20 Mart 2017 00:25

Çanakkale şehitleri de 'Evet'çiymiş!

Çanakkale şehitleri de 'Evet'çiymiş!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Referandum sürecinde zorlanan iktidar, ‘evet’ propagandası için bütün sınırları zorluyor. Hollanda ile bile bile gerilimi tırmandırıp ‘evet’i vatan-millet meselesi yapmaları da yetmedi. Çanakkale Zaferi kutlamalarını da ‘evet’ mitingine çevirdiler. 

Önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çanakkale’de ‘18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’ törenlerine katıldı. Yanından Hollanda’ya sokulmayarak son krizin “kahraman”larından biri olan Bakan Fatma Betül Sayan Kaya’yı ayırmayan Erdoğan, buradaki konuşmasında yine Avrupa’ya yüklendi. Avrupalıların “cumhurbaşkanlığı sisteminin yeni Çanakkale zaferlerinin yolunu açacağını gayet iyi bildiği” için ‘evet’ propagandasını engellediğini söyledi. “16 Nisan’da benim milletim Batı’nın bu yanlış tavırlarına karşı en güzel cevabı inşallah sandıklarda demokratik bir şekilde verecektir” sözleriyle yeni Çanakkale zaferleri için vatandaşları referandumda  ‘evet’ oyunu vermeye çağırdı.

 Erdoğan’dan sonra sözü Lapseki İlçesi’nde 1915 Çanakkale Köprüsü’nün temel atma törenine katılan Başbakan Yıldırım aldı. Yıldırım da “102 yıl önce Çanakkale’de bu büyük destanı yazan gençler 81 ilimizden gelmediler. Bağdat, Şam, Kerkük, Rumeli, Kosova ve Kafkaslardan kopup geldiler. Bu siperlerde omuz omuza mücadele ettiler. Burada şehit düşenlerin çocukları bu memleketin asli unsurlarıdırlar. Türkiye’de kardeşlik iklimi daha da güçlenecek. Milletimizin birliği ve beraberliği daim olacaktır. 16 Nisan hayallerimizi gerçeğe dönüştürmek için önemli bir gün olacak” dedi. 

Demek ki neymiş?

Bir:  Yeni Çanakkale zaferlerinin yolu başkanlıktan geçer.

İki: Başkanlık olursa Çanakkale’de şehit düşenlerin hayalleri gerçeğe dönüşecek.

Cumhurbaşkanı ve başbakan öyle diyor!

Öyle bir hava yaratıyorlar ki, sanırsınız 102 yıl önce Çanakkale savunmasını yapanlar, başkanlık için göğüslerini siper etmişler. Ve bugün de başkanlığa ‘evet’ demeyen kimse Çanakkale’nin mirasını sahiplenemez. Ayıp olmazsa Çanakkale’de sadece ‘evet’çilerin dedeleri/ataları şehit olmuş diyecekler.

Aslında Çanakkale törenlerinde söylenenleri, Erdoğan’ın önceki açıklamalarının devamı olarak görmek gerekiyor. Çünkü Erdoğan’ın daha önce yaptığı “Lozan’ı zafer diye yutturmaya çalıştılar”  açıklaması ile “başkanlıktan sonra Bağdat, Şam, Kerkük’ten gelip Çanakkale’de şehit düşenlerin hayallerinin gerçeğe dönüşeceği”ni söylemek birbirini tamamlıyor. Yani “başkanlık olunca buralarda yeniden söz sahibi olacağız” demek istiyorlar. Başka bir deyişle başkanlığın aynı zamanda Bölge’de (Ortadoğu) yayılmacı emellerin bir ifadesi olduğunu gizlemiyorlar.

Hatırlanırsa bir ara Davutoğlu da Kul’ül Amare zaferi diye tutturmuş; Suriye ve Irak’a müdahale peşinde koşmuştu. Ama sonuçları Türkiye için de Davutoğlu için de pek hayırlı olmamıştı.

Aslında cumhurbaşkanı ve başbakanın ‘evet’ mitingine dönüştürdükleri Çanakkale törenlerinde söyledikleri, bu ülkede yaşayan halkların neden ‘hayır’ demesi gerektiğini de fazlasıyla açıklıyor.

Öncelikle yapılan açıklamalar, başkanlığın burjuvazinin en gerici, en saldırgan kesimlerinin hedefi olduğunu gösteriyor. Çünkü bu kesimler için başkanlık, yayılmacı emeller peşinde koşmak; Bölge’de savaş ve müdahale kışkırtıcılığı yapmak anlamına geliyor. Tam da ülkeyi ölümcül maceralara sürüklemek isteyen bu gerici- yayılmacı politikaya ‘dur’ demek için başkanlığa ‘hayır’ demeliyiz.

Öte yandan bu gerici-yayılmacı politika, Çanakkale’de Türklerle yan yana savaşan Kerkük ve Qamişlo’daki Kürt’ün, Şam ve Bağdat’taki Arap’ın toprağında gözü olan bir politikadır. Burada yaşayan halklara barış, kardeşlik, haklarına saygı temelinde değil; milliyetçi kışkırtma ve düşmanlık üzerinden yaklaşmaktadır.  

Öyleyse iktidarın vatan, millet, şehitlik üzerinden sürdürdüğü ‘evet’ propagandasının aksine Çanakkale’de yan yana düşenlerin torunlarının bugün barış, demokrasi ve kardeşlik içinde yaşayacakları bir ülke ve Bölge için atılması gereken ilk adım, gerici-yayılmacı politikalar üzerine inşa edilmek istenen başkanlık sistemine ‘hayır’ demektir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...