‘İstikrar’ talebi.. Bomba ve ‘baskı yok’ tevatürü...
Fotoğraf: Envato
Kavga gürültü Meclisten geçirilen “tekçi” anayasa değişikliğinin ikna edici bir açıklaması yapılamıyor.
Açılış-mitingler düzenlenmeye başlandı ama.. “Neden gerekti?”, “bütün kararları tek kişi verdiğinde halkın kazancı ne olacak?” –bu sorulara doyurucu yanıtlar verilemiyor! Çünkü yanıtları yok.. Ya da var, ama halkın kabulleneceği türden yanıt değiller.
Ne kadar seviyor olursa olsun, kim kendisinin ve memleketin bugünü ve geleceği hakkında başka birisinin, üstelik tek bir kişinin karar vermesini ister? İnsan dediğin sosyal bir varlıktır; düşünür, kendi duyguları, inançları vardır, konuşur, eyler, bulunduğu ortama müdahale edip şurasından burasından değiştirilmesi faaliyetine katılır. Aktiftir yani. Neden tüm edimlerini başka birine devretsin? Götür “yuları” bir başkasının elini ver –benimsenecek şey midir bu? Değildir. Böyle olunca, söylenecek laf, anlatılacak gerekçe bulunamamaktadır!
Ama; 1) Yalnızca şu ya da bu kişinin kişisel hırslarından ibaret değildir. Tekelci kapitalizm, tekeller, demokrasiye değil, dikte ve dayatmaya eğilim duyar. Tekel, adı üstünde tekçidir. Ama tekel, kapitalisttir, halkı değil, kendisini, kendi karını düşünür. Halkı/milleti düşünmek bir yana tersine herkese kendi çıkarlarını dayatır. Dayatıcı mekanizmanın olabildiğince merkezileştirilmesini ister. Ve 2) “Özel” çıkarlar da rollerini oynar: Son 10-15 yılda bütün devlet ihalelerini tekellerinde toplayan gözde şirketler.. Belirli bir siyasal egemenlikten hadsiz-hesapsız nemalanan yatırımcı ve spekülatörler.. İşi “milletin anasına..” sövmeye kadar vardıranlar.. Ve onların bu olanağa kavuşmasını kotaran iktidar sahipleri.. Onların da daha “özel” ve kişisel nedenleri vardır kuşkusuz. Tekeller genel olarak eğilimliyken onlar iktidarlarını özel nedenlerle de sağlamlaştırmak isteyeceklerdir. Dururlarsa düşeceklerini.. Düşerlerse hesap vermek durumunda kalacaklarını düşünecek, düşüşün önünü almak için tüm gücü ellerinde toplamak isteyecek, iç savaştan bile söz açacaklardır.
Tümü, halkın çıkar ve özlemleriyle alakası olmayan,tekelci/tekçi çıkar ve amaçlardır. Sonuçta sarayda oturup halk yönetmeyecek, ama yönetilecektir. Yönetici irade halkın olmayacak, gidip bir kez oy veren halk beş yıl tek bir kişinin kendisini, kendi bildiğince yönetmesine katlanmak zorunda kalacaktır. Neden kalsın? Açıklaması yoktur!
Vekilleri de, yargıçları da neden tek bir kişi atasın? Halk bundan ne çıkar umabilir? Hiçbir şey! Ama kaybedeceği çok şey olabilir. Bakın tarihe:Padişahlar vardır, sağa-sola durmadan savaş açmış, Fransız tekçisi Napoleon ta Mısır’a, Rusya’ya yürüyüp ordusunu kırdırmıştır. İşte Enver, o da askeri Allahüekber’in buzlarına gömmüştür! Hitler; tekeller adına tüm kararları tek başına alıp uygulamış, 60 milyon ölüyle dünyanın başına bela olmuştur. Hangisi “şunu yapayım mı?” diye halka sormuştur? Hiçbiri!
Geriye mugalata kalmakta, ancak “negatif kampanya” yürütülebilmektedir: “FETÖ hayır diyor.. PKK Hayır diyor”! Eee, “teröristler hayır dediği için Evet”! Sadece lafı edilse yine iyidir. Terörü hatırlatmak üzere kanıt da gösterilmeye çalışılabilir. Örneğin, “Hayır” açıklaması yapan PKK’nin Viranşehir ya da başka yerde –siyasi intihar anlamına gelecek–“Evet”i güçlendireceği tartışmasız bombalar patlatmasının ne mantığı olabilir? Yoksa Suriye Savaşı’nın daha başındayken H. Fidan’ın söylediği rivayet edilen “Birkaç kişi gönderip 4-5 roket attırırım” türünden midir bu bombalar? Lafıyla yetinilmeyip “iç savaş”a hazırlık mıdır?
Bir de laf ola gerekçeler ileri sürülmektedir. Örnek mi? “Evet, istikrar getirecektir”Adama sorarlar: “Yani siz istikrarsızlık nedeni misiniz?” Ya da “15 yılda hala istikrarsızlığa son veremediyseniz, bundan sonra hiç veremezsiniz.”
“Evet dendiğinde Meclis güçlenir”miş! Güldürmeyin. Meclis değil, tek kişi güçlenir! Bir de
tekeller. Karlarına kar katarlar. İşçiyle emekçi halk sürünür! Grevler yasaklanır, üç kuruş zam bile çok görülür. İşsizlik fonundan kesilir, teşvik diye tekellere aktarılır.
Bir de “ne baskısı, Evet de mi demeyelim?” denir; ama “Hayır” afişi, bildirisi, toplantısı yasaktır, polis saldırır ve bir KHK ile YSK’nin göstermelik eşitçiliğine bile engel olunur!
- Bahçeli ve MHP vakası!.. 19 Mart 2024 11:59
- Şimşek'in ‘rasyonel’ ekonomi politikası… 12 Mart 2024 04:50
- İşçiler... Emekliler... ve Erdoğan… 05 Mart 2024 07:27
- "İşveren"!.. 27 Şubat 2024 08:45
- Seçim ve geçim... 20 Şubat 2024 05:22
- Muhalif ittifaklara ne oldu? 13 Şubat 2024 04:50
- Amerikancı milliyetçilik!... 06 Şubat 2024 04:40
- F-16’lar ve 'yerli-milli' Amerikancılık!... 30 Ocak 2024 04:55
- Vur işçiye, ver kapitaliste!… 23 Ocak 2024 04:40
- İşçi sınıfı ve terör 16 Ocak 2024 05:00
- Halka dayatılan belediye başkan adayları 09 Ocak 2024 05:05
- Yılbaşı… İsrail... AKP ve MHP… 02 Ocak 2024 04:25