31 Mart 2017 01:00

Yeni ve büyük sorun; Zarrab-Atilla davası

Yeni ve büyük sorun; Zarrab-Atilla davası

Fotoğraf: Envato

Paylaş

ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı Rex Tillerson dün Türkiye’ye geldi.

Rex Tillerson’un yanında ABD Dışişleri Bakanlığı’nın önemli ismi ve Obama döneminde de bu görevde bulanan bürokratı Breet McGurk da vardı.(*)

Trump’ın iş başına gelmesine sevinen ve ondan büyük beklentilere giren nadir hükümetlerden birisi olan Erdoğan-AKP Hükümeti, CIA Başkanı ve ABD Genelkurmay Başkanı’ndan sonra dün ABD’nin yeni Dışişleri Bakanıyla da tanışmış oldu!

Kuşkusuz ki Erdoğan-AKP yönetimi için bu ziyaret çok önemliydi ve Tillerson gelmeden bir gün önce toplanan MGK’nın, “Fırat Kalkanı operasyonu’nun bittiğini açıklaması da ayrıca “manidar”dı!

Türkiye ile ABD arasında kuşkusuz ki; 

* İki ülkenin Irak’ta ve Suriye’de çatışan bir çizgiye düşmesi, PYD-YPG ile ABD’nin ilişkileri ve Rakka operasyonunda anlaşamama, (Tillerson’la görüşmesi sonrasında Başbakan Yıldırım anlaşmazlığın sürdüğünü söyledi)

* Fetullah Gülen’in iadesinde aylardır hiçbir ilerleme sağlanamaması,

* Türkiye ile NATO arasında ABD’nin çözmesini beklediği sorunlar, gibi ciddi sorunlar var.

Bu konuların iki ülkenin diplomatları ve siyasileri arasında çözülmesi için girişimler yapılıyor.

Tillerson’un ziyareti de bu sorunlara Trump yönetimin nasıl yaklaştığını gösterecek. 

Bu yazı yazıldığında Tillerson-Erdoğan görüşmesi henüz yapılmadığı için “neler istenip neler verildiği”ne dair henüz bir açıklama yapılmamıştı. Ancak, önceki gün Halk Bankası’nın Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı M. Hakan Atilla’nın New York havalimanında tutuklanması, Tillerson’un ziyaretini gölgelediği gibi ayrıca da önemli hale getirdi.

Kuşkusuz Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısının İran’a yönelik ambargonun delinmesi ve ABD finans kurumlarının dolandırılmasına kol kanat germekle suçlanması, Türkiye için bir yıl önce Reza Zarrab’ın tutuklanmasından çok daha önemli bir gelişmedir. 

Çünkü Zarrab sonuçta bir “sivil” kişidir ve ona yönelik suçlamalar da sadece kişiyi bağlar.

Halk Bankası gibi bir kamu bankasının üst düzey bir yöneticisinin tutuklanması, Türkiye’nin de Reza Zarrab’ın yanındaki sanık sandalyesine oturtulması anlamına gelmektedir ki bu; Türkiye gibi bir ülke için çok ağır bir suçlamadır!

Zarrab’ın suçlandığı iddianamede Türkiye’de o dönemde görev yapmış dört bakanın da adının geçiyor olmasıyla birlikte düşünüldüğünde, Halk Bankası’nın Zarrab organizasyonundaki yeri, bu organizasyonda hangi hükümetin ve bakanların yer aldığı gibi pek çok konunun yargı önünde sorgulanması kaçınılmaz olacaktır.

Nitekim dün bu konudaki sorulara yanıt veren Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, M. Hakan Atilla’nın tutuklanmasını “17-25 Aralık Türkiye’de yapılamayanın ABD’de yapılması, Türkiye ve Erdoğan’ın itibarının zedelenmesi girişimi” olarak değerlendirmiştir.

Elbette ki ABD’nin burada amacı, İran ambargosunun delinmesi ve Amerikan finans sisteminin zarara uğratanların cezalandırılmasıdır. Ama bunun ötesinde böyle bir davada, Türkiye’ye “ayar vermek”, Türkiye’nin iç ve dış politikasına müdahale için konuyu “pazarlığa açık tutması” hiç de şaşırtıcı değildir. ABD’nin kuruluş felsefesi olan pragmatizm, böyle bir pazarlık için son derece müsaittir! Kuşkusuz AKP’nin de pragmatistlikte ABD’den geri kalmayacağı da herkes için malum olduğuna göre, Zarrab-Atilla davasının, bir süre sonra “at pazarlığına” dönüşmesi de kimse için sürpriz olmamalıdır. 

Bu yüzden de M. Hakan Atilla’nın tutuklanmasına bakarak, 17-25 Aralık’taki büyük “yolsuzluk ve rüşvet” iddiaları bir sonuca bağlanacak denemez. Tersine ABD’nin, Zarrab davasını Türkiye ile tüm diğer sorunların ABD lehine çözülmesi için pazarlık konusu yapması daha kuvvetli ihtimaldir. 

Peki Erdoğan-AKP Hükümeti bu tehdidi ne kadar ciddiye alacaktır ya da ABD’nin elindeki koz ne kadar güçlüdür? Bunu önümüzdeki günlerde daha yakından göreceğiz. Ama şunu şimdiden söyleyebiliriz ki, AKP Hükümeti için New York’taki “Zarrab-Atilla davası” ister siyasi-hukuki sonuçlarına kadar götürülsün, ister yapılacak pazarlıklarla bir sonuç doğurmayacak biçimde sönümlendirilsin, yakın gelecekte Türkiye ile ABD arasındaki sorunların en önemlisi olmaya aday bir dava haline gelmiştir.

(*) Breet McGurk’u, Türkiye kamuoyu PYD-YPG ile Kobani’de görüşen en üst ABD yetkilisi ve PYD-YPG ile ilgili övücü ifadeleriyle tanıyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...