21 Nisan 2017 00:15

'Erdoğanistler' Türkiye'ye mi?

'Erdoğanistler' Türkiye'ye mi?

Fotoğraf: Envato

Paylaş


Türkiye’de bir zamanlar “Komünistler Moskova’ya!” ya da “Mollalar İran’a!” sloganları çok sık atılırdı. Özellikle toplumsal muhalefetin yüksek olduğu ’70’li yıllarda kurulan ve bugün iktidarda olanların içinde yetiştiği “Komünizmle Mücadele Dernekleri”nin sıkça kullandığı argümanların başında, “Madem komünizm istiyorsunuz, o zaman Moskova’ya gidin” idi.

Ama, Türkiye’de sosyalizm, komünizm mücadelesi veren hiç kimse kalkıp bu sloganlar atıldığı için Moskova’ya gitmedi. Bu kesimler, komünistleri ülkeden kovmakla komünizm mücadelesinin bitirilemeyeceğini sonradan anlamış olmalılar. 

Tarihin cilvesi, şimdi aynı şeyi başka bir düzlemde “Komünistler Moskova’ya!” diyenlerin başına getirdi. 16 Nisan’da yapılan referandumda ortaya çıkan sonuç özellikle en çok Türkiye kökenlinin yaşadığı Almanya’da benzer tartışmalara yol açtı. Irkçı partilerden liberal siyasetçilere kadar herkes Almanya’daki Türkiye kökenli seçmenlerin yüzde 63’ünün tek adam rejimine destek vermesini sorguluyor. Ve sorgulamaların gelip birleştiği önemli nokta “Erdoğanistler Türkiye’ye!” oldu.

Özellikle Alman basını ve siyasetçileri, yüzde 63 gibi yüksek bir oranı anlamakta zorlanıyor. Almanya’da demokrasinin, çok kültürlülüğün nimetlerinden yararlanan Türklerin Erdoğan’ın “tek adam rejimine” destek vermesi kabullenilemiyor.

Bild gazetesi bu durumu, “Demokrasinin keyfini yaşa, ama bir despota oy ver” diye başlığa çıkardı. Süddeutsche Zeitung, “Ne oluyor?” diye sordu. Spiegel, “Alman Türklerin dikkate değer seçim tercihi” diye başlık attı.

Hükümetten başlayarak neredeyse bütün partilerden siyasetçiler bu durumun daha fazla kabul edilemeyeceğini ifade etti. Hıristiyan Demokratlar bir kez daha yüksek sesle çifte vatandaşlığın kaldırılmasını talep ederken, Erdoğan’ı çok sevenleri Türkiye’ye gitmeye davet ettiler. “Madem öyleyse gidin orada yaşayın” denilmeye başlandı.

Bütün bu tartışmaların asıl nedeni elbette “yüzde 63” gibi yüksek bir oran.

Rakamları detaylı incelemeyenler, doğal olarak, Almanya’da yaşayan her üç Türkiyeliden ikisinin Erdoğan hayranı, diktatörlük heveslisi, tek adam sevdalısı olduğunu düşünüyor.

Hal böyle olunca tablo Almanlar için gerçekten ürkütücü. “Tek adam”dan çok çekmiş bir halk, bütün yetkinin “tek adam”a verilmesinden de, bu düşünceyi taşıyanlarla birlikte yaşamaktan da rahatsız. Bir anda kendimizi Almanların yerine koyup, Almanya’ya yerleşen Almanların büyük bir bölümünün “Türkler dışarı!” diyen ırkçı partilere oy verdiğini düşünelim... Kim Almanya’da “tek adam rejimi”ni savunan Almanlarla bir arada yaşamak ister... 

Ama rakamlara ayrıntılı olarak baktığımızda Almanya’daki tablo gösterildiği gibi “felaket” değil.

Kesin olmayan sonuçlara göre Almanya’da oy kullanma hakkına sahip 1 milyon 430 bin 137 seçmenden 412 bin 149’u “tek adam rejimi”ne destek amacıyla “evet”, 241 bin 353 kişi de “hayır” oyu verdi. Katılım oranı artarak yüzde 48’e ulaştı.

Federal İstatistik Dairesi'nin 2016'daki verilerine göre, Almanya’da Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı 1 milyon 507 bin kişi yaşıyor. Alman vatandaşı olan Türkiye kökenlilerle birlikte toplam sayısı yaklaşık 3 milyon. Almanya seçimlerinde 800 bine yakın Türkiye kökenlinin oy kullandığı gözönünde bulundurulduğunda, bu demektir ki; yaklaşık 2,2 milyon içinden 412 bin kişi “tek adam” rejimine destek vermiş.

Sadece Alman vatandaşlığına sahip olan bu nedenle oy kullanamayanların olduğu büyük bir kitle var. Bu da referandum sonucunda görüldüğü gibi üç kişiden ikisinin değil, her yedi kişiden birisinin “Erdoğanist” olduğunu gösteriyor. Tablonun bu yanı görülmediği ya da gösterilmediği takdirde yanlış sonuçlara varmak kaçınılmaz oluyor.  

Buna rağmen açıklanan rakamlar, Almanya’daki oylarda da önemli bir çelişkinin olduğunu net olarak gösteriyor. Almanya’da oy kullanmanın devam ettiği sürede her gün AKP Yurt Dışı Seçim Koordinasyon Kurulu tarafından dağıtılan verilere göre, 14 gün içinde gümrüklerle birlikte toplam 696 bin 863 seçmen oyunu kullandı. Oranın da yüzde 48.73 olduğu belirtiliyordu.

Geçici sonuçlara göre ise, Almanya’da toplam 660 bin 666 oy kullanılmış. Her iki veri kıyaslanınca ortada 36 bin 197 oyun eksik olduğu görülüyor. Bu kadar şaibenin olduğu seçimde her bir farkın oldukça kıymetli olduğu göz önünde bulundurulduğuna, eksik olan her oyun peşine düşmek gerekiyor.

Özetle Almanya’daki tabloya gerçekçi bakıldığında, genel olarak Türkiye kökenli göçmenlere karşı ön yargıları ve düşmanlıkları körükleyecek gerici kampanyaların karşısında sessiz kalmamak gerekiyor. Türkiye kökenlilerin “Erdoğanistler”den ibaret olmadığı daha yüksek sesle ifade edilmesi gerekiyor.  Nasıl ki “Komünistler Moskova’ya!” çözüm değildiyse “Erdoğanistler Türkiye’ye!” demek de çare değildir. Önemli olan zihinlerde değişimi sağlayacak adımlar atmaktır. Almanya açısından bu adımların başında tek adam zihniyetini savunanlara sağlanan imkanların, verilen desteğin kesilmesidir. Ve elbette Erdoğan rejiminin kendisine verilen her türlü ekonomik, askeri ve siyasi destek kesilmelidir. 

Bütün bunlar yapıldığı takdirde Almanya’daki Erdoğanistler de zorunlu olarak ya bulundukları ülkenin parçası olacaklar ya da Erdoğan’ın ülkesinde yaşamaya karar verecekler.

Göç tarihi bu durumlarda büyük çoğunluğun çalıştığı, karnını doyurduğu, çocuklarının geleceğini düşündüğü ülkeden yana tavır aldığını gösteriyor. Bu durum Almanya’da yaşayan Türkiye kökenliler için de geçerli.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...