13 Nisan 2017 00:51

Referandum sonrasına dair

Referandum sonrasına dair

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Anayasa değişikliğinin hazırlanma usulü, oylanma usul ve şartları hep eleştirilmişti. İki aydır hükümet ve cumhurbaşkanlığının propaganda faaliyetleri ile ‘hayır’ kampanyasına yönelik kamu otoritelerinin aldığı tutumlar (vali ve kaymakamlar,emniyet birimleri) ve medyanın konuya yaklaşımı de temel eleştiri konuları arasındaydı.

Değişiklik, daha çok iktidar bloku tarafından hazırlanmış olması ve katılımcı süreçlerin işletilmemesi nedeniyle eleştirilmekteydi. Bunun yanında daha çok bir kişinin arzusu ve onu her konuda denetlenemeyen tek yetkili kişi kılma amacı taşıması nedeniyle eleştirilmektedir. Belirttiğimiz nedenlerle de değişiklik teklifine plebisit teşhisinde bulunulmakta.

“Tek adam rejimine hayır !” sloganı ve tek adamlık vurgusunun yoğunluğu da bunu gösteriyor.

Referanduma konu anayasa metni hakkında İHD görüşlerine (ihd.org.tr) bakılmasını öneririm. Orada da vurgulandığı gibi üç konuda olumlu özellik var anayasa metninde. Bunlar, a) 18 yaş, 2) Askeri mahkemelerin kaldırılması ve c) yargının tarafsızlığının 9. maddeye eklenmiş olmasıdır. Diğer düzenlemeler ise doğrudan yasama, yürütme ve yargı erkinin tek kişide toplanması sonucunu doğuran düzenlemeler.

Kuvvetler ayrılığı rejimi formel olarak var olacak ve fakat esasta cumhurbaşkanının iradesine göre şekillenecek.

Partili/parti başkanı cumhurbaşkanı kendi hakim ve savcılarını ve kendisi hakkında soruşturma, kovuşturma ve yargılama işlemlerini yapacak olan yargıyı tayin edecek.

Yasama organı, partili ve parti başkanı cumhurbaşkanının milletvekilleri tarafından oluşturulacak ve yasamayla sınırlı bir organ olacak. Denetim yetkisi neredeyse sıfıra inecek. Sanki şimdiki başbakanlar ve bakanlar kurulu üyeleri halk tarafından seçilmiyormuş gibi, “cumhurbaşkanı seçimi aynı zamanda hükümet seçimidir ve tek kişi-cumhurbaşkanı-seçilmiş olmakla, hükümet de kurulmuş olmaktadır. Dolayısıyla güvenoyuna ihtiyaç yok, çünkü seçilmekle, güvenoyunu halktan almış olmaktadır” şeklinde mügalata yapılmaktadır. Bir de tek adam nitelemesine kızıyorlar. Uydurulmuş bir niteleme ile “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi” diyorlar. Ben de 46 yıldır hukuk çalışıyorum. Böyle bir sistem anayasa hukuku literatüründe yok. Bizimkilerin uydurması.

“Cumhurbaşkanı seçimi ile hükümet de kurulmuş ve oylanmış oluyor ve güvenoyunu milletten almış oluyor “ diyorlar. Sanki şimdiki hükümetleri oluşturan başbakanlar millet tarafından seçilmemiş gibi…

Benim asıl gelmek istediğim konu, referandum sonrasına dairdir. Referandumda, önerilen değişikliklere ister ‘hayır’, ister ‘evet’ çıksın, yakın dönemde şu andaki keyfilik döneminden vazgeçileceği düşüncesinde değilim. ‘Evet’ çıkması, bugünün keyfilik Türkiyesi’nin sistemli hale gelmesi olacaktır. Bugünün Türkiyesi, keyfilik dönemini yaşıyor. Hukuk ve yasalar bir tarafa itilmiştir. OHAL, bu keyfi yönetime yasallık sağlayan argümanlara/araçlara olanak veriyor. Yargı kurumları da , yargının idari kanadı olan HYSK ve yüksek yargı makamı Anayasa Mahkemesi de bu keyfi döneme idari kararları ve yargısal içtihatları ile yol açıyor. Anayasa mahkemesi OHAL KHK’lerini inceleme yetkisinin olmadığı kararını almakla zaten bu mevcut idari rejime en büyük katkıyı sağlamış durumdadır. Türkiye’de etkili hukuk yolunun bulunmadığını itirafı bizzat Anayasa Mahkemesi tarafından ikrar edilmiştir.

Bir kez daha hukukun üstünlüğü ilkesinin ne denli yaşamsal olduğu test edilmiş oldu. 

Hakimlik teminatı ortadan kaldırıldı. Verdikleri kararlar nedeniyle yargıç ve savcılar hakkında yaptırımlar uygulanıyor. Hukuk devletinin ortadan kaldırılması dönemi yaşanıyor.

Referandumda hayır çıkması durumunda da anayasa ve yasalara aykırı fiili keyfi yönetim durumu devam edecektir.

Evet çıkması ise bu keyfi yönetim durumunu anayasallaştıracak ve yasallaştıracaktır.

Dolayısıyla kısa dönemde bu keyfi ve elbette keyfilikten kaynaklı baskı rejimi her iki durumda da devam edecek. Çünkü iktidar bloku, “Hayır çıktı, o halde ben hukuki duruma uygun pozisyon alayım” zihniyeti taşımıyor...

Fakat, öyle de olsa, “hayır!” tutumu, iktidar blokuna,  baskı rejimine ve otoriterliğe, güçlü bir itiraz  olacaktır.

Orta ve uzun erimde ise umut!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...