10 Mart 2017 23:46

Rusya ile ilişkilerde bir adım ileri, iki adım geri dönemi

Rusya ile ilişkilerde bir adım ileri, iki adım geri dönemi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kez daha son yıllarda en çok gittiği ülke olan Rusya’ya gitti.

Cumhurbaşkanına bu ziyaretinde kendine sekiz bakan da refakat ediyor.

Rusya’yla Erdoğan-Putin arasında yapılacak görüşmelerde; 
-Suriye sorununda iki ülkenin görüşlerinin birbirine yakınlaştırılması, özellikle de Rusya tarafının PYD-YPG’nin terörist örgüt olduğuna ikna edilmesi, 
-Rusya’dan “S-400 füze sistemi” alınması,
-Rusya’nın “uçak krizi sonrası”nda Türkiye’ye yönelik olarak getirdiği, “vizesiz seyahat”, Türkiyeli firmaların ve işçilerin Rusya’da çalışmasına getirilen yasakların ve tarım ürünleri ihracına getirilen sınırlamaların kaldırılmasını da kapsayan ekonomik-ticari ilişkilerin geliştirilmesinin ele alınacağı belirtiliyor.

‘BEKLENEN’ SONUÇLARIN ALINMASI İÇİN ZOR BİR ZİYARET

Ziyaretin gündemine dikkat çeken yandaş basın ve AKP propagandası, Türkiye’nin ABD, AB karşısında yalnızlaşması, Suriye’de yeniden “çarpma duvarı”nın önüne gelinmesinden kendilerini Putin’in kurtaracağını ummaktadırlar. Dahası AKP propagandası, Rusya’ya yapılan ihracat ve turizmdeki gerilemeyi de bu ziyaretle aşılacağının öne sürülmektedir.

Bu yazı yazıldığında Putin-Erdoğan görüşmesi henüz sona erememişti. Dahası Rusya ile “heyetler halindeki görüşmeler” de sürüyordu. Ancak, gerek görüşmelerin gündemi olan konuların arka planında olanlar gerekse “sahada”ki gelişmeler, bu görüşmelerden çıkacak sonuçları büyük ölçüde belirlediği için, burada yazılacak olanlarla görüşmeler sonrasında yapılacak açıklamaların en azından başlıca unsurları açısından yanılış olmayacaktır. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu ziyareti, Suriye sahasında, örneğin bir ay öncesine göre bile Türkiye’nin yeni zorluklarla yüz yüze olduğu bir dönemde yapılmaktadır. Bu yüzden de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya ziyaretinin, propaganda yapıldığı kadar kolay ve sorunları çözecek bir ziyaret olma ihtimali çok azalmıştır.

MENBİC’DE RUSYA İLE DE KARŞI KARŞIYA

Çünkü Türkiye, Suriye sahasında; bir yandan PYD-YPG ile bir yandan “rejim” ve Rusya ile öte yandan da ABD ile karşı karşıya gelmiştir. Onca, “Suriye politikamızı değiştirdik”, “Davutoğlu’nun  yanılış politikası sonucu Suriye’de yalnızlaşmıştık...” propagandasından sonra Erdoğan-AKP Hükümetinin geldiği yer Davutoğlu’nun bıraktığı noktadır!

Menbic, küçük bir kasaba ama Türkiye’nin bütün Suriye politikasının sahadaki güçlerle nasıl karşı karşıya geldiğinin fotoğrafı aynı zamanda. 

Türkiye; ABD, batılı müttefikleri, Suriye, Rusya, PYD-YPG ile Menbic’de karşı mevzilerdedir. Rusya desteğindeki Suriye ordusunun El Bab’dan Menbic’e koridor açarak Türkiye’nin muhtemel saldırısına karşı Menbic’de mevzilenmesiyle Rusya Türkiye ile “askeri” olarak da karşı karşıya gelmiştir. 

Dahası Menbic’deki Rusya askerlerinin kollarına PYD-YPG’nin ana gücünü oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG)’nin armasını takmaları da Suriye’de Rusya’nın PYD-YPG’yi “terörist” görme bir yana onlarla omuz omuza olduğunu göstermektedir. Dün basına düşen kollarında SDG armaları taşıyan Rusya askerlerinin fotoğrafların tam da Erdoğan'la Putin'in görüşeceği güne denk gelmesi de ayrıca manidardır! Ki, bu durumda yakında AKP propagandasından Rusya askerlerinin de “hayır” cephesine katılmış oluğunu duyarsak şaşırmayacağız! 

BATI’YA VE NATO’YA RAĞMEN TÜRKİYE S-400 ALABİLİR Mİ?  

Erdoğan’ın bu ziyaretinin en flaş konularından birisi de Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füzeleri alınması için de bir pazarlığın yapılacağıdır. Ama daha önce Çin’den alınmak istenen füze sisteminin son anda NATO’nun diş göstermesiyle iptal edildiği dikkate alındığında, Türkiye’nin hem NATO’da kalıp hem de NATO’nun “varlık nedeni” olan Rusya’dan füze sistemi almasının aşılmasının olanaksıza yakın bir çelişki olduğu da bir gerçektir.

Elbette füze sitemleri gibi son derece stratejik bir konuda “Rusya ile anlaştık” denilse bile gerçek bir alımın aylar, belki yıllar sürecek bir “anlaşmalar”, “yan anlaşmalar” süreci olacağı da herkesin malumudur. Bu yüzden de “S-400 alımı” gündeminin hem Rusya, hem de Türkiye’nin gerçek bir “füze sistemi almak”tan öte NATO ve batı ile yeni pazarlıklar yapma bahanesi olarak kullanacakları bir gündem olduğunu söylemek gerçeğe daha yakın bir değerlendirme olur. 

Bu iki gündemde Türkiye ve Rusya’nın, yapılacak açıklamada ne söylenirse söylensin, iki ülkenin de beklentilerini elde etmesinin çok zor olduğu ortadadır.

Görüşme gündeminden geriye ise sadece ticari ilişkiler kalmaktadır ki; bu ilişkiler de elbette iki tarafın da lehine olan kimi gelişmelerin olması mümkündür.  

Toplam açısından bakıldığında görüşmelerden sonra hangi açıklama yapılırsa yapılsın, Türkiye-Rusya ilişkilerinin son sekiz aydaki “balayı” döneminin sonuna gelindiği, bundan böyle iki ülke arasındaki ilişkilerin “bir adım ileri iki adım geri” dönemine girildiğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Elbette ileriye adımları tümden yok edebilecek, yeni “uçak krizi” gibi “yol kazaları” olmazsa!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...