İç savaş planlarına, milisçiliğe, silahlanmaya hayır!
Fotoğraf: Envato
AKP’nin, Ankara’dan ilan ettiği referandum kampanyası toplantısı, Başbakan Binali Yıldırım’ın “18 madde üstüne eğitim” toplantısını aşmadı. Bu yüzden de dün bu start toplantısı, görevi AKP yetkililerinin ağzından çıkanı manşet yapmak olan yandaş basın dışında pek itibar görmedi.
Ama, bu toplantının hemen öncesinde CNN’e çıkan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, “halkın silahlandığı” iddiasını öne çıkararak, gündeme oturdu.
CNN’de Hakan Çelik’in programına çıkan Gökçek, “Darbe ihtimalinin devam edip etmediği” sorusu üzerine; “Asker artık darbe yapmak için kışladan çıkamaz. Türkiye’de inanılmaz bir silahlanma oldu. Çoluk çocuk pompalı tüfek aldı. Kontrollü olursa bunun kullanımı Türkiye’yi cinayete götürmez. Eğer bir kalkışma olursa elinde silahı olan millet sokağa dökülür” diyerek yanıt verdi.
Gökçek, eğer bu lafları olağan bir ortamda söyleseydi, “FETÖ’nün cin ordusu var” demesi gibi, “Gökçek işte; ne derse der!” deyip geçebilirdik. Ama öyle değil. Gökçek aslında bu sözleri, günlerdir süren, AKP’nin milisler oluşturup, onlara eğitim verildiğine kadar (MHP muhalefetinden Sinan Ogan bunu ciddi olarak iddia ediyor) varan tartışmalara zemin oluşturacak biçimde söyledi.
GÖKÇEK’İN SÖYLEDİKLERİ ‘MÜNFERİT’ DEĞİL
Çünkü; önce AKP’nin Manisa İl Başkan Yardımcısı AKP’li gençlere, “Referandumda evet çıkmazsa iç savaşa hazır olun” çağrısı yaptı. Sonra, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın kayın pederi, “sivil silahlı güç (milis)” kurduklarını, bunların silahla donatıldığını açıkça ilan etti. Bu arada AKP Küçükçekmece ilçesinde, ilçe başkanının odasındaki uzun namlulu silah görüntüleri basına düştü.
Gökçek’in silahlanma üstüne söyledikleri, ilk bakışta darbecilere gözdağı vermek için söylenmiş gibi görünse de gerçekte öyle değildir. Özellikle de yukarıda ve referandum tartışmalarının ateşinin yükselmesiyle oluşan ortam dikkate alındığında, Gökçek’in sözlerinin darbecilerden çok (Gökçek de aynı söyleşi içinde FETÖ’nün darbe yapacak mecalinin kalmadığını söylüyor zaten) referandumda “evet” çıkmazsa, “iç savaşa hazır olun” diyenlerin sözleriyle birleşiyor.
Zaten sohbet içinde Gökçek, bu konularda deneyimli birisi olarak, söylediklerinin normal bir ülkede suç teşkil edeceğinin de farkında olduğu için, her ihtimale karşı, “Ben bu silahlanmayı tasvip etmiyorum” diyor ama söyleyiş tarzıyla da durumdan memnun olduğunu gösteriyor.
AKP Küçükçekmece İlçe Başkanı Mustafa Korkut ile Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz'in uzun namlulu silahla çekilmiş fotoğrafı büyük tepki çekmişti.
‘HAYIR’ DEMEK İÇİN BİR NEDEN DAHA!
Referandum için partilerin, çeşitli örgütlü kesimlerin “evet mi hayır mı” tartışması için kampanyalara giriştiği günlerde; iktidar partisine en yakın kişilerin, silahlı milis güçleri kurmaktan, halkı silahlanmaya teşvikten, iç savaş çağrılarıyla birleşen bir silahlanmadan söz etmesi elbette ki münferit açıklamalar ya da “gündem saptırma” girişimleri olarak görülmeyecek kadar önemlidir. Özellikle, yakın hedefi “hayır” diyenleri baskılamak, sindirmek olan “milis güçleri kurma”, “iç savaşa hazır olun” çağrıları, “halk silahlanıyor” tehditleri, etrafında oluşturulan iddiaların oluşturduğu tablo, ‘FETÖ’ye ve “paralel yapılanması”na yönelik tüm eleştirileri hak eden bir tablodur.
Elbette bu durumun en başta savcıları ilgilendirmesi gerekir. Ama mevcut yargı yapısı ve ortamı dikkate alındığında hiçbir savcının bu iddiaları araştırıp-soruşturması beklenemez.
Bu yüzden de bu gidişata karşı mücadele, her önemli ülke sorununda olduğu gibi Türkiye demokrasi güçlerine düşmektedir. Türkiye ve Suriye başta olmak üzere bölgedeki gelişmeler ile mevcut ortamda “hayır” demek aynı zamanda “tek adam tek parti” yönetiminin inşasına “hayır” demek olduğu gibi, böyle bir düzenin olmazsa olmazı olan “sivil milis güçlerin oluşturulması”na ve iç savaş özendiriciliğine “hayır” demeyi gerektirmektedir. Bu nedenlerledir ki, 16 Nisan’da “hayır” demek bu türden “milis örgütlenmeleri” ve “iç savaş planları”na hayır demek anlamına geleceği gibi, “iç savaş” ve “silahlı milisler kurma” girişimlerine “hayır” demek, 16 Nisan’da “hayır” demeyi gerektirmektedir. Çünkü bu iki konu birbiriyle sıkı bağlantılıdır.
- İsrail’in İran’a ‘meşru müdafaa’ saldırısını açıkça ilan etmesi ne anlama geliyor? 18 Nisan 2024 04:58
- Cumhur İttifakının enkazını kaldırmayı Erdoğan'a bırakan Bahçeli siyasete ayar verme peşinde! 15 Nisan 2024 06:35
- Ekmek, barış, özgürlük ve adalet için 1 Mayıs'ın kitlesel ve yaygın örgütlenmesi zamanı 12 Nisan 2024 05:00
- Halk iradesine yönelik girişimlere karşı ortak mücadele ihtiyacı 04 Nisan 2024 05:00
- Ülkenin siyasi haritasını değiştirecek önemde bir yerel seçim! 02 Nisan 2024 04:50
- Yalan, dezenformasyon, tehdit… Her yolun mübah olduğu bir seçim sürecinin sonuna gelirken 30 Mart 2024 05:00
- Özak Tekstil işçileri ve BİRTEK-SEN’in asıl suçu ne? 27 Mart 2024 05:05
- Seçime 1 hafta kala AKP ve Erdoğan emekçilerle karşı karşıya! 24 Mart 2024 05:20
- Yüz binler alanlardan seslendi: Barış istiyoruz ve biz buradayız! 21 Mart 2024 05:45
- Tek adam yönetimi ve Cumhur İttifakı’nda ‘seçimi götürmek’ için her yol mübahsa! 19 Mart 2024 12:00
- İçinde Gazze olan sorular bile yasaklanırken NATO’ya ve AB’ye selam ne anlama geliyor? 16 Mart 2024 05:05
- İşçi gazetesi, sınıflar mücadelesinin en ön cephesindedir 13 Mart 2024 05:15