02 Mart 2017 01:08

Suriye’de, aynı ‘çarpma duvarı’nın önünde!

Suriye’de, aynı ‘çarpma duvarı’nın önünde!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Cumhurbaşkanından bakanlara, AKP-MHP sözcülerinden yandaş ve sermaye basınına kadar “milli politika”da birleşen odaklar, “El Bab’ı aldık sıra Menbic’de, Rakka’da” diye haykırıyorlar. Yetinmiyorlar, harekatın ayrıntılı planlarını ve haritalarını yayımlıyorlar. 

Bu propagandaya bakıldığında sanıyorsunuz ki; ABD, Rusya, Suriye rejimi, PYD-YPG ile böyle bir askeri harekat için anlaşılmış, ABD-Türkiye-Barzani (Rojava peşmergeleri)-ÖSO gücü oluşturulmuş ve Türkiye’nin komutasında Rakka’ya sefer başlamış!

Evet, referandum var, iç politikada milli duyguları böyle bir askeri harekat üstünde istismar etmek “güçlü Türkiye” iddialarına dayanak sağlar ama, bütün bu propagandanın gerçekler karşısında tuzla buz olması ise tersine sonuçlar doğurur. Ha, bu sefer de hayal kırıklığı üstünden, “Bütün dünya güçlenen Türkiye’ye düşman”, “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur”a dönmenin (“değerli yalnızlık” mağduriyetinin) de bir rantı vardır; ama bu politikanın “evdeki bulgurdan olunması”na yol açması daha kuvvetle muhtemel görünüyor.

GERÇEKLERİN ‘ACIMASIZ’ TABLOSU

Ama sahadaki gerçeklerin, bu bir ucu Genelkurmay öteki ucu sermaye ve yandaş medyanın masa başı projeler üretilen masasındaki askeri harekat planlarıyla hiçbir ilgisi yok.

Çünkü; Türkiye kamuoyu bu masa başı askeri harekat planlarıyla uğraşırken Suriye sahasında çok önemli gelişmeler oldu. 

Her şeyden önce sahada; Türkiye’ye Menbic’in güneyinden geçen ana yolun güneyine inmesi yasaklanırken, Suriye rejim kuvvetleri de bu ana yola dayanmakla kalmadı, PYD-YPG’nin de içinde olduğu Suriye Demokratik Güçleriyle anlaşarak, Menbic’e kadar uzanan bir Demokratik koridor açtı.

Dahası ABD Merkezi Kuvvetler Komutanlığı CENTCOM, tarafından Menbic etrafına, zırhlı araçlar ve ağır silahlarla donatılmış ABD askerleri (ABD askerlerinin sayısının 500 civarında olduğu belirtiliyor) yerleştirilerek bir “koruma kalkanı” oluşturulduğu belirtiliyor. 

Böylece Türkiye’nin Menbic’i alarak, kontrol ettiği alanı genişletmek bir yana, Menbic’i alarak buradan Rakka’ya yol açacağı iddiası da tamamen boşa çıkmış bulunuyor.

Bu durumda Rakka’ya gidebilecek tek yol olarak, Nusaybin’le Rakka arasındaki bölgeye “85 kilometrelik bir koridor açılması” kalıyor. Burası da PYD-YPG toprağı ve buradan geçebilmesi için Türkiye’nin PYD-YPG ile anlaşması ya da onlarla savaşarak bu toprakları ele geçirmesi gerekecek!

Türkiye PYD-YPG’yi terör örgütü olarak görüyor ve dolayısıyla da onlarla anlaşması beklenmiyor. PYD-YPG ile savaşarak Rakka’ya koridor açması ise herhalde askeri bakımdan hiç kimsenin göze almayacağı bir çılgınlık durumudur.

Burada Barzani ile anlaşarak bir çözüm bulunabileceği söylense de bunda da sonuçta PYD-YPG ile bir anlaşma olması zorluğu dikkate alındığında Barzani’nin de ona bağlı “Rojava peşmergeleri” denilen ve Türkiye’nin eğittiği söylenen 5-6 bin kişilik bir peşmerge gücünün de burada bir rol oynaması pek olanaklı görülmüyor. 

ABD’NİN RAKKA PLANI BELLİ OLDU!

Türkiye’nin Trump’ın başkan seçilmesinden beri ABD’den iki beklentisi vardı:
-Bunlardan birincisi, Fethullah Gülen’in Türkiye’ye iade edilmesi,
-İkincisi ise PYD ve YPG’yi “terör örgütü” sayarak onlara silah yardımını durduracağı ve Suriye’de Türkiye ile birlikte davranacağı idi. Örneğin Trump yönetiminden Erdoğan-AKP yönetimi; Fırat Kalkanı harekatı etrafında “güvenli bölge oluşturulması” ve Rakka’ya Türkiye ile birlikte PYD-YPG’nin katılmadığı bir askeri operasyona ilişkin önerisini dikkate almasını bekliyordu. Ki, bu beklentiler uğruna Türkiye, Trump’ın yedi Müslüman ülkenin vatandaşlarının ABD’ye girişini yasaklamasını bile sineye çekmiş, hiç ses çıkarmamıştı!  

Gülen’nin iadesiyle ilgili görüşmeler sürüyor ama; Rakka’ya yönelik olarak CENTKOM’un planının Trump’a sunulduğu ve ABD’nin Rakka operasyonunu PYD-YPG ile yapmaya karar verdiğine dair de kuvvetli işaretler var.

Kendi planlarına ve Trump’a güvenmeye fazlasıyla hazır olan Türkiye’yi yönetenler ABD’nin bu tercihini nasıl karşıladılar bunu henüz bilmiyoruz. Ama, gelişmeleri az çok izleyen kimse için ABD’nin Rakka harekatında Suriye Demokratik Güçleriyle ortak hareket etmesini tercih etmesi sürpriz olmadı. Tersi olsa sürpriz  olacaktı!

SURİYE POLİTİKASINDA DENİZ BİR KEZ DAHA BİTTİ 

Son günlerde PYD-YPG’nin ABD (diğer batılı ülkeler ve AB), Rusya, Suriye rejimi gibi Suriye sahasındaki en etkin güçlerle ilişkilerini “normalleştirdiği”, rejimle bile görüşmeler ve anlaşmalar yaparak ilerlediği dikkate alındığında Türkiye’nin “PYD-YPG’nin terörist olduğu”nda ısrar etmesi, uzunca bir zamandan beri Türkiye’nin manevra alanını son derece daraltıyordu. Gelinen noktada bu tutum, Türkiye’nin tümüyle elini kolunu bağlayan bir hal kazanmıştır. 

Dahası bu gelişmelerin Türkiye ile ABD arasındaki ilişkileri gereceği ve Türkiye’nin isteklerinin karşılanmaması durumunda, Türkiye’nin ABD ve koalisyon güçlerine İncirlik Üssünü kapatacağı belirtilmektedir. Hatta ABD’nin İncirlik’teki koalisyon güçlerinin kullanması için Lübnan’da ve Ürdün’de girişimler yaptığına dair haberler de var. Ki, bunlar Türkiye’nin dış politikası için yeni büyük sorunlar yaratabilecek gelişmelerdir.

Bu yüzden de:
-“Fırat Kalkanı” operasyonuyla ele geçirilen 1900 kilometrekareyi kontrol ediyor olmak,
-Üç buçuk milyon Suriyeli göçmene ev sahipliği yapmak
-Barzani ile uzun görüşmeler yapmak, ondan destek alıyor olmak ve Güney Kürdistan bayrağı asmak da Suriye’deki sıkışıklığı dengeleyerek Türkiye’ye yeni manevralar yapacak bir alan açmaz, açamaz.

Bugün Suriye politikasında gelinen yer, “Fırat Kalkanı” harekatıyla açılması amaçlanan manevra alanının iyice daraldığı bir yerdir. Dolayısıyla Türkiye, Suriye politikasında “duvara çarpacak” bir noktaya gelmesini Davutoğlu’ya yıkarak, girdiği yolda yeniden aynı “çarpma duvarı”nın önüne gelmiş bulunmaktadır. Çünkü gerçekte Davutoğlu’nun yürüdüğü yoldan çıkılmamış, ama geriye doğru kimi adımlar atılmış, Rusya’dan destek alınarak bir manevra alanı sağlanmıştı. Ama yol aynı olduğu için dönülüp dolaşılıp aynı “duvar”ın önüne gelinmiştir.
 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...