28 Şubat 2017 01:02

Barzani’nin ziyareti ve Türkiye’nin yeni bölgesel pozisyon arayışları

Barzani’nin ziyareti ve Türkiye’nin yeni bölgesel pozisyon arayışları

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Barzani’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetiyle gerçekleşen Türkiye ziyareti, sadece ülke siyasetinin değil; Bölgesel güç dengelerinin de yeniden dizayn edildiği bir dönemde gerçekleşti. Dünkü yazıda kararsız Kürt kitlelerini etkileyip beklentiye sokmayı amaçlayan bu ziyaretin referandum sürecinde oldukça zorlanan Erdoğan iktidarına bir destek anlamı kazandığını belirtmiştik. Ancak bu ziyaret referandumun ötesinde zaten uzunca bir süredir ekonomik ve siyasi olarak yakın bir iş birliği halinde olan bu iki bölgesel aktörün-Türkiye ve Barzani yönetiminin- bölgede (Ortadoğu) daha etkin bir pozisyon kazanma arayışları bakımından da oldukça önem taşıyor. Bu yeni pozisyon arayışının temel tetikleyicisinin ABD’nin yeni Başkanı Trump’ın İran’ı hedefe koyarak bölge politikasını yeniden dizayn etmeye yönelik politikası olduğunu söyleyebiliriz.

Öncelikle şunu belirtelim. Bugün İran’ın, Suriye’de Rusya ile birlikte ve Irak’ta da hem iktidar ve hem de Şii milisler üzerinden oldukça etkin bir pozisyonda olduğu tartışma götürmez bir gerçektir. İşte Erdoğan iktidarı, ABD müdahalesiyle İran’ın etkisinin sınırlanması beklentisi ve buna bağlı olarak oluşacak boşluğu müttefikleriyle birlikte doldurarak bölgesel etkisini/pozisyonunu arttırma hesabını yapıyor. Barzani ziyaretinden önce Erdoğan’ın Körfez ülkelerine (özellikle S. Arabistan) yaptığı ziyarette de aynı hesaplar gündeme gelmiş, S. Arabistan Suriye’ye askeri birlik gönderebileceğini açıklamıştı.

Erdoğan iktidarı ve Barzani yönetiminin Trump ile birlikte bölgede ABD eksenine de daha ileriden bağlanarak yapmak istedikleri hamleleri birkaç başlık altında özetleyebiliriz.

Birinci olarak; Barzani yönetimi, Irak merkezi yönetimi ile yaşadığı sorun/gerilimler karşısında ve buna bağlı olarak olası bağımsızlık konusunda-ki Barzani, 2018’de Maliki’nin yeniden Irak başbakanı olması halinde bağımsızlık referandumu yapacaklarını açıkladı- Türkiye’nin desteğine ihtiyaç duyuyor. Öte yandan Kürdistan petrolünün Türkiye üzerinden taşınması ve Barzani yönetimi (ve elbette Sünni güçler) üzerinden Irak politikasına müdahale Erdoğan yönetiminin en başından beri benimsediği bir politika. Bu bağlamda geçtiğimiz günlerde Kürt sorununu ve bölgesel gelişmeleri yakından takip eden Akademisyen Arzu Yılmaz’ın gündeme getirdiği Türkiye ve Barzani yönetimi arasında Türkiye’nin Zummar’da bir askeri üs açması konusunda yapılan görüşmelere dikkat çekmek gerekiyor. Telafer ve Şengal arasında yer alan Zummar’da kurulacak askeri üs, Türkiye için Telafer’deki Şii ağırlıklı Haşdi Şabi’ye ve yine Şengal’deki PKK varlığına karşı müdahale ve caydırıcılık özelliği taşıyan bir kamp olacak. Öte yandan Türkiye’nin askeri varlığı, Barzani yönetimi için İran’a karşı bir kalkan işlevi görecek.

Türkiye ve Barzani yönetiminin Suriye’deki en öncelikli hesabı ise, eğitimlerinde Türkiye’nin de rol aldığı ve Suriye’de Barzani çizgisindeki partilerin askeri gücü olduğu belirtilen ‘Roj peşmergelerinin (Sayılarının 7 ile 10 bin arasında olduğu söyleniyor) Suriye’ye geçişinin sağlanması ve bu temelde YPG’ye alternatif bir güç haline getirilmesine dayanıyor. Bu konu Başbakan Yıldırım’ın ocak ayında gerçekleştirdiği Irak ziyaretinde de gündeme getirilmiş; Yıldırım, PYD’nin Arapları ve Peşmergeleri yerinden ederek işgalcilik yaptığını söylemişti. Bu konudaki diğer ilginç bir gelişme de geçen hafta Münih’te yapılan ‘Güvenlik Konferansında, Cenevre-4 Görüşmeleri’nde de yer alan Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu (SMDK) Lideri el Ubde’nin Barzani ile görüşmesi ve peşmergenin Suriye’de aktif rol almasını istemesiydi. Yine Münih’teki konferansta konuyla ilgili bir soruya Barzani, “Söz konusu olan zaten Suriyeli Kürtlerin peşmerge güçleri. Zaten onların orada olmaya hakkı var. Oraya dönmelerine destek vereceğiz” yanıtını vermişti.

Bu görüşmelerde gündeme gelen önemli konulardan biri de Irak merkezi hükümetinin Kerkük petrollerini İran üzerinden bir boru hattı ile taşıma yönündeki girişimleri. Irak merkezi hükümeti ve Kürdistan yönetimi arasında aidiyeti konusunda ihtilaf bulunan en önemli kent olan Kerkük, Irak’ın en önemli enerji/petrol rezervlerinin olduğu kenti. Dolayısıyla bugün fiilen Kürdistan Bölgesi içinde olsa da Kerkük yakınlarında bulunan Haşdi Şabi birlikleri Kerkük’ün geleceği ile ilgili tartışmayı yeniden canlandırıyor. Kürdistan petrolleri, Barzani yönetimi için -özellikle olası bağımsızlık halinde- adeta bir varlık-yokluk sorunu ve elbette bu petrolün Türkiye üzerinden taşınması, Türkiye’nin hem enerji geçiş bölgesi olarak önemini arttırıyor, hem de iktidarın ekonomik olarak nefes almasına azımsanmayacak bir katkı sağlıyor. Ve yine bu nedenlerden dolayı Türkiye ve Barzani yönetimi, Irak ve İran arasındaki bu girişimlerin önüne geçmek istiyor.

Son olarak belirtmek gerekir ki, Başika kampı, Musul’un IŞİD’den kurtarılmasından sonrasına dair yapılan hesaplar ve yine başlı başına tartışılması gereken Barzani’nin bağımsızlık yönündeki girişimleri gibi bölgesel pozisyonların yeniden dizaynı kapsamında değerlendirilebilecek birçok konu var. Ancak biz yine de Başbakan Yıldırım’ın Irak ziyaretinde de gündeme gelen ve daha çok referandum sürecinde Türkiye’nin iç kamuoyunu (özellikle milliyetçi kesimleri) etkilemeye yönelik PKK kamplarına olası bir kara operasyonu ile ilgili yapılan pazarlıkları belirtmeden geçmeyelim.

Ve son olarak değerlendirmemizden yanlış sonuçlar çıkartılmasının önüne geçmek için söyleyelim: Bizim için Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin bağımsızlık referandumu yapma hakkı tartışma konusu değildir. Tartışma konusu yaptığımız Barzani’nin bu girişimleri bölge gericiliklerinin politikalarına yedeklenerek ve dolayısıyla Rojava Kürtleri başta olmak üzere bölgenin diğer mazlum halklarına karşı bir pozisyon alarak yapmasıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...