07 Nisan 2017 01:00

Temel fark

Temel fark

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bu anayasa referandumunun diğer referandumlardan ve seçimlerden temelde bir farklılığı bulunuyor. AKP, Erdoğan ve Bahçeli ortaklığı ile gündeme getirilen bu anayasa referandumu doğrudan doğruya rejim değişikliğini ortaya atıyor ve yurttaşlardan devlet, hükümet, basın vb. gücüyle bunu onaylamasını istiyor. İstenilen açıkça tek adam, tek parti diktatörlük rejiminin kurulmasının onaylanmasıdır. Bu altı kalınca çizilmesi gereken bu referanduma ilişkin temel bir farklılıktır. Ülkenin ve halkın kaderi tek bir adamın ellerine verilmek istenmektedir.

Örneğin 12 Eylül Anayasası da referandumla kabul edilmişti. Ama bu anayasa zaten kurulmuş olan bir rejimin anayasal temellerini -60 darbesi gibi- onaylatıyordu. Darbeciler, darbe yaparak yönettiklerinin bilincindeydiler ve durumlarının “geçici” olduğunu göstermek gibi bir “kaygıya” sahiptiler. Onların kurdukları gerici anayasal yapı süreç içerisinde işçi ve halk hareketinin muhalefetiyle pek çok yönünden delinmiş ve bazı maddeler işlemez hale getirilmişti. Daha sonra yapılan çeşitli değişikliklerin bir kısmı yama, bir kısmı da “iyileştirmeye yönelik” makyajlar niteliğindeydi. 

Buna karşın ülkede demokratik bir anayasa talebi ve mücadelesi sürekli gündemdeydi ve demokratik halk hareketi bu talebi sürekli olarak öne sürmekteydi. Kürtlerin özgürlük istemleri, bütün halkın demokrasi talebi sürekli bir mücadelenin konusu durumundaydı. Bütün bu mücadeleler inişli çıkışlı bir rota izledi ama ülke bu dönemde içerisinde demokratik bir anayasaya ve yönetime sahip olmadı. Kısmi demokratik hak ve özgürlükler halk hareketinin zorlaması ile zaman zaman kullanılabildi, fiili durumlar yaratılabildi.

Seçim dönemleri ise partilerin kendilerini ve vaatlerini halka anlattığı bunun için destek istediği dönemler olarak yaşandı. Düzen partilerinin bu vaatleri çoğu zaman sınırsız bir yalan ve demagoji içerse de, sonuçta kurulu rejimin sınırları içerisinde yönetmeyi, en fazla onu şurasından burasından sıkılaştırmayı veya gevşetmeyi içermekteydi. Başkanlık sistemi gibi bir istek zaman zaman ortaya atılsa da, bunlar, bu anayasa değişikliğinin gündeme getirdiği açıkça bir dikta yönetimi kurma amacından farklıydılar ve bu yönde pratik bir adım atılmamıştı.

Bugün gündeme getirilen ve referanduma sunulan anayasa değişikliklerinin her maddesi ve bu maddelerin içeriği artık daha geniş kesimler tarafından biliniyor ve tartışılıyor. Bu tartışmalar içerisinde kesin ve açık olan bir gerçek var ki, o da şu: Bu değişiklikler tek adam ve onun partisinin diktatörlüğünü anayasal bir sistem haline getiriyor ve bu yönüyle de bir rejim değişikliğini hedefliyor. Evetçilerin aksi yöndeki tüm iddialarına karşın değiştirilmek istenen maddelerin açıkça ortaya koyduğu gerçek budur.

Referanduma artık sayılı günler kaldı. Bu anayasa değişikliğine hayır demenin, değişikliklerin reddedilmesinin hayati öneminin daha fazla anlaşıldığı bir dönem yaşanıyor. Kemikleşmiş bir evetçi kesim olmasına karşın, evet oyu verecek geniş kesimler onlarla diyalog kurulduğunda, olumlu bir tartışma ortamı yaratıldığında kararsız kalabilmekte, hayıra dönebilmektedirler.Ülkeyi yönetenler de bu durumun farkındadırlar ve referandum yaklaştıkça provokatif yaklaşımlarının dozajını artırmaktadırlar. Soylu’nun “Hadi şimdi de özerklik istesenize” açıklamaları bu çerçevede bir yere oturmaktadır.

Ama hatırlatmakta yarar var, demokrasi ve özgürlükler için verilen mücadeleler güçlenerek ve yaygınlaşarak sürecektir. Gerici ve faşist baylar, bugün yapılan tartışmaların, çalışmaların hiç birinin boşa gitmediğini görecek olmak sizi şaşırtmasın!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...