Tillerson’un ziyaretinin fotoğrafıdır
Fotoğraf: Envato
ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, önceki gün Ankara’ya geldi.
Önce Başbakan Yıldırım, sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan ve en son da Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile görüşen Tillerson, bu görüşmelerden sonra, Çavuşoğlu ile birlikte basının karşısına çıktı.
Basın toplantısında Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, neler konuştuklarını anlattı, Türkiye’nin şikayetlerini bir kez daha özetledi, Obama yönetimini eleştirdi, Trump yönetiminin Suriye’de PYD-YPG ile ortak hareket etmesini istemediklerini, ABD’nin Gülen’i iade etmesi için adım atmasını beklediklerini uzun uzun anlattı.
TILLERSON: ZOR SEÇENEKLER!
ABD Dışişleri Bakanı Tillerson ise; Suriye sorunu ve PYD-YPG ile ilişkilerine dair; “Kullanılan taktiklerde bir araya gelmemiz gerekiyor bu önemli. Tartışmalar olmaya devam edecek. Bugün de tartışmalar devam etti. Bugünkü görüşmelerde elimizdeki seçenekleri değerlendirdik. Zor seçenekler bunlar. Dürüst olmak zorundayım, kolay değil, yapmamız gerekenler zor tercihler” diye özetledi görüşmeleri.
Aslında Tillerson’un bu ifadeleri ‘Türkiye ile ABD arasındaki sorunlar’ karşısında ABD’nin yanıtıydı.
Böyle bir görüşme sonrasında Cumhurbaşkanından başlayarak, “Eyy Amerika!...” korosunun eleştiriyi başlatması beklenirdi. Dahası bu ziyaretten bir gün önce Halkbank Genel Müdür Yardımcısı M. Hakan Atilla’ının New York’ta tutuklanmasıyla polemik ortamına benzin dökülmüştü! Bu da, ABD’ye ‘FETÖ’cü’, ‘15 Temmuz’un arkasındaki güç’ suçlamalarıyla yandaş medyanın ayağa kalkması için yeni ve elverişli bir imkan demekti. Ama öyle olmadı.
Tersine Cumhurbaşkanı ve Başbakan bu görüşmeler konusunda dişe dokunur bir açıklama yapmazken Çavuşoğlu ise: ABD ile Türkiye’nin bölgede teröre karşı ortak mücadelesinin önemine değinip, sorunların giderilmesi için konuşmaya devam edeceklerini söyleyen bir çizgiyi aşmadı.
SABAH’IN 1. SAYFASI ZİYARETİN FOTOĞRAFI GİBİ
Aylardır ABD’ye her konuda, özellikle darbenin arkasında olmakla suçlayan yandaş basın Tillerson’un ziyareti ve yaptığı görüşmeler “vakayi adiyeden” bir görüşme olarak sundu. Dahası, ABD’nin hiçbir konuda Türkiye’nin isteklerine olumlu yanıt vermediği gerçeğini görmezden gelmeyi tercih etti.
Örneğin yandaş basının “amiral gemisi” olan Sabah gazetesinin dünkü manşeti; “FBI FETÖ’nün kara parasını peşinde” olarak atılmıştı.
Bu manşeti gören herkes, Hakan Atilla’ın FETÖ’nün “gizli kasası” olduğu için tutuklandığını sanmıştır. Ama manşetin altındaki; “ABD’den FETÖ’ye yeni kıskaç: FBI darbeci örgütün dört tepe yöneticisinin hesaplarını dondurup kara para soruşturması başlattı” denildiğini görmeseniz Sabah’ın, başka bir haberden söz ettiğini anlamazsınız.
Haftalardır; ‘Gelecek, Suriye’deki sorunları çözecek ve Türkiye ile Rakka harekatını başlatacak, FETÖ’nün iadesi konusunda ilerleme sağlanacak” gibi beklentilerle beklenen Tillerson’la yapılan görüşme ise Sabah’ın birinci sayfanın en altında “küçük bir haber” olarak görülmüş. Haberin başlığı ise; “FETÖ’nün iadesi için adım bekliyoruz” biçimindeydi.
Bu başlık ziyaretten önce atılsa belki anlamlı olacak ama ziyaretten sonra atılınca, bu ziyaretin yapıldığından haberi olmayan bir gazetenin haber başlığı gibi kalmaktadır.
Bu haliyle, Sabah gazetesinin birinci sayfası, yakından bakıldığında, Tillerson‘la yapılan görüşmelerden de öte AKP Hükümeti’nin durum-vaziyetinin yeni bir sayfası gibidir.
‘ZARRAB ATİLLA DAVASI’NIN GÖLGESİNDE İLİŞKİLERİ YENİLEME DÖNEMİ
ABD’ye Obama yönetimi üstünden yapılan eleştiriler ve Trump yönetiminden beklentilerden sonra Tillerson’nun ziyaretinin böyle ‘anlayışlı’, ‘makul’ bir diplomatik üslupla karşılanmasının iki nedeni olabilir:
1-) Trump yönetiminden beklenti sürmektedir. Erdoğan-Trump görüşmesinin bir “Gordion kılıcı” gibi bütün bu sorunları kesip atacağı umudu devam etmektedir.
2-) Halkbank Genel Müdür Yardımcısı M. Hakan Atilla’nın tutuklanmasından sonra Erdoğan-AKP yönetiminin, ABD’nin Türkiye-ABD ilişkilerini yeni bir mecraya çektiğini görüp, dün bu köşede değinildiği gibi, “Zarrab-Atilla davası” üstünden ‘pazarlık’ ortamını oluşturmak için yeni bir ‘taktik’ belirlenmiş olabilir.
Büyük olasılıkla da ikisi birden!
Bu gelişmeler doğrultusunda neyin ne oluğunu yakında göreceğiz. Ama şimdiden şunu söyleyebiliriz ki, Türkiye’nin Trump yönetiminden beklentisi iyice azalsa da bu devam etmektedir. Ama beklentiler karşılanmasa bile Erdoğan-AKP Hükümeti’nin, ABD stratejisine bağlılığını yenileyecek bir mevziye doğru yöneldiğini söylemek için yeterince veri ortaya çıkmıştır!
Arada yeni itiş kakışlar olabilir, ama Tillerson ziyareti sonrasındaki tutum bunu açıkça göstermektedir
- Bahçeli siyasete ayar çıtasını Erdoğan’ın en yakınına kadar çıkardı! 24 Nisan 2024 05:00
- Tek adam rejiminin fıtratında 'gönüllü ikna', özgürlük, adalet ve barış yoktur! 21 Nisan 2024 04:58
- İsrail’in İran’a ‘meşru müdafaa’ saldırısını açıkça ilan etmesi ne anlama geliyor? 18 Nisan 2024 04:58
- Cumhur İttifakının enkazını kaldırmayı Erdoğan'a bırakan Bahçeli siyasete ayar verme peşinde! 15 Nisan 2024 06:35
- Ekmek, barış, özgürlük ve adalet için 1 Mayıs'ın kitlesel ve yaygın örgütlenmesi zamanı 12 Nisan 2024 05:00
- Halk iradesine yönelik girişimlere karşı ortak mücadele ihtiyacı 04 Nisan 2024 05:00
- Ülkenin siyasi haritasını değiştirecek önemde bir yerel seçim! 02 Nisan 2024 04:50
- Yalan, dezenformasyon, tehdit… Her yolun mübah olduğu bir seçim sürecinin sonuna gelirken 30 Mart 2024 05:00
- Özak Tekstil işçileri ve BİRTEK-SEN’in asıl suçu ne? 27 Mart 2024 05:05
- Seçime 1 hafta kala AKP ve Erdoğan emekçilerle karşı karşıya! 24 Mart 2024 05:20
- Yüz binler alanlardan seslendi: Barış istiyoruz ve biz buradayız! 21 Mart 2024 05:45
- Tek adam yönetimi ve Cumhur İttifakı’nda ‘seçimi götürmek’ için her yol mübahsa! 19 Mart 2024 12:00