10 Mart 2017 00:40

Tehdit, şantaj sökmeyecek

Tehdit, şantaj sökmeyecek

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Referandum tarihi yaklaştıkça tehdit ve şantajların dozajı artıyor. Ama bunların yeterli olmadığı görülüyor olmalı ki, onlarla birlikte küçük rüşvetler de dağıtılıyor, işçi ve emekçilere yönelik önceden planlanmış saldırılar bir süre ertelenmek zorunda kalınıyor. Son olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanı İlnur Çevik hayır diyenlere şu tehdidi savurdu: “7 Haziran sonrası Türkiye’deki kaos ve istikrarsızlığı mumla ararsınız.”

“Mumla arayacağımız” tabloyu bir hatırlayalım: 7 Haziran seçimlerinde tek başına hükümet olma şansını yitiren Erdoğan ve partisi, arkalarına aldıkları ordu gücüyle tankları ve topları Kürt illerinin mahallelerine sokmuş, buraları yakıp yıkmıştı. Kürtler başta olmak üzere muhalefet üzerinde dizginsiz bir terör uygulanmış, yenilenen seçimlerde kampanya yürütülemez hale gelinmişti. Halk kaos ve çatışma ile tehdit edilmiş ve bu gerçekleşmişti. Sonuç Erdoğan’ın “fiili başkanlığının” devamı ve partisinin tek başına kurduğu hükümettir.

Eğer “Mumla aranacak” günler bunlarsa, referandumdan hayır çıkması durumunda ülkeyi neler bekleyecektir? Zaten üzerimizde az bela mı var, bir taraftan dağları, taşları, köyleri şehirleri bombalanan Kürdistan, diğer taraftan tüm ülkede estirilen gerici terör ve sindirme kampanyası, diğer taraftan Suriye’de batağa gömülmüş bir devlet, daha kötüsü ne olabilir diye düşünülebilir. Ama belli ki “reis” ve adamları böyle düşünmüyorlar. Evet’in çantada keklik olmadığını gördükçe tehditlerin, şantajların dozajını yükseltiyorlar.

Ama boşuna. Tehdit ve şantajlar demokrasi ve özgürlükler için mücadele edenleri yıldırıp, sindiremediği gibi, verilen küçük rüşvetler, ertelenen saldırılar da geniş halk yığınlarını kandıramıyor. Önce yasa tasarısını püskürten kadınlar, 8 Mart yasaklamalarını da çöpe attılar. Artan işsizlik, kötüleşen yaşam koşulları, yükselen enflasyon halk için yaşanan her günü biraz daha zorlaştırıyor. Geniş halk yığınlarına neden hayır demek anlatıldığında bu çabaların boşa gitmediği görülüyor.

Ne estirilen terör, ne yöneltilen tehdit ve şantajlar, ne de Almanya örneğinde bir kez daha görüldüğü gibi tazelenmeye çalışılan milliyetçi dalgaya yönelik gerici çabalar geniş halk yığınlarının hayır demesini engelleyemeyecektir. “Reis” ve adamları pekala farkındadır ki, ana muhalefet partisi “Hayır çıkması durumunda her şey eskisi gibi olacak” dese de, böyle bir durumda politik olarak oldukça tartışmalı ve kurulmuş tüm eski dengelerin sarsıldığı bir dönemin kapıları ardına kadar açılmış olacaktır.

Ayrıca kendine güven kazanmış, moral olarak güçlenmiş demokratik ve ilerici muhalefetin geniş yığınlarla güçlenmiş bağlara sahip olması en büyük kazanımlardan birisi olacaktır. Geniş halk yığınlarının, ülkenin içeride ve dışarıda sürüklendiği duruma tepki göstermesi, bugüne kadar uygulanan politikalara ve onların doğruluğuna ve inandırıcılığına karşı çıkması ciddi politik sonuçlara gebe bir sürecin başlaması anlamına gelecektir. Açıkçası pek çok şeyin değişmesi için pek çok neden açıkça ortaya çıkmış olacaktır.

İşte bu nedenlerle korkuyorlar! İşte bu nedenle tehdit ve şantajlarının dozajını yükseltmek zorunda kalıyorlar. Korkuları boşuna değildir. Ama bugün çaresizlik içinde yapmakta olduklarından, bunların şiddetini biraz daha artırmaktan başka yapabilecekleri bir şey de bulunmamaktadır. Ama bu yönde ilerledikçe iç dengeleri biraz daha bozuluyor, aralarındaki gerilim biraz daha artıyor, yığınların uyanışı biraz daha hızlanıyor. Bütün bunlar halkın tutumunun hayır olarak açıkça ortaya çıkması durumunda olabilecekleri haber vermiyor mu?
 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...