Bugün Demirci Kawa'nın balyozu 'Hayır'dır!

Ülkede ve Bölge’deki (Ortadoğu) olağanüstü koşul ve gelişmeler, 2017 Newroz’unu Kürt halkı ve demokrasi güçlerinin mücadelesi bakımından önemli hale getiriyor. Çünkü Newroz kutlamaları, bu mücadelenin biçim, düzey ve taleplerinin görülmesi/gösterilmesi bakımından özel bir anlam taşıyacak. Bu yıl 33 merkezde ‘Mutlaka kazanacağız’ şiarıyla yapılması planlanan kutlama etkinlikleri, bugün Nusaybin’den başlayacak.

Önce 2017 Newroz’unu önemli yapan olağanüstü koşul ve gelişmeleri kısaca özetleyelim:

Birinci olarak;  2017 Newroz’unu, temelleri büyük oranda içeride ve dışarıda (Rojava, Şengal) Kürtlere karşı savaş üzerinden atılmış fiili dikta rejiminin anayasal hale getirilmesi için dayatılmış bir referandum sürecinde kutluyoruz. Bilindiği gibi AKP-Erdoğan iktidarı, başkanlık için yola çıktığı 7 Haziran 2015 seçimlerinde tek başına iktidar olma çoğunluğunu kaybetmişti. Ancak bu seçimin sonuçlarını kabul etmeyen AKP-Erdoğan, dayattığı savaş ve kaos politikasıyla önce 1 Kasım seçimlerinde yeniden tek başına iktidar oldu. Ardından da Kürtlere karşı içeride ve dışarıda savaş politikasının bir sonucu olarak iktidarın fiili ortağı haline gelen/getirilen MHP-Bahçeli’nin desteğiyle başkanlık için referandum sürecinin önü açıldı.

İkinci olarak, Kürt kentlerinde tarihinde görülmemiş yıkıma, binlerce insanın ölümüne, yüz binlerce insanın göç etmesine yol açan savaş politikası, özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilan edilen OHAL’le birlikte Kürt hareketinin bütün demokratik mevzi ve kazanımlarına yöneltilmiş bir darbe süreci halini aldı. Darbe ile mücadele adına yola çıkan iktidar, demokratik yollarla kazanamadığı 80’i aşkın Kürt belediyesine el koydu. Başta 7 Haziran seçimlerinde kazandığı başarı ile ‘başkanlık’ önünde önemli bir engel haline gelen HDP eş başkanları olmak üzere milletvekili, belediye başkanı, çeşitli düzeylerde parti ve kurum yöneticisi binlerce Kürt siyasetçi hapishanelere konuldu.

Üçüncüsü,  bu politikanın Bölgesel yansıması Kürtlerin Rojava’daki kazanımlarının Türkiye için bir tehdit olarak görülmesi/gösterilmesi ve bu temelde Suriye’ye yapılan askeri operasyon (Fırat Kalkanı) oldu. Kürt kantonlarının (Kobanî-Afrin)  birleşmesinin engellenmesi için yapılan operasyon, bugün Rakka’da Kürt güçlerinin (Demokratik Suriye Güçleri) yerine asker pazarlığı ve Irak’ta da Şengal’e müdahale girişimleriyle yeni bir boyuta taşınmak isteniyor.

Özetle 2017 Newroz’una, Newroz destanındaki Dehaq gibi, Kürtlere ve bu ülkede barış ve demokrasi isteyen her milliyetten halk güçlerine savaş, baskı ve zulümden başka bir şey getirmeyecek bir tek adam rejimi dayatmasının yapıldığı koşullarında giriyoruz. Üstelik dayatılan bu yeni ‘Dehaq rejimi’ sadece ülke içindeki değil, Kürtlerin Bölge’deki kazanımlarını da tehdit ediyor. 

Bu koşullar, 2017 Newroz’unu Kürtlerin ve demokrasi güçlerinin yeni ‘Dehaq rejimi’ne karşı alanlara çıkacağı bir gün haline getiriyor. Ve bugün Demirci Kawa’nın balyozu, bu rejime ‘dur’ denilmesini sağlayacak ‘HAYIR’dır. İktidarın baskı politikalarıyla dayattığı suskunluğa karşı Newroz alanlarından yükselecek ‘hayır’ sesleri, aynı zamanda halkın demokratik mücadele ve taleplerinden vazgeçtiği propagandası yapan iktidar borazanlarına verilmiş bir yanıt olacaktır.

Evet, Kürtler ve demokrasi güçleri dayatılan savaş ve yıkıma, halkın iradesinin teslim alınmak istenmesine Newroz alanlarından yanıt verecek; ‘buradayız’ diyecekler. Ve şimdiden söyleyebiliriz ki, son 30 yılda Kürtlerin ulusal-demokratik mücadelesi bakımından özel bir anlam ve önemi olan Newroz, bu yıl referandum süreciyle iç içe geçen bir gün olacak. Çünkü sadece son iki yılda yapılanların hesabını sormak için değil; halkın demokratik talep ve mücadelesinin yeniden güç biriktirip ilerletilmesi için de ‘hayır’ dışında bir seçenek yok. O yüzden bu yıl Newroz alanlarında Demirci Kawa’nın balyozu, dikta rejimine karşı halkın demokratik mücadelesinin bir silahı haline gelen ‘HAYIR’ olacak.