26 Mart 2017 01:32

Akbank grevinin yasaklanması 'hayır'da birlik' için uyarıdır

Akbank grevinin yasaklanması 'hayır'da birlik' için uyarıdır

Fotoğraf: Envato

Paylaş

15 yıllık devri iktidarında AKP Hükümetleri bazen ABD ile kavga etmiş, bazen can ciğer kuzu sarması olmuş; Bazen AB ile her şey yolunda giderken bazen kavgaya tutuşmuş; Rusya ile bazen kanlı bıçaklı olunurken bazen “Tek dost Rusya!” ilan edilmiş...

İç politikada da AKP Hükümetleri, bazen özgürlükleri genişleten kimi düzenlemeler yaparken çoğu zamanda özgürlükleri sınırlayan girişimler yapmış; bazen Newrozlarda meydanlardan Öcalan mesajları okunmasına “eyvallah” derken, bazen Kürt diyenin dilinin kesildiği uygulamalar devreye sokulmuştur!

AKP Hükümetleri ekonomik politikalarda da sıkça değişik kararlar almıştır.

Ama AKP Hükümetleri 15 yıllık icraatlarında bir konuda çok istikrarlı olmuşlardır: Emek mücadelesi karşısında çok “istikrarlı” bir emek mücadelesi düşmanı çizgi izlemişlerdir!  Bu hükümetlerin emek mücadelesi düşmanlığının en açık ifadesi  de “grevleri yasaklama”daki hevesleri olmuştur. Ki, 15 yıllık AKP Hükümetleri döneminde, önceki 15 yılda hiç olmadığı kadar grev yasaklanmıştır.

AKBANK GREVİ ‘TAAMMÜDEN’ YASAKLANDI!

AKP Hükümetleri 15 yılda 11 grevi yasaklamıştır!

Grev yasaklarını sonuncusu ise Akbank çalışanlarını, geçtiğimiz hafta başında başlaması beklenen grevi olmuştur.

AKP Hükümeti, BANKSİS üyesi Akbank çalışanlarının grevini, “ekonomik ve finansal istikrarı bozucu nitelikte görüldüğü” gerekçesiyle yasaklamıştır!

Hükümetler, Akbank grevinden önce de grev yasaklamışlardır. Ama bu grevlerde Hükümetler hep, “kamu sağlığını ve ulusal güvenliği bozucu mahiyette görüldüğü” gibi klişe gerekçeler öne sürmüşlerdi.

Akbank grevi ise açıkça “ekonomik ve finansal istikrarı bozucu nitelikte görüldüğü” iddia edilerek yasaklanmıştır.

Mevcut yasalarda bu gerekçeyle bir grev erteleme hakkı hükümetlere tanınmamaktadır. Ama geçtiğimiz Kasım ayında yayımlanan 678 Sayılı KHK ile Hükümet, kendisine “ekonomik ve finansal sistemi bozucu olarak gördüğü” durumlarda grevleri erteleme yetkisi vermiştir. Dolayısıyla AKP Hükümeti, daha ortada Akbank grevi yokken, “bankacılık sektöründe çıkabilecek grevleri” yasaklama konusunda, OHAL’e dayanarak kendisini yetkilendirmiştir. Mart ayında da bu yetkisini kullanmıştır. Yani Hükümet daha Kasım ayında Akbank’da greve çıkılacağını bilmektedir ve 678 Sayılı KHK ile de bu grevi yasaklamak üzere kendisine yasal dayanak oluşturmuştur.

Bu da AKP Hükümeti’nin Akbank grevini “taammüden”, yani önceden planlayarak yasaklamış olduğunu göstermektedir.

AKBANK EMEKÇİLERİ, METAL İŞÇİLERİNDEN ÖĞRENMELİYDİ

Bu da her halde Türkiye’nin grev yasaklamaları tarihinde geldiği yeni bir aşamaya işaret etmektedir.

Ki, bu durum bir yandan AKP Hükümetlerin emek düşmanlığında geldiği aşamayı öte yandan da OHAL’in ‘FETÖ’cü darbecilere karşı ilan edildiği yalanını deşifre etmek için çok açık bir kanıttır! Onun içindir ki, BANKSİS, grev yasağına karşı çıkarken, “Akbank grevinin OHAL’in ilan edilmesiyle ne ilgisi var ki OHAL KHK’sine dayanarak grevimiz yasaklandı?” diye soruyor.

Bu da çok açık biçimde “Grev yasağına hayır!” diyen emekçilerin, emek dostlarının, aynı zamanda “OHAL’e de, ülkenin KHK’lerle yönetilmesine de hayır!” demesi gerektiğini göstermektedir.

Evet BANKSİS, DİSK-Bank-Sen ve “Plaza Eylem Platformu”, Akbank grevinin yasaklanmasına karşı çıkmaktadır. Ama şu da  da bir gerçek ki, yasağın muhatabı olan emekçiler doğrudan devreye girmeden grev yasaklarına karşı çıkmak, sadece laftan ibaret kalmaktadır.  

Bu yılın başında Birleşik Metal-İş ve üyesi işçiler, grevleri yasaklanınca, “Yasağa rağmen greve devam!” kararı alarak, patronu TİS’i imzalamaya zorlamış ve amaçlarına varmışlardı.

Akbank emekçileri ve sendikaları da bundan ders çıkarak, “grevleri yasaklandığında” nasıl bir mücadele hattına gireceklerini de bilmek durumundaydı. Ama böyle olmadığı anlaşılıyor. Burada elbette ki BANKSİS’in greve nasıl hazırlandığı, Akbank çalışanların nasıl motive ettiği de önem kazanmaktadır.  Nitekim bugünün konusu da geçmişteki bu eksiği de dikkate alarak, bütün bu yaşananlardan ders çıkararak bundan sonra nasıl bir mücadele sürdürüleceğidir.

İŞÇİLER, EMEKÇİLER REFERANDUMDA DA ‘HAYIR’ DEMELİ

Evet, 16 Nisan’da referanduma sunulacak Anayasa maddeleri içinde “grevler yasaklanır” diye bir madde yok. Ama, bugüne kadar 15 yıllık iktidarı boyunca ekonomiye yönelik her kararda işçilerin, emekçilerin değil sermayenin çıkarlarını gözeten, dahası 11 grevi yasaklamış Hükümetlerin arkasındaki AKP, referandumda “evet” cephesinin “amiral gemisi” durumundadır.

Dolayısıyla da işçilerin, emekçilerin, “tek adam tek parti yönetimi”nin getirilmek istendiği için referandumda “hayır” demesi gerekirken, aynı zamanda da emek mücadelesine düşmanlıkta grevleri yasaklamayı kutsal görevi haline getirecek kadar pervasızlaşan AKP Hükümeti’ne referandumda “hayır” demeyi bir fırsat olarak görmeleri gerekir.

Bu yüzden de grev yasağına “hayır” diyen her işçi, her emekçi referandumda da “hayır” demekle yükümlüdür. Aksi halde; şu ya da bu gerekçeyle “evet” demek aynı zamanda grev yasaklarına da “evet” demek olacaktır. Ve sandıktan “evet” çıktığında, emek mücadelesinin koşulları bugünkü koşulları bile  mumla aratacak kadar kötüleşecektir!

Akbank grevinin yasaklanması bütün işçiler, emekçiler için bir “Hayır da birleşmek” için bir uyarı olmalıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa