19 Şubat 2017 00:55

Çocuklar için 'hayır'

Çocuklar için 'hayır'

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Çocukların gelişimini yakından izlemek çok yararlıdır çünkü anlaşılması zor olduğu düşünülen birçok toplumsal meselenin kökenlerini yakalamayı sağlar. Konu şiddet olduğunda, hatta örgütlenme olduğunda bile çocukların gelişiminden başlamak çok yararlıdır.

Çocukların gelişimindeki önemli basamaklardan bazıları çok iyi bilinir. Bir yaşına yaklaşan bir bebeğin emeklemeye ve sonra kendi başına yürümeye başlaması gibi. İki yaşına doğru çocukların gösterdiği en önemli gelişme konuşmaya başlamak, yani yakın çevrelerinde konuşulan dili edinmektir. Konuşmakta geciken çocukların ana baba ve yakınları kaygılanırlar. Çünkü dil etkin bir iletişim aracıdır; ilişkiler ve çocuğun kendini ifade edebilmesi açısından büyük önem taşır.

Konuşmaya ve kendini ifade etmeye başlayan çocukların önündeki en önemli basamaklardan biri, “hayır” sözcüğünü kullanmaktır. Bu sözcüğün önemli bir basamak olduğunu, çocuklarının konuşmasını heyecanla bekleyen ana babaların çoğu bilmezler. Oysa “hayır” demek, bir çocuğun birey olarak var oluşunun en somut göstergesidir.

Çocukların büyük çoğunluğu, bir dönem boyunca neredeyse sürekli olarak “hayır!” derler. Bu dönem ana babalar için çok zor bir dönem olabilir. Çocuklarının neden hemen her durumda “hayır” dediğini anlayamayan ana babalar çok zorlanabilirler. Oysa bu ısrar, bir gelişimsel basamaktan ibarettir. Sürekli olarak “hayır!” diyen bir çocuk, kendi isteklerinin ciddiye alınmasını sağlamayı öğrenen, özerkliğini kurmakta olan bir çocuktur.

Kimi araştırmalar, 2-3 yaş arasında çocukların ana babalarının isteklerini reddetmekten çok hoşlandıklarını, hatta bir saat içerisinde 20-25 kere uyumsuzluk gösterdiklerini, “hayır” demekten hiç kaçınmadıklarını gösteriyor.

Dahası, çocuklar, ana babalarından ve yakınlarından sürekli “hayır” sözcüğünü duymaktan hoşlanmazlar. Kendi isteklerinin sürekli olarak reddedilmesini istemezler. “Hayır dönemi” olarak bilinen dönemde kendilerine “hayır” demeye çalışan ana babalarına sürekli “hayır” diyerek kök söktürürler.

Bütün bunlar şöyle özetlenebilir: Çocuklar çok erken yaşta bir birey olarak var olmak ister. Kendi görüşlerinin ciddiye alınmasını istemek, kendi kararlarını verebilmek, özerkliğini geliştirmek ve bunu yaparken kendine güvenmeye başlamak çocuklar için çok önemlidir. Bir diğer deyişle, “hayır!” demek çocukların yararınadır.

“Hayır!” demek bugün çocuklar için daha da önemli. Çünkü “hayır” demek için her zamankinden daha çok neden var. Çocuklar, Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni ve İnsan Hakları Sözleşmesi’ni yok sayan bir rejim ile karşı karşıyalar. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin belirlemiş olduğu, çocukların yararının öncelikli tutulması ilkesini sürekli olarak çiğneyen bir rejim ülkedeki çocukları tehdit ediyor.

Çocukların yararını düşünenler tarafından kurulan ve çocukların haklarını yaşama geçirmek için çalışanların bünyesinde toplandığı Gündem Çocuk Derneğini bir KHK ile kapatan bir rejime ve dayatmalarına çocuklar ve çocukları umursayanlar ancak “hayır” diyebilirler. 

Çocukları umursayanlar cinsel istismarı kurumsallaştıran, sürekli olarak cinsel istismara uğrayanları mağdur eden ve cinsel istismarı gerçekleştirenleri koruyan bir düzene nasıl göz yumabilirler? Çocukların çalıştırılmasına ve erken yaştan başlayarak sömürülmesine, makinelere kapılarak ölmesine yol açanlara nasıl sessiz kalabilirler?

Çocukları önemseyenler, okulları uysallaştırma ve köleleştirme kurumlarına çevirmek isteyenleri nasıl kabul edebilirler? Çocukları yurtlara kapatan, yanarak öldüklerinde hiç rahatsız olmayan o dinbaz kuruluşları koruyan kollayan bir rejimi nasıl demokratik bir rejim sayabilirler?

Çocukları olabildiğince erken yaştan başlayarak din ve polis ile kuşatmak isteyen, çocuklara “şehitlik” makamını yakıştırabilen bir rejimi kim kabullenebilir?

Bugün çocukların gelişiminden çıkarabileceğimiz en önemli derslerden biri, “hayır!” demenin çok önemli ve gerekli olduğudur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...