alanı yapan bir anlayışla kutlanacaktır. Sendika merkezlerinde henüz ciddi bir kıpırdanma olmamasına karşın yerel sendika şubeleri, yerel emek ve demokrasi platformları 1 Mayıs’ın kutlanması için pek çok merkezde girişimler yapmaktadırlar. Gelen haberler bu doğrultudadır. 2017 1 Mayısı bir yandan referandumun iptali için sokaklara çıkan “hayır” cephesinin güçlerinin öte yandan da 1 Mayıs’ta en yakıcı taleplerini haykırmak için alanlara çıkacak işçilerin emekçilerin birleşme, taleplerini ortaklaştırma ve birlikte haykırma günü olma imkanını taşımaktadır.

2017 1 Mayısı’nın bir önemli özelliği de bu olacaktır. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...