AKP'nin TGC ile derdi bitmez
Fotoğraf: Envato
Akşam gazetesinin Twitter hesabından önceki gün şöyle bir ‘haber’ paylaşıldı: “TGC FETÖ’cü teröristlere sahip çıktı.”
Haberin spotu da şöyle: “Tescilli FETÖ’cüler Ekrem Dumanlı, Mehmet Kamış, Bülent Keneş ve Abdülhamit Bilici’nin TGC üyeliklerinin devam ettiği ortaya çıktı. Başkan Olcayto, ‘Yargı kararı olmadan adım atmayı düşünmüyoruz’ dedi.”
Haberde kaynak olarak Star gazetesi gösteriliyor.
Hatırlanacağı gibi Star ve Akşam gazeteleri, kısa bir süre önce de, tutuklanan Die Welt Türkiye Temsilcisi Deniz Yücel’i manşetlerinden hedef göstermişti. Bu iki kardeş gazete, uzunca bir süredir operasyonel gazetecilik anlayışını büyük bir şehvetle sürdürüyorlar.
Meslek örgütlerine üye olmayan ya da onlara dair haberleri takip etmeyen gazeteciler bilmeyebilir. TGC uzunca bir süredir, AKP iktidarının hedefinde. Bunu önceki kongrelerden de biliyoruz. İktidara yakın gazetelerin TGC’nin yolunu bilmeyen genel yayın yönetmenlerini bile kongrede gelip oy kullanırken görmüştük.
Kongrelerde TGC’yi ele geçirmek hesabıyla yapılan üyelikler, bir çıkarma havasında kongreye asılma halleri olumlu sonuç vermeyince TGC’ye yönelik örgütlü kötülük de son bulmadı. İktidara yakın gazetelerin, koordineli bir biçimde TGC’yi hedef almalarının arkasında böylesi bir yakın tarih yatıyor.
Şunu bir kez daha hatırlatmakta yarar var. Bir basın meslek örgütü, kendisine üye olan gazetecilere siyasal duruş filtresi uygulayamaz. Eğer bir meslek örgütü, istihbarat örgütü kafası ile kendisini hedef alan gazetelerin operasyonel yaklaşımları karşısında, eğilip üyelerini tasfiye ederse, genel üye tabanı karşısındaki güvenirliliğini, itibarını da kaybeder.
Dünyanın başka ülkelerinde de mesleki ölçü budur. TGC’ye ya da başka bir basın örgütüne üye olan gazeteciler olarak, aynı çatı altında bulunan bazı gazetecilerle hayata ve habere bakış açısından çok farklı yerlerde duruyor olabiliriz. O mesleki çatı altında farklı duruşa sahip gazetecileri bir arada tutan gerçeklik tamamen mesleki gerekçelere dayanır.
Ayrıca şu da unutulmasın. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gülen Cemaati için “Zamanında ne istedilerse verdik” ifadelerini kullanırken, sonra da çok rahatlıkla o davranışlarını “Aldatıldık” diye gerekçelendirebilmişti. TGC ya da başka basın örgütleri için böyle bir durum da söz konusu değil. Ne AKP’ye yakın gazetelerde, ne de vaktiyle Gülen Cemaatine yakın olarak bilinen gazetelerde çalışanların üyelik başvuruları konusunda bir aldatılmadan söz edilebilir.
Bu arada, operasyonel gazeteciliğin dönüp bazen bunu yapanı vurduğunu gösteren örnekler de unutulmasın. Örneğin geçtiğimiz yıl “Evrensel gazetesi kapatılıyor” başlığıyla ‘haber’ yapan o metin haberden başka her şeydi- Akit Gazetesi Muhabiri Ramazan Alkan, daha sonra telefonuna ‘ByLock uygulamasını yüklediği gerekçesiyle tutuklandı.
‘Gazeteci’nin gazeteciyi ihbar ettiği, gazetecilerin itirafçı olmaya zorlandığı bu dönemde mesleki değerlere sahip çıkmak büyük önem taşıyor.
“FETÖ üyeliği” suçlamasıyla yargılanan 29 gazeteciden 21’i hakkında verilen tahliye kararının, Cem Küçük’ün paylaştığı tweetlerin ardından, yeni gözaltı kararları ile geçersiz kılındığı, ve bu kararı veren mahkeme heyetinin görevden alındığı bir Türkiye’de, doğruluk ve dürüstlükten başka sarılabileceğimiz bir değer olamaz.
Yukarıdan aşağıya doğru boca edilen bu çürümeye karşı dik duramayan insanlığını da kaybeder.
Rektörlerin, üniversitesindeki barış imzacısı akademisyenleri ihbar edip, ihraçlarını sağladığı, devlet ajansı AA’nın muhabirinin, Ahmet Şık’ı Twitter hesabındaki mesajlarından dolayı “Allah rızası için inceleyin” diyerek ihbar ettiği ve tüm bunların ‘yükselen değer’ muamelesi gördüğü bir Türkiye’de iki iktidar aşığı gazetenin de, basın meslek örgütlerimizi hedefe koyması şaşırtıcı olmuyor.
Ama unutulmasın, tüm bunların karşısında dik durmak, bize büyüklerimizden yadigar.
TGC’nin Efsane Başkanı Nail Ağabey (Güreli), ne zaman hatırını sorsak, “İyi olmaya, mücadele etmeye mecburuz” derdi.
Başka söze gerek var mı?
- IMF, OVP, gezici aşevleri ve emekçinin ayak sesleri 22 Nisan 2024 05:05
- Bayramda ada vapuru 15 Nisan 2024 06:30
- Bir seçimin ardından: Ne yapmalı? 08 Nisan 2024 05:05
- İktidar açısından ciddi bir ‘meşruiyet’ tartışmasının kapısı açıldı 01 Nisan 2024 05:37
- Defansta bir AKP mitingi ve kapıdaki emekli 25 Mart 2024 05:20
- 31 Mart öncesi Diyarbakır: Barışa ve ekmeğe aç 18 Mart 2024 05:25
- Bir piramidin tepesinde yalnız başına 11 Mart 2024 05:25
- 2 Mart darbesinden 30 yıl sonra 04 Mart 2024 04:55
- Funda Bakış: Kadınların, emekçilerin gücü olacağız 26 Şubat 2024 05:29
- Pablo Escobar'dan İliç'e uzanan yol 19 Şubat 2024 05:10
- 31 Mart'a giderken partilerin rantla imtihanı 12 Şubat 2024 04:10
- İstanbul seçimleri için kritik günler 07 Şubat 2024 04:50