26 Şubat 2017 01:00

Piramitlere hayır!

Piramitlere hayır!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Binlerce yıl önceden kalma piramitleri her yıl on binlerce insan ziyaret eder. Piramitleri görmek isteyen milyonlarca insanın olduğunu da kolayca söyleyebiliriz. Piramitler hakkında yapılmış belgesellerin sayısını ise bilmek zor. Sonuç olarak, piramitlerin varlığından milyonlarca insan haberdar.

Piramitlerin varlığını önemseyen insanların çoğu için akla ilk gelen siyaset dersi değildir. Oysa piramitler çok önemli bir siyaset dersi içerir. Her piramit tabanı geniş, tepesi ise çok dar bir yönetimi gözler önüne serer. En tepede bir firavun, bir imparator veya sultan bulunur. En altta ise en güçsüz, en yoksul, en çok ezilenler...

Küçük piramitlerin tabanı daha dardır; daha az insan barındırır. Büyük piramitlerin ise tabanı geniştir ve milyonlarca insan içerir. Piramit türü bir yönetimde taban ne kadar genişlerse genişlesin, piramit ne kadar yükselirse yükselsin, en tepedeki durum değişmez. En tepede bir kişi vardır ve mutlak güç ondadır. Piramit aşağıya doğru genişledikçe genişler ve bütün yükü en diptekiler çeker. Bu gerçek hiç değişmez.

Piramitlerin yapıldığı dönemde en tepedeki firavundu. Piramidin tepesinde neden onun oturduğuna ilişkin kimseye bir açıklama yapması gerekmiyordu çünkü o tanrının kendisiydi. Tanrı piramidi nasıl yarattıysa, piramit öyle sürecekti.

Firavunlar tarihe karıştıktan, halkın egemenliği gibi kavramlar ortaya çıktıktan sonra işler değişti. Piramitlerin varlığını haklı çıkarmak zorlaştı. İnsanlar piramitlerin tepesinde oturanlar kadar, piramitlerin içerdiği katmanlar hakkında da düşünmeye başladılar.

Bu süreçte piramit masalları ortaya çıktı. Piramitlerin tepesinde oturanlar halka masallar anlatarak piramitleri sürdürmek yoluna gittiler. Hatta arada sırada en tepeden en dibe seslenmeye başladılar: “Siz ve ben biriz. Ben aslında sizden biriyim!”

Örneğin, milyonlarca insanın yaşadığı ABD’de dev bir piramit var. Nüfus ne kadar büyürse büyüsün, başkan hep bir tane. “Başkanlık sistemi” denilen piramit bunu gerektiriyor. Piramit büyük ve karmaşık görünüyor ama işleyiş aynı. Tabandaki milyonların çıkarları her zaman en sonda geliyor.

Başkanın piramidin tepesinde oturmasının gerektiği okullarda çocuklara işleniyor. Ama ezilenlerin buna rıza göstermesi için okullar yeterli değil. Başka mekanizmalar gerekiyor. Medya da bunlardan biri. Başkan beyzbol maçına gider çünkü beyzbol halkın sevdiği oyundur. Büyük medya kuruluşları hemen görüntüleri yayar. Başkanın halk adamı olduğu böyle gösteriler ile ortaya konulur.

Trump örneğine bakalım. Toplumun hiç yakınlık kuramayacağı kadar zengin ve itici. Ama başkan olup piramidin tepesine oturmak istiyor ki, daha da güçlü olsun. “Ben aslında sizden biriyim!” masallarını anlatıyor. “Hepimiz korkunç oyunların kurbanıyız!” gibi yalanlar uyduruyor. Sonra aslında hiç takmadığı beyzbol şapkasını takıyor ve halk adamı oluyor. Piramidin tepesine geçmeyi beceriyor.

Beyzbol gibi futbol da işe yarar. Ama ideoloji de gerekir. En tepede oturan aşağıya seslenir: “Biz aynı milletteniz. Biz aynı dindeniz. Biz ümmetiz. Ben aslında sizden biriyim!” Sonra tehdit yaratmak gerekir: “Bizi düşmanlar sardı. Her yerde terörist var!” Eğer tabandakiler yeterince muhafazakarlaştırılmış ve ümmetleştirilmiş ise umreye gitmek de etkili olur. Beyzbol veya futbol maçı yerine umre konulur.

Durum böyle. Dünya piramitler ile dolu. En tepede bir başkan, emir, sultan, diktatör vb. var. En altta ise güçsüz, yoksul, ezilen milyonlar. Piramit düzeni korkunç bir düzen. Şimdi birileri çıkmış, daha sivri piramit istiyorlar. 

Piramidin tepesi zaten hep sivri. Piramit zaten eşitsizlik, adaletsizlik ve acı demek. Ama daha sivri piramit istiyorlar. Oysa daha sivri piramit daha çok acıtacak, daha çok ezecek, daha çok yok edecek. Bu yüzden piramitlere ve özellikle de daha sivri piramide “hayır!” demek gerekiyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...