12 Nisan 2017 00:55

Saha notları ve referandum (2)

Saha notları ve referandum (2)

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bu köşede, 22 Şubat 2017 günü, ‘Saha notları referandum’ başlığı ile Evrensel’in referandumun nabzını tutmaya yönelik haberciliğini yazmıştım. 

Referanduma gidilen süreçte, il, ilçe, mahalle ve birçok fabrikadan halkın nabzını yansıtmaya çalıştık. Sahadan yansıttığımız notların gerçeğin olduğu gibi yansıtılmasından sapmamasına hep dikkat gösterdik. 

O yazıda, Kürt illerinde referandumun nabzını ise, başka bir yazıda ele alacağımı belirtmiştim. Referandum öncesindeki bu son yazıda, bu noktaya bakmaya çalışacağım.

Diyarbakır’dan arkadaşlarımız Serpil Berk ve Fırat Topal’ın, Diyarbakır sokaklarında tuttukları referandum nabzında, bölgede yaşanan büyük baskıların sonuçlarının ifade edilenlere yansıdığını görüyoruz. Örneğin, Behzat Y. İsimli yurttaş şöyle diyor: “Biz başkanlık değil huzur, barış istiyoruz. Anayasa değişiyor kimi dinliyorlar? Ne olacak? İnsanlar açlıktan, savaştan kırıldı. ‘İnsanlar ölmesin demiyorlar’, başkanlık gelsin diyorlar.” (16 Ocak 2017)

Aynı arkadaşlarımızın yine Diyarbakır’dan yaptıkları başka bir haberde, çatışmalı ortam ve OHAL’den dolayı işyerini kapatmak zorunda kalan bir esnaf ise, “Başkanlık önerilecekse önce barış ve huzur ortamı olmalı. OHAL koşullarında halkı korkutarak başkanlığın dayatılması doğru değil. İktidarı eleştiren kanallar kapatıldı. Başkanlık gelse de bu işsizlik bu kargaşa devam edecek gibi görünüyor, endişeliyiz bu konuda” diyor. (28 Ocak 2017)

Serpil Berk’in yine Diyarbakır sokaklarından yaptığı haberinde, yılların pastanecisi olduğunu söyleyen Abdurrahman Çetin, “Başkanlık sisteminin ne olduğunu bilmiyorum, bana anlatılmamış ki” diyor ve yaşadıkları hayatı şu sözlerle anlatıyor: “Emekli maaşı ne kadar alıyorum onu bile bilmiyorum, hepsi borca gidiyor. Kahve köşesinde oturuyoruz, çay için 1 liranın hesabını yapıyoruz. İş yok. Dükkanımı kapatmak zorunda kaldım. İnsanlara bir kurtuluş gerekiyor. Herkes işsiz, yoksul. Üç çocuğum var. Evlenmeye korkuyorlar.” (3 Şubat 2017)

Diyarbakır’da, AKP’nin daha önce aldığı sonuçlar da dikkate alındığında, küçümsenemeyecek bir ‘evet’ oyu çıkacağını da atlamamak gerekiyor. Ancak, Newroz için gidip, referandumun nabzını anlamak için 2 gün kaldığım Diyarbakır’da çeşitli kesimlerle görüşmelerimden edindiğim izlenim de, ‘hayır’ın hissedilebilir bir farkla önde çıkacağı yönünde.

Arkadaşımız Yusuf Karataş’ın Urfa’dan yaptığı haberi ise, “Urfalıların aklında Suriyeliler ve işsizlik var” başlığını taşıyordu. 

Örneğin, savaşla birlikte Türkiye’ye gelmiş olan Suriyeli 17-18 yaşlarında bir genç, Erdoğan’ı sevdiğini söylüyor ve “Urfa’da kimse bizi istemiyor, ücretlerin düşmesinden, işsizlikten ve yaşamlarının bozulmasından bizleri sorumlu tutuyorlar” diyor. (18 Şubat 2017)

Arkadaşımız kente dair gözlemini yansıtırken, farklı tercihlerin örneklerini verdiği haberde, Urfa’da herkesin Suriyeli mültecilerin gelmesinin ardından, nesnel olarak daha da ağırlaşan işsizliği, kentin en büyük sorunu olarak gördüğü dile getiriliyordu.

Yine Yusuf Karataş’ın Van’dan yaptığı haberde ise, Yüksekova’dan göç etmiş olan 18 yaşındaki Birhat adlı genç, “Hendekler yanlıştı ama örgüte tepki var diye kimse sandıkta ‘evet’ demez. Çünkü devletten ‘evet’ dedirtecek hiçbir şey gelmedi. Aksine herkes devletin tankla topla nasıl bir yıkım yaptığını gözleriyle gördü” diyor. (1 Mart 2017)

Haberde, Bahçıvan Mahallesi’ndeki bir çay ocağından aktarılan bir gözlem de şöyle: “Sonra Okan, sözü alıyor. Geçen on esnaf arkadaş oturup konuştuk. Arkadaşlar arasında ‘Erdoğan’ı sevmiyorum ama savaş bitsin diye referandumda ‘evet’ diyeceğim diyenler var.’ diyor. Sonra kendisi tamamlıyor: ‘1 Kasım’da da ‘savaş bitsin’ diye AKP’ye oy veren arkadaşlarım vardı, ne oldu savaş bitti mi?”

Bir çay ocağının sahibi ise, Van için tahminini “Yüzde 60-70 hayır bekliyorum” diyerek açıklıyor.

Sokağa çıkma yasakları döneminde en ağır yıkımı ve acıyı yaşayan Cizre’den Ercan Aktaş’ın yaptığı haberde ise, yurttaşlar, “Bugüne kadar yaşadıklarımız ‘hayır’ demek için yeterli” diyorlar. (4 Nisan 2017) Cizre’den daha önceki seçimlerde yansıyan sonuçlar da dikkate alındığında bu ifadenin bir gerçeğin özeti olduğunu söylemek için bir engel yok.

Bölge illerinden arkadaşlarımızın geçtiği haberlerden sadece bazılarına değinebildim. Ancak, sahadan yansıyanlar ve anketler, bölgede ‘hayır’ oranının hissedilebilir bir farkla önde çıkacağını gösteriyor. 

Son bir not. Referandum yaklaşırken, sosyal medyada, video ile ‘hayır’ kampanyasına katılmamı talep edenler oldu. Buna, kendimi başkalarından daha önemli görmek gibi bir algıya yol açabileceğini düşündüğümden katılmadım. Ama köşemden, bir yurttaş olarak söyleyeyim. Hüsnü Arkan’ın, önceki gün Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri töreninin ardından verdiği konserdeki şarkısında dediği gibi, ‘Bütün başkanlara hayır!’ 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...