19 Nisan 2017 00:10

Kedi nerede?

Kedi nerede?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Nasreddin Hoca öğlen eve yemeğe geldiğinde, bir okka kuzu ciğeri getirmiş akşam yemeği için. Hoca yemeğini yiyip gittikten sonra, akşam üzeri  akrabaları Hoca’nın karısını ziyaret etmiş. Kadın akrabalarına ikram edecek bir şey bulamadığından  akşam yemeği için Hoca’nın getirdiği ciğeri pişirip ikram etmiş.

Hoca akşam eve geldiğinde bakmış yemek yok. Eşine neden yemek yapmadığını sormuş. Eşi de Hoca maalesef getirdiğin ciğeri kedi kaptı biraz önce, onun için ciğeri pişiremedim demiş.

Hoca, bir karısına bakmış, bir sobanın yanında uyur gibi yapıp kendilerini izleyen kediye. Hemen kediyi yakalayıp, el kantarının kayışını beline bağlamış. Ne olduğunu anlayamayıp debelenen kediyi bir okka tartmış. Hoca karısına dönerek: “Kedi bir okka tarttı, eğer bu bizim ciğer ise kedi nerede, eğer bu kedi ise bizim ciğer nerede?” demiş.

Kıssadan hisse. Eğer yüzde elli bir AKP’nin oyları ise MHP’nin oyları nerede, yüzde on bir MHP’nin oyu ise AKP’nin yüzde on biri nerede?

Tabii, Kasım 2015 seçimlerindeki rakamları baz alıyoruz. Demek ki, AKP+MHP + BBP Koalisyonunda bu partilere oy verenlerden bazıları referandumda “hayır” dedi.

Ve büyük ihtimalle her partiden 2015 Kasım seçiminde partisine oy vermiş bazı seçmenler referandumda “hayır” dedi. Fire oranı muhtemelen MHP’de daha çoktu.

AKP ve MHP firesi iki türlü yorumlanabilir. Birincisi AKP ve MHP bir kısım seçmenini kaybetmiştir. İkincisi AKP ve MHP seçmenini kaybetmemiştir fakat bazı seçmenleri de başkanlık sistemine karşı çıkmıştır.

Ekonomik kriz etkisini daha da arttırdığında ve başkanlık sisteminin 2019 seçimlerinden önceki ön uygulamaları görülmeye başlandığında her iki partinin firesi daha da artacaktır.

AKP ve MHP’ye seçmenin rızası azalacaktır ama diktatörlüklerde sistem seçmenin rızası ile ayakta kalmaz. Her türlü seçim hilesini kullanarak, baskıyı iyice arttırarak, muhalif seslerin hepsini bastırarak, devlet olanaklarını  sonuna kadar kullanarak ve yargıyı mir kulu ederek diktatörlük varlığını devam ettirmeye çalışır. Demokratik yollardan iktidardan ayrılmayı düşünmez. Çünkü iktidardan ayrıldığında sistem tersine işlemeye başlayacak ve hesap sorma, yargılama süreci başlayacaktır.

Bu nedenle diktatörler ve diktatörlükler çoğunlukla zorla yıkılır. Bazı diktatörler son anda pazarlık yaparak başka ülkelere sığınarak yargılanmaktan kurtulurlar. Diktatörlükler sonsuza kadar sürmez. 

Yapılacak şey ne yenildik diye üzülmek, ne de iyi sonuç aldık diye dövünmektir. “Hayır” oyu veren yüzde kırk dokuzun birleşmesi ve örgütlü olması için neler yapılacağına kafa yorup bu uğurda çalışmak sadece yüzde kırk dokuzu birleştirmeyecek, kırk dokuz, elli dokuz, altmış dokuz olarak büyüyecektir. 


 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...