29 Mart 2017 00:36

Kahkahanın zaferi

Kahkahanın zaferi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Mehtap Yörük; KHK’lerden biriyle ihraç edilen, Eğitim Sen üyesi genç bir kadın, öğretmen. Diyarbakır’dan. İhraç edildikten sonra şu bildiğimiz camlı tezgahını Ofis’teki Sanat Sokağı’na kurarak nohut pilav satmaya başladı. Genç kadının bu kısacık CV’sinde geçen sözcükleri yan yana sıraladığınızda bile filmin adı ortaya çıkıyor. Oradaki her sözcük zaten bir mesaj. Ama yetmemiş, nohut-pilav tezgahına bir de isim takmış genç kadın. KaHKaha686. KHK’nin içine gömülü olduğu kahkahanın yanındaki numara, kararnamenin sayısı. 

Kendisiyle röportaj yapan Vecdi Erbay’a “Her şeye rağmen kahkaha atabileceğimizi anlatmak istiyorum” demiş Yörük. O demese de anlardık elbette. Bir zamanlar Başbakan yardımcısıyken “kadın iffetli olacak, kahkaha atmayacak” diyerek kendisine kahkahayla güldüren Bülent Arınç,  memleket mazlumlarına durduk yere bir direniş biçimi armağan etmişti. Bundan sonra kadınlar sık sık kahkaha atmaya çalıştılar. Bazen bu kahkaha sesleri kızlı erkekli de çıktı. Gülmeyi iffetle ilişkilendirerek yasaklamaya kalkan bir devlet yöneticisine karşı alaycı kahkahayı bir kuvvete dönüştürmek, bu yasağı eleştirmek için söylenecek tonlarca sözden daha etkili ve kuşkusuz neşeliydi. 

Aslında kahkaha eski bir tepki biçimidir. Devrim döneminde aristokratları gülünç gösterdiği resimler-çizimler yapan Fransız Devrimci ressam Daumier’ye atfedilir: eserlerinin mesajını “Alay et! Yıkılacaklar” cümlesiyle özetlemişti. Yalnızca alayla kahkahayla hiçbir sistemin, düzenin yıkılmayacağı bilinir. Ancak en kötü zamanlarda bile kahkaha atmayı becermenin, neşeyi koruyabilmenin değiştirme çabasına moral katkısı, birleştirici etkisi benzersizdir. 

Eğitim Sen’li… Diyarbakır’dan bir kadının, kendisini yıldırmak için (ve benzerlerini) işini elinden alarak terbiye etmeye çalışanların karşısında hemen ayağa kalkıp bu terbiye sürecini tersine çevirmeye çalışmak için kahkahasını bir de tabelada ilan etmesi yeterince keyif vericidir. Teknolojik imkanların açılıp saçıldığı ama medya kapılarının kendilerine kapatıldığı koşullarda yurttaşların saatler süren konuşmalardan, uzun metinlerden daha etkili iletiler oluşturmak bakımından nasıl yaratıcı buluşlar yapabildiğinin de göstergesidir. 

Kahkahayı yasaklama gibi bir gayretkeşlik gösteren tek devletlû Arınç değildir. Yurttaşlara, daha çok da onların kadın olanlarına, kahkaha atmak eski Roma’dan beri yasaklanır. Çünkü yöneticiler kahkaha atanların kendileriyle alay ettiğini düşünmüşlerdir hep. Onların kulağına ezdiklerinin kendileriyle alay edebileceğini fısıldayan hakim sınıf içgüdüsü hiçbir zaman körelmez. En çok da bundan korkarlar; kahkaha yıkıcıdır, tekinsizdir. 

Rus Felsefeci Mikhail Bakhtin şöyle yazar: “Gülmenin olağanüstü bir gücü vardır. Nesneyi yakına getirir. Onu parmağın bildik bir hareketle her yanına dokunabileceği somut temas bölgesine çeker, baş aşağı döndürür, içini dışına çıkarır; ona yukarıdan ve aşağıdan bakar, dış kabuğunu kırar… onu böler parçalar, soyup sergiler. Gülme korkusuzluk gibi bir önkoşulun gerçekleştirilmesinde yaşamsal bir etmendir. Gülme bir nesneyi… sorgulayıcı deneyin ve özgür deneysel düş gücünün ellerine teslim eder…”

Deneysel düş gücünün ellerine teslim edecek çok fazla şeyin biriktiği bu topraklarda doğrusu fazlasıyla mümbittir. Örneğin referandumda ‘evet’ demeleri için yurttaşlara seslenen afişlerden taşan karamsar bir gelecek vaadinin hissettirdikleri karşısında bu neşeli düş gücünü harekete geçirmek önemlidir. O afişlerde yer alan militer kıyafetler, savaş kutsaması, ölüm arzusu, sonu belli olmayan bir sefere gidenin sevilenle vedalaşması gibi fotoğrafların karşısında Mehtap Yörük’ün esprisinin lafı olmaz mı hiç? KHK ile ihraç edilme halini “baş aşağı döndüren, içini dışına çıkaran, onu sergileyen” ve ona karşı direnen bir kahkahanın ekmek teknesindeki tabelada belirişiyle kendini dışa vuran emekçi yaratıcılığını isteyen ciddiye almasın. O neşe gelir onun yakasına yapışır. 

Kahkaha korkutarak yönetmeye çalışanların kararttığı bir dünyaya yoksulların cevabı, en büyük alayıdır. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...