26 Mart 2017 01:00

'Rap, rap, rap yürümek' meselesi

'Rap, rap, rap yürümek' meselesi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kirvem,

Son yıllarda “eski” Türkiye’ nin pabucunu dama fırlatıp, bunun yerine özenip bezenip nerdeyse silbaştan temelini attığımız bu “yeni” memleketimizde huzur içinde yaşarken, durduk yere başımıza öylesine anlamsız, öylesine acemice işler açtık ki, şimdilerde, hele hele tam da şu günlerde pirinçin taşını acaba nasıl ayıklayacağız diye kös kös düşünmeye başladık...

Mazisi bunca yıllık bir imparatorluğun geride kalan küllerinin ardından yedi düvelle savaşıp, akabinde de kanla irfanla yoğurup kurduğumuz Cumhuriyet döneminde “on yılda on beş milyon genç” yaratmakla kalmayıp, ayrıca “yıldırımlar yaratan bir ırkın ahvadı” olarak istikbalimizi bu gençlere ve onların torunlarına emanet ederken, diğer yandan da bir an önce “muasır medeniyet”e doğru kapı aralayıp, böylece evvelemirde yurdumuzu demir ağlarla örmeye başladık...

Muasır medeniyete ulaşmak için öncelikle “Türk Milleti Zekidir Çalışkandır” şiarından hareketle işe koyulurken, diğer yandan da sadece demir ağlarla yetinmeyip, ayrıca bacası tüten ufak tefek, şeker, bez, kundura gibi fabrikaların yanı sıra, keza “eğitim seferberliği”ne soyunup, böylece okur-yazar oranı hayli düşük olan halkımıza öncelikle okuyup yazmayı, akabinde de ilim irfan sahibi olmaları için de birbirinin peşi sıra açtığımız okullarda,”Talim, terbiye”ye yöneldik.

Temeli, evvelemirde “milliyetçi”liğe dayanan bu “Milli Eğitim” sistemiyle okullarda başlatılan “Yerli Malı Haftaları” boyunca bir yandan ilkokul sıralarındaki çocuklara ezberletilen “Yerli malı yurdun malı, her Türk bunu kullanmalı” sloganıyla başlatılan bu eğitim sisteminin, yeşerip boy vermesi için yazılan şiirlerle beyinleri yıkanan bebeler, okullarda, müsamerelerde gırtlaklarını paralayıp duruyorlardı:

“Üstüm, başım, içim, dışım, ayakkabım yerli malı,
Vatanını seven insan, yerli malı kullanmalı...”

Sonra?

Sonra, odağında milliyetçiliğin yuva kurduğu bu okullarda, bu “ilim irfan ocakları”nda “Talim, terbiye” edilen nesiller yetiştirmek için elimizden gelen her türlü gayreti gösterirken, bunun meyvelerini de “zaman tüneli” boyunca çeşitli vesilelerle heybelerimize bolca indirdik.

Mesela bu bapta “Vatandaş Türkçe konuş!” Ya da  “Çok konuş Türkçe konuş!” fermanlarını buyuran “vatansever” babayiğitlerimiz sayesinde “birlik ve beraberliğimizi” kırılmaz bir “mermer”e dönüştürüp, böylece bu ilim ve irfan ocaklarından “fikri hür, vicdanı hür” nesiller yetiştirdiğimizi dosta, düşmana bir taraftan kanıtlarken, öte yandan da yıllar yılı “muasır medeniyet”e doğru hızlı adımlarla; rap, rap, rap yürümeye devam ediyoruz maşallah!

Vee... Yürüye yürüye nihayet gelip kapısına dayandığımız bu zaman diliminde, bu “uzun ince” yol boyunca şu andaki memleket manzaralarına bakılırsa, görünen o ki, bu ilim ve irfan yuvalarına verdiğimiz emeklerin semeresini fazlasıyla aldık, alıyoruz Kirvem!

Yani?

Yani: Anayasal deyimiyle, “Tek devlet... Tek millet... Tek bayrak... Tek vatan...”

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...