14 Nisan 2017 00:50

'Hayırcılar'da umut 'evetçiler'de telaş büyüyor

'Hayırcılar'da umut 'evetçiler'de telaş büyüyor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Referanduma sadece iki gün kaldı. O gün yaklaştıkça da “evet” cephesinde telaş artıyor.

Önceden uğradığı illerde yarım gün bile zor kalan Başbakan Binali Yıldırım; İzmir’de üç gün kamp kurdu! Kendisini “İzmirli” ilan etmesine karşın İzmirliler tarafından “hayır” protestoları ile karşılanan Yıldırım, ilçe ilçe dolaştı. 

Çünkü İzmir’in “hayır”ı, İstanbul’dan da dengelenemediğinde, “evetçiler”in iki büyük kette birden kaybettiklerini, Ankara ve orta Anadolu’nun kentlerinden karşılamaları çok zor olacaktır. Nitekim Cumhurbaşkanı, “Herkes İstanbul’a yüklensin” diye direktif vermiş. Çünkü anketlere göre İstanbul’da, önceki seçimlerde AKP’nin fark attığı ilçelerde bile “evet” yüz güldürücü değilmiş!

“Evetçiler”in “stratejist” yazarı Abdülkadir Selvi, “18 yaşındakilerin milletvekili olacağı” rüşvetine karşın 18-25 arası gençlerin “hâlâ mesafeli durmaya devam ettiği”ni dün yine ve yeniden yazdı. Selvi’nin burada “mesafeli” olmadan kastı; gençlerin “evet”e ikna edilememiş olması!

EVETÇİLER BAŞLADIKLARI NOKTADA KALMIŞ! 

Demek ki, “evetçiler”in bu referandumda;

- Sonucu belirlemede çok güçlü bir “hayır” potansiyeline sahip İzmir’de bekledikleri ilerlemeyi sağlayamadıkları gibi, İstanbul’da da hayal kırıklığı yaşadıkları,
- Yeni 2 milyon seçmenin de oy kullanacağı gençlik kuşağını (ki bu gençlerin bütün eğitim yaşamı AKP iktidarı döneminde geçmiş) “evet”e kazanamadıkları(*),
- Diğer bir stratejik hedef olan Kürt seçmenden “artı bir evet” çıkarma amacında başarılı olamadıkları görülüyor.

Kampanyanın başında gençleri, “Kürt muhafazakarları”, İstanbul ve Ankara’yı kazanmayı, İzmir’den ciddi bir “evet” çıkarmayı amaçlayan “evetçiler”in referanduma iki gün kala bu hedeflerinden hayli uzak oldukları anlaşılmaktadır.

Büyük kentlerden ve gençlikten umduğunu bulamayan “evetçilerin” bölge illerinde de akamete uğradığı gözleniyor.  Anketler ve bölgedeki gelişmeleri yakından izleyenler, bölge illerinde “Hayır” diyeceklerin 7 Haziran seçimindeki düzeye vardığını işaret ediyor.

Hükümet de bölgede istediği “evet”i çıkaramayacağını anladığı için, “evet oyu için çalışma”yı bırakıp, “hayır” diyecek seçmenin sandıklara gitmesini önleyecek çeşitli önlemler almaya yönelmiş bulunuyor! Bu çerçevede bölge illerinde (kimi batı illerinde de) PKK-KCK operasyonu adı altında her hafta yüzlerce kişinin gözaltına alınması, tutuklanması neredeyse rutin hale geldi. Dün bile İçişleri Bakanlığı 412 kişinin PKK-KCK operasyonları kapsamında gözaltına alındığını açıklarken, valilikler de yeni “özel güvenlik bölgeleri” ilan etmeye devam ediyor. “evetçiler”, Kürt vatandaşların referandumda “evet” demesinden umutlarını kestiği için, “Ne kadar az kişi sadığa giderse o kadar az ‘hayır’ çıkar” düşüncesiyle, sandığa gitmeyi zorlaştıracak önlemler almaya yönelmiş görünüyorlar.

‘EVETÇİLER’İN MEMURA VAADİ: İŞ GÜVENCESİNİ KADIRMAK!

“Evet” sözcüleri, “ahvallerini anlatırken sirkatlerini de söylemek” zorunda kalıyorlar. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan; “devleti bir şirket gibi yönetme” hayalinden söz ederken, 657 Sayılı Devlet Memurları Yasası’nın değiştirilerek, kamu emekçilerinin iş güvencesinin kaldırılacağını da açıklayıverdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Hükümet, referandumun ardından ‘Kamu Personel Reformu’ olarak nitelendirilen değişikliğin yıl sonuna kadar gerçekleştirilmesini hedefliyor. Bu kapsamda kamudaki tüm istihdam biçimleri masaya yatırılacak. Kamuda ‘ömür boyu’ iş güvencesine son verilmesi hedefleniyor” diyerek, memura referandum müjdesi verdi! Herhalde “iş güvencesi kaldırılacak” olan sadece “hayır” diyeceklerini açıklayan KESK’e ve Kamu-Sen’e üye memurlar değil. Memur-Sen’e üye memurlar da iş güvencesini kaybedecekler. Bu yüzden de Memur-Sen üyeleri başta olmak üzere üç milyon kamu emekçisi ve yakınları, “evet”e destek çağrısının ve “evet”e destek vermenin ne anlama geldiğini bir kez daha düşünmelidir.

Çünkü bugün Hükümeti, kamu emekçilerinin iş güvencesini kaldırmaktan caydırabilecek en önemli şey referandumda “hayır” çıkmasıdır. 3 milyon kamu emekçisi, eşleri, yakınları bugüne kadar düşünmedilerse bile önümüzdeki iki gün boyunca, karşı karşıya oldukları büyük hak kaybını bir kez daha düşünerek “evet”in mi “hayır”ın mı kendileri için daha iyi olduğunu düşünüp karar vermelidirler.

Veriler, “evet” cephesini telaşlandıracak, “hayırcılar” için başarı umudunu artıracak gelişmelere işaret etmektedir. Ama rehavete kapılmamalı, kalan iki günün her dakikasını yeni bir kişiyi “hayır”a kazanan bir çalışmayla tamamlamalıyız. 

(*) Büyük oranda ‘hayır’ diyeceği anlaşılan üniversite gençliğinin oy kullanması sınav vb. yöntemlerle engellemeye çalışılıyor. Evrensel’in dünkü sürmanşetinde de Emek Gençliği’nin, bu engellere dikkat çeken ve gençliği önüne konulan engelleri aşarak sandık başına gitmeye çağıran açıklamasına yer verildi. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...