15 Mart 2017 01:00

Nar hastaneleri

Nar hastaneleri

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bilmecelerle büyür çocuklar. Misal nar bilmecesini çok severler: ”Çarşıdan aldım bir tane, eve geldim bin tane.” 

Nar’ın yaşadığımız coğrafyada bereketi, doğumu ve çoğalmayı sembolize ettiği malûmumuz. Yanı sıra “çokluk için de birlik kavramı” için de semboldür. 

Öte yandan Yunan mitolojisinde de, bir anlamda yasak meyvedir nar.  Hristiyanlık ve Yahudi inancında ise “Adem ve Havva için cennetin yasak meyvesi elma değil nardır”.

Nar ve insanlık tarihindeki izdüşümü gerek edebiyatta gerek sanatın diğer alanlarında hep kendine yer bulmuştur. Yazar, Mehmet Uzun’un ‘Nar Çiçekleri” kitabındaki şu cümle okuyanların zihninde yer etmiştir: “Ve tam kapıdan çıkarken seslendi annem: “Yüreğini ört, insanlar soğuk, üşürsün”. Soru şu, yürek başka ne zaman üşür? Hele yolunuz bir hastaneye düştüyse?

Diyelim ki arada tansiyonunuz yükseliyor, siz de önemsemiyorsunuz. Derken bir gün özel bir hastaneden randevu almış olun. Bir anda kendinizi kalp anjiyosu için laboratuvarda bulursanız sakın şaşırmayın. İstediğiniz kadar her gün kilometrelerce yürüten bir işiniz ve hiçbir yakınması olmayan kalbiniz olsun gerçekliğiniz buysa ne yapacaksınız? İşte burada piyasacı sağlık ortamının ‘nar bakışı’ devreye giriyor: “Çarşıdan geldi bir hasta burada oldu beş hasta”. Nasıl mı, anlatayım:

Yüksek tansiyon bir sağlık ocağında genellikle tanı alabilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Oysa siz şimdi bol reklamlı, otel kıvamında bir özel hastanede bırakalım iç hastalıkları polikliniğini, kardiyoloji bölümündesiniz. Anjiyo sonrası hele bir de kalp damarınıza stent takılırsa bilin ki sonrasında artık bir kalp hastası olarak göreceksiniz kendinizi.

Kesin aspirin başlanacak, midenize dokunursa bir de gastro uzmanının görmesi istenecek, gelsin endoskopi  gelsin gastrit tedavisi. Yetmedi nitrat grubu ilaç başlanacak, bu ilacın yan etkisi olarak muhtemelen sizin de ciddi baş ağrınız gelişecek. Hekiminiz belki de bu ilacı kesmek yanı sıra bir de nöroloji görsün diyecek, etti mi size üçüncü uzmanlık polikliniği. Nöroloji ekibi muhtemelen bilgisayarlı tomografi sonrasında bir de kontrastlı tomografi isteyecek. Bu arada gastro uzmanının antibiyotikli mide ilaçları ishal yapacak, İshale ek olarak bilgisayarlı tomografi için damardan verilen kontrast madde böbrek yükünü artıracak, bir ihtimal kanda  üre yükselecek. Oldunuz mu bir de nefroloji hastası, böbrek yetmezlikli! Dün sapa sağlamdınız bugün hipertansiyon, kalp hastalığı, gastrit, baş ağrısı, böbrek yetmezliği ile tam beş hastalık. Piyasaçı sağlık ortamının nar hastalığı işte böyle birşey: Çarşıdan geldiniz bir hasta hastanede olduğunuz beş hasta! Ama nar ya bu, bereketi bitmiyor piyasa için. Genç yaşta kim bunları yaşasa eşinin migren atağı, annesinin gastriti, kardeşinin kurdeşeni yineler. Alın size 5 + 3= 8 hasta! İşte böyle bir ahvalde adına şehir hastaneleri denen bir özelleştirme süreci devreye kondu. Arazi devletten yani bedava, kredi için teminat mektupları yani risk yüklenme devletten, işletme süresi 30 yıl, yetmedi ola ki yataklar boş kalırsa  yüzde 70 doluluk garantisi yine devletten. 

Anlacağınız o ki “nar hasta” dönemi tüm ülke için bu şehir hastaneleri ile hayata geçirilecek. Öyle olunca da yakında adını “nar hastaneleri” diye değiştirirlerse sakın şaşırmayın.

İşte böyle bir tıp ortamında 14 Mart sağlık haftası başladı dün. Ve İzmir’de sağlıkçılar son 19 yıldır olduğu gibi bu 14 Mart’ta da “faili meçhul cinayetlerde katledilen sağlık çalışanlarını Turgut Uyar’ın “ Su Yorumcuları” şiiri eşliğinde denize karanfil bırakarak andılar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...