08 Nisan 2017 01:00

Kapitalizmin nefes koridoru

Kapitalizmin nefes koridoru

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kim önden hareket ederse o kazanır! Kapitalizmin hareket yasası budur. Oysa bu yasa, dünyasal zaman varsayımı altında, görüldüğü kadarı ile ne biyolojinin ne de doğanın hareket kanunları arasında yer alır. Dünyasal zaman hareketini evrensel zaman hareketi içinde düşündüğümüzde bizim ortalama seksen yıllık yaşamımız evrensel zaman hareketi ile belki de bir saat ya da biraz fazla veya eksik bir zaman dilimine denk geliyor olabilir. Biz dünyada hareket ettiğimize göre davranış ve hesaplarımızı dünya zaman hareketine göre yaparız, daha doğrusu yapmak durumundayız. 

ABD perşembeyi cumaya bağlayan gece Suriye’deki, çok önemli bir hava üssünü bombalayarak, haber kaynaklarından sızan bilgilere göre, Suriye’nin hava operasyon kabiliyetini ortadan kaldırdı. Bunun gerekçesi de, geçtiğimiz günlerde Suriye yönetiminin muhalif güçlere ve yandaşlarına kimyasal olduğu ileri sürülen hava saldırısı düzenlemiş olması olarak gösterilmektedir. Sebebi, oluşumu ve neticeleri ile fevkalade üzücü olan bu durum işin askeri ve politik yanıdır ve bizim alanımız dışındadır. Burada kısaca açmak istediğim konu, neoliberal gelişmelerin alt kimlik dokularını kaşıyarak insanlara özgürlük vadettiği politikaların nasıl bir kapitalist ekonomik gerekçeden ortaya çıktığı ve bu gerekçeyi ıskalayarak söz konusu politika kulvarında özgür olduğunu ya da olacağını düşünerek yürüyen, bu arada bizde de “yetmez, ama evet” aymazlığına savrulanların saflığıdır.(!)

Böylesi tartışmalarda hiç unutmamak gereklidir ki, bir sistem farklı sıkıntılarına umar olarak farklı tepkiler verirken, tüm bu tepkiler ana dokunun yararınadır. Hal böyle olunca, bir dönemlik sulh ve sükuna ya da özgürlük gibi algılanan görüntüye kapılmak, kibar ifadesi ile, ciddi bir derinlik saflığıdır. Bu saflığın inanılmaz tarihsel örnekleri bulunmaktadır. En derin saflık ebedi mutluluk olarak görülmüş olan sosyal devlet politikalarıdır. Kapitalizmin derin krizi ve ikinci paylaşım savaşı ertesinde yeryüzü kızıla boyandığında hem sermayeye alan açarak hem de emekçilere ve genel halka biraz pay vererek gönülleri çelmek kapitalizmin yaşam iksiri oldu. Bu iksir o denli etkili ve başarılı oldu ki, izleyen dönemde bir yandan reel sosyalizmle mücadelede, diğer yandan da sermaye birikiminde atılan adımlar işe yaradı ve sistem mücadelesinde yaşam süresi uzatıldı. Sistemin örtülü arzuları öylesine yerine getirildi ki, bugünlerde dahi, kapitalizmin nefes alacağı yeni koridorlar açmaya yeltendiği koşullarda dahi hâlâ sosyal demokrasiyi özleyenler ve bir gün getirilebileceğine inananlar ortalarda dolaşabilmektedir. Kapitalizmin insanlara ne tür iyilikler yapabileceği(!) konusunda ümidini yitirmeyen insanların varlığı kapitalizmin çok önemli süspansiyonlarındandır. Böylesi süspansiyonlar üzerinde sistem “havuç ve sopa” mantığı ile yoluna devam edebilmektedir. Bakalım nereye kadar gidecek!

Özgürlük adına alt-kimliklerin kışkırtıldığı kapitalizmin en etkili alanının yoksulluk altındaki ekonomiler olacağı gün gibi ortada idi. Sanayileşmiş ve emek kesiminin görece güçlü, halkın ise görece bilinçli olduğu varsıl ülkelerde sınıf bilinci kışkırtıcı iksir işlevi görebilecekken, paylaşım mücadelesinin zorlu olduğu ekonomik olarak geri ülkelerde açıktır ki, sınıf mücadelesi değil, etnik kimlik çatışmaları ortaya çıkacaktı. İşte, tarihsel geçmişi ve misyonu ile Ortadoğu bataklığı tüm haşmeti ile karşımızda durmaktadır. Bölgede cirit atan emperyalistlerin koltuğu altında göstermelik başatlığa oynayarak başkanlarına “Gazi”lik rozetini takmaya yeltenen ülkelerin de arkaları sıvazlanarak, sanayide olduğu gibi “teknoloji bizden, üretim güçlüğü sizden” misali, burada da “proje ve zaferin kaymağı bize, askeri güç ve külfeti size” görüşmeleri ile bundan böyle işler hızlandırılacağa benzemektedir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa