Ayna meselesi
Fotoğraf: Envato
Kirvem,
Şu cennet vatanımızda, şu güzümüzün nuru güzel memleketimizde seksen milyonu bulan nüfusumuzla bir taraftan birlik ve beraberlikten dem vurup, aynı zamanda da bu birlikteliğin nimetlerinden eşit fırsatlarda yararlanmanın önemini hemen her fırsatta dillendirip dururken, diğer yandan da “vatandaş” olarak hepimizi aynı çatı altında, aynı şemsiyenin gölgesinde barındıran anayasamızın, ufak tefek, eksik gedik kimi maddelerinin “pansuman” edilip onarılmasının daha da doğru olacağından yola çıkıp, böylece paçalarımızı sıvayıp yeni bir anayasa için seferber olduk...
Tıpkı, “Mevzubahis olan vatan ise, gerisi teferruattır” misali, bu kez de “Söz konusu anayasa ise, bu uğurda kavga, patırtı mübahtır” dercesine milletin yüce Meclisinde halkımızı temsilen bulunan vekillerin gece gündüz demeden, hatta zaman zaman sabahlara kadar kendi aralarında verdikleri kırdılı, döktülü “meydan muharebeleri”nin ardından iyi-kötü hazırlayıp, akabinde de cumhurumuzun reisinin yüksek makamına postaladıkları bu anayasa metninin, yakında halkımızın huzurunda görücüye çıkacağı gari ayan beyan ortada!
Milletimizin onayına sunulacak bu yeni metne, vatandaşlarımızın kahir ekseriyetinin ya da en azından yarısından bir gıdım, iki dirhem daha fazlasının “evet!” deyip mührünü bu yönde kullanmasının “hayırlara vesile” olacağını dillendirip duran iktidardaki “yetkili zevat”ın yanı sıra, bunun tam aksini düşünüp, dolayısıyla “hayır!” demekte “hayır” vardır diyen muhaliflerin sesi giderek sanki artıyor mu ne!
Referandum denen bu şapkadan tavşan mı kuş mu çıkacağı henüz meçhulken, buna rağmen daha şimdiden halkımızın bir kesimi “evetçiler”, diğerleri de “hayırcılar” cenahında mevzilenip, sütre arkasından birbirlerine veryansın edip durmaya başladılar!
“Evetçiler”, yani; vatan, millet aşkı uğruna çıra gibi yananlar, gün yirmi dört saat TV ekranlarından bu baptaki sevdalarını dur durak demeden dillendirirken, beri taraftan da “hayırcılar”, yani; “fitne fücur” tayfasınının mensupları olan zelil, rezil “hain”lerin cemi cümlesinin dümenleri hepten başka!
Nitekim bugün-yarın günü geldiğinde sabah namazının hemen ardından sandık başlarına koşuşturup, bismillah diyerek oylarını “en kalbi” duygularla kullanan vatandaşlarımızın “milli irade”si mi, yoksa “hayır” diyenlerin hem “gayri milli”, hem de fevkaladenin fevkinde zararlı emelleri mi maazallah sandıklara yansıyacak, bunu milletçe izleyip göreceğiz!
Öyle ya da böyle, şunun şurasında iki ay sonra sandıklardan çıkacak oyların rengi belli olacak ama memleket sathında daha şimdiden esen rüzgarlara bakılırsa, görünen köy kılavuz istemez misali bu anayasanın da halkımızın derdine zerre kadar derman olmayacağı da, tıpkı “kanun hükmündeki kararnameler” (KHK) gibi kesin!
Neden?
Çünkü memleketin halini, ahvalini yansıtan ayna bunun en bariz kanıtı Kirvem!
- Bitmeyen yazı* 05 Nisan 2022 00:14
- ‘Saltanat kayıkları’ meselesi 19 Mart 2022 23:23
- 'Ayıp' meselesi 12 Mart 2022 23:00
- ‘Yamuk beyinler’ meselesi 05 Mart 2022 21:31
- ‘İp ipullah sivri külah’ meselesi 26 Şubat 2022 23:05
- ‘Laklakiyat’ meselesi 19 Şubat 2022 20:45
- ‘Saz çalıp çığırmak’ meselesi 12 Şubat 2022 22:00
- ‘Demirkazık’ meselesi 05 Şubat 2022 23:20
- ‘Minik serçe’ meselesi 30 Ocak 2022 02:15
- ‘Enkaz’ meselesi 23 Ocak 2022 02:43
- ‘Rektifiye’ meselesi 16 Ocak 2022 03:40
- "Aç tavuk" meselesi 09 Ocak 2022 02:30