04 Nisan 2017 01:00

Şimdi daha bir gayretli ve hedefli çalışmanın zamanı!

Şimdi daha bir gayretli ve hedefli çalışmanın zamanı!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“Evet” cephesi; devletin bütün olanaklarını “evet” kampanyası için kullandıkları; “hayır” diyenleri emniyet, savcılar, sivil milisler ve Diyanet kadrolarıyla iş birliği yaparak engellemeye çalıştıkları halde, “evet” propagandası halkın sağduyusuna çarparak kırılıyor.

Nitekim, kampanyanın başından beri yapılan hiçbir ankette “evet” önde çıkmış değil. Anketlerin işareti, “kararsızlar”ın ve “sandığa gitmeyenler”in sayısı azaldıkça “hayır”ın yükseleceğini de gösteriyor. 

Sadece AKP propagandası ve onun medyadaki sözcüleri “evet diyenler yüzde 60’dan fazla”,...gibi, “afaki”, “sallama iddialar” öne sürüyorlar. Ancak, Başbakan bile “Evet önde, biz çok rahatız!” demekle yetiniyor ve yaptırdıkları anket sonuçlarını açıklamaktan özenle kaçınıyor.

‘GİZLİ HAYIRCILAR’IN DİRENCİ KIRILAMIYOR

Bu yüzden de “evet” cephesi yelkenlerini dolduracak bir rüzgar yaratamadıkları için bu cephenin önde gelenleri çok stresli!

- Cumhurbaşkanının Diyarbakır mitinginde konuşmaktan vazgeçtiği ama son anda, “Çıkıp konuşmazsanız daha kötü olur” diye ikna edildiği belirtiliyor. HDP Van Milletvekili Nadir Yıldırım, “Erdoğan, son Diyarbakır ziyareti ile AKP tarihindeki en büyük yıkımı yaşadı, çünkü beklediği ilgiyi göremedi” diyor.

- Gençlik ve Spor Bakanı ile Yeni Şafak Yazarı Yusuf Kaplan kalabalık önünde kapışıyorlar. Yazar Kaplan, Siirt’te verdiği konferansta kendisini dinlemeyen Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay’a; “Adam gelir dinler. Dolaşıyorsunuz, Yusuf Kaplan konuşuyor. Abuzittin’in birisi değil ki. Adam 5 dakika dinler, 10 dakika dinler” diye fırçasını atıyor. Bakan “Öyle bir şey yaptın ki ben gideyim, hemen çıkayım” diyor. Kaplan aşağıdan almıyor; “Tabii ki git abi. Ne işin var ya?” diyor.

- AKP’yi destekleyen aydınların en önde gelenlerinden  Gazeteci, Yazar Ali Bayramoğlu, referandumla ilgili olarak Medyascope.tv’de yaptığı değerlendirmede, 16 Nisan’da yapılacak referandum sonucunda “Evet çıkması durumunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın keyfiliği kurumsallaşır, daha kötü bir şey düşünemiyorum” ifadelerini kullanarak evet cephesi içindeki “hayır” diyenlerin görüşlerini, referanduma az bir zaman kalmışken medya aracılığı ile dile getirmekte ısrar ediyor.

- AKP kurucularından Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Kayseri mitingine de katılmayarak referandumda “evet” demeyeceğini açıkça ortaya koyarken, Davutoğlu’nun da görüşlerini Cumhurbaşkanına yazılı bildirerek “evet”in mahzurlarını anlattığı belirtiliyor. Arınç’ın ise “evet” faaliyetine katılamadığı herkesin malumu. Ki, bu örnekler de AKP içindeki “gizli hayır” direncinin çökertilemediğini gösteriyor. 

Bu ve benzer başka gelişmeleri dikkate alan “evet cephesi”nin medya ve siyasetteki “akilleri”, AKP propagandasının “hayır” diyenleri “Terörle yan yana olmak”la, “Darbecilerle iş birliği” ile suçlamaktan çark ettiğini iddia ediyorlar. Ya da “Diyarbakır konuşması”ndan “Referandumdan sonra çözüm sürecine dönüleceği” vaadi çıkaranlar var. Ancak, bu tür “dönüşlerin” kolay olmayacağı da ortada. 

Nitekim Diyarbakır mitinginde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kürt halkının talepleri konusunda “askeri çözüm”de ısrar edileceğine özel vurgu yaparken, laf arasında, “Elinde silah olmayan herkesle konuşuruz” demesinin günümüz Ortadoğu koşullarında gerçek yaşamda bir karşılığının olmadığı apaçıktır.

Cumhurbaşkanı bir yandan “Bizim için evet diyen ne kadar saygınsa hayır diyen de o kadar saygındır” derken aynı cümlenin arkasından “Ancak bir de uyarı görevimiz var” deyip, “Hayır diyenler, darbecilerle Kandil’le aynı saftadır” demekte de ısrar etmektedir.

‘1 OY’ BİLE SONUCU DEĞİŞTİREBİLİR BİLİNCİYLE ÇALIŞMAK 

Referandum gününe sadece 11 gün kalmışken Erdoğan ve AKP’sinin (elbette MHP yönetiminin de) sıkıştıkları köşeden kurtulmak için iki ara bir derede yeni manevra alanı aramaya girişmesi, bütün imajını “kararlılık” ve “istikrar” iddiası üstünden yapan bir siyasi hareket için yeterince vahim bir durumdur.

Nitekim Abdülkadir Selvi gibi son günlerde “evet önde” propagandasının bayraktarlığına soyunanlar bile, “İzmir’de hayır açık ara önde, İstanbul’da başa baş, Ankara’da evet yükselişte” gibi, “evet”in öndeliği konusunda şüphelerin büyüdüğünü de gösteren “yuvarlak” değerlendirmeler yapılmaktadır. 

Ancak bütün lehte işaretler, “hayır” cephesini rehavete sürüklememelidir. Bu, yapılacak yanlışlıkların en büyüğü olur. Tersine; 

- “Bir oy”un bile sonucu değiştireceği bilinciyle davranmak;

- Çalışmayı daha büyük bir gayretle sürdürmek için seferber olmak;

- Kararsız kitleler içinde ve daha çok kararsızın “hayır”a dönmesi ve sandığa gitmesi için çalışmak referandumun sonucunu büyük ölçüde belirleyecektir.

Haydi, bütün imkanları seferber ederek sahaya, çalışmaya! 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...