22 Şubat 2017 01:00

Teşekkürler reklamcı ama...

Teşekkürler reklamcı ama...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Şili’de askeri darbeden 15 yıl sonra hâlâ iktidarda olan General Pinochet’yi gerileten referandumun sonucu, geniş bir kesim için muhtemelen bir sürprizdi.

Muhalifler üzerinde uygulanan devlet terörünün sonucu olarak darbe döneminin toplam bilançosu;  sayısız kayıp, sürgün, işkencede ölüm, yargısız infaz, sendikaların, gazetelerin ve diğer kitle örgütlerinin kapatılmasıydı. Pinochet’nin ağzından konuşmayan hiçbir yayın organının bırakılmadığı bunca zaman içinde zayıflayarak yeraltına çekilen muhalefet, söylediği sözün karşılığını ölçmekte zorlanıyordu belki de.

Bu zaman zarfında çok güçlü sanılan General ve iktidarı yıpranmıştı aslında. Zayıflatılmış muhalefete yönelik savaşı temcit pilavı gibi tekrarlayarak halkı teyakkuzda tutmayı marifet sayan, bu sürede şu kadar bina, hastane, yol yapıldı kozundan başka elinde bir şey olmayan Pinochet, sandıktan ‘evet’ çıktığında seçmenin hayatının nasıl değişebileceğine dair yeni bir şey anlatamıyordu. Bu referandum sürecinde televizyonda 15 dakikalık propaganda imkanı sunulan ‘hayırcılar’ın nasıl kazandığını anlatan NO’yu artık izlemeyen kalmamıştır. Referandum zaferini ‘hayır’ı bir ürün gibi pazarlayan bir reklamcının olağanüstü öngörüsüne odaklanarak anlatan bir filmdir bu. 

Böyle zor zamanlarda bir umudu gerçeğe dönüştüren, başka bir halkın deneyiminin hatırlanması, paylaşılması ve sonuçlar çıkarılması iyidir. Birim zamandaki izlenme rekorunu şimdilerde kıran filmin izleyenlerde bıraktığı, sonu mutlu biten peri masalı tadı asla yabana atılamaz. Peri masallarına herkesin ihtiyacı vardır çünkü. 

Ne var ki, bir ülkenin kaderini, bugünlerde CHP Gençlik Kolları’nın davetlisi olarak Türkiye’ye gelen reklamcı Eugenio Francisco Garcia Ferrada’nın emeğinden çok daha fazlasının belirlemiş olacağının da altını çizmek gerekir. Kazanmayı mümkün gösterdiği için yaygın bir popülarite edinen filmin anlatmadığı, gerideki birikmiş emeğin kadri bu şöhretin ağırlığında görmezden gelinmesin: 

Kaan Gündeş, film hakkında “…Reklamcı bir adamın kaykayı ile gelip ‘Beyler, aslında yapmanız gereken şey şu’ demesi; işte bu bir karikatür. Yaşananlar böyle değildi. Eğer böyle olsaydı, bu gerçekten muhteşem olurdu ve Washington’da veya New York’ta bürolar açardık ve her yerde diktatörleri devirirdik. “Bu, gerçek olmayacak kadar iyi” diyen Genaro Arriagado’nun sözünü alıntılayarak girdiği yazıya şöyle devam ediyor:

“Filmin iddia ettiğinin aksine Pinochet’yi deviren dalga muhaliflerin seneler süren siyasal çalışmalarının ve platformlar aracılığıyla ortak düşmana karşı bir araya gelişlerinin bir sonucuydu… Şilili devrimciler 1988 referandum süreci boyunca çetin bir mücadele verdiler. Öncelikle son derece aktif sendikal hareket içerisindeki çalışmalarını “Hayır” oyu yönünde yenilediler. Stratejilerini yeni şartlar eşliğinde dönüştürdüler. Yine oldukça aktif öğrenci hareketi içerisinden birçok militan kadro, bu süreç sırasında merkezi bir kampanya yürüttü. Ancak Şilili devrimcilerin en büyük başarısı, referandumdan önce seçmen olarak resmi kayıtları bulunmadığı için yasal olarak oy verme hakkı olmayan 7,5 (yedi buçuk) milyon işçiyi teker teker seçmen olarak kaydettirmeleri olmuştu…” (No Filminin Yalanları, Şili’de Hayır Nasıl Kazandı”- iscicephesi.net, 27 Ocak 2017)

Şili halkının başarı hikâyesinden, bu filmin anlatabildiğinden daha fazlasını öğrenmek gerekiyor o halde.

Birçok televizyon ve yayın organının kapatıldığı, gazetecilerin cezaevine tıkıldığı, sosyal medyanın fişinin sık sık çekildiği ve eleştiri ile hakaret arasındaki sınırın son derece esnetildiği koşullar zamanın Şilisinde olduğu gibi zor. Tıpkı orada olduğu gibi burada da, Hayır oyu kullanacak olanlar yine düşman ilan edilebiliyor. Propagandasını sandıktan Evet çıkmazsa halkı bir iç savaşın beklediği korkuluğu üzerine kuran izansızlar burada da var. Ama unutmayalım gelecek için iyi şeyler vadedemeyenler, bütünlüklerini ancak sandıktan çıkan sonucun belirleyeceğini zannedenler her zaman böyle korkuluk sallar. Bu ise bir zayıflıktır.

Şili kazandı; sendikalarıyla, işçileriyle, öğrencileriyle, muhalifleriyle (ve reklamcılarıyla da) hep birlikte emek harcayarak kazandı… Halkın yazdığı bir peri masalı değil, tarihtir.

Demek ki mümkündür.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa