12 Şubat 2017 01:34

Halklarımızın ve ülkenin ‘hayır’ı için mücadeleye!

Halklarımızın ve ülkenin ‘hayır’ı için mücadeleye!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün “cumhurbaşkanlığı sistemi” adı altında “tek parti tek adam rejimi” getiren anayasa değişikliğini imzaladı. Böylece Erdoğan “Anayasa değişikliği düzenlemesinin bazı maddelerini imzalamayarak Meclise iade edeceği”ne dair “derin analizler” yapan gizli ve açık yandaşlarını da bir kez daha hayal kırıklığına uğrattı!

Böylece, referandumun 16 Nisan’da yapılacağı da resmen belli oldu.  

“İmza”nın hemen arkasından Aksaray’da doğal gaz depolama tesislerinin açılış törenine giden Cumhurbaşkanı, burada yaptığı konuşmada, ”evet” kampanyasını da resmen başlattı! Dahası, kampanyanın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “kişiliği” ve onun yöneteceği bir kampanya olacağı da belli oldu. AKP ve MHP ise Erdoğan’ın “dolgu maddesi” olarak kullanılacak!   

Referandumda “evet” ve “hayır” etrafında bir cepheleşme, referandum tartışmasının başlamasından beri sürmekteydi. Ve geçen süre içinde “evet” ve “hayır” cepheleri de az çok biçimlenmiş bulunuyor.

‘EVET’ CEPHESİ YALAN VE DEMAGOJİ ÜSTÜNE KURULU 
“Evet” cephesinin; “istikrarlı, güçlü Türkiye”, “şehitler”, “gaziler”, “din ve milliyetçilik istismarcılığı”, “Türk tipi cumhurbaşkanlığı sistemi”, mevcut düzenin “vesayet düzeni olduğu”  gibi soyut ama, geniş halk yığınları üstünde etkili olduğu geçmiş referandum ve seçimlerde görülen bir kampanya yürüteceği anlaşılmaktadır. Ancak bu kampanyanın başarısının ön şartının düzenlemenin tartışılmaması olduğunu da AKP-MHP koalisyonu bilmektedir. Bu yüzden de daha kampanyanın başında özel radyo ve TV kanallarının seçim dönemlerinde seçime katılan partiler arasında yayınlarda adil davranması ile ilgili maddesini iptal ederek işe başlamaya kadar götürmüştür.

Kısacası “evet” cephesinin elinde “yandaş” ve “boyun eğdirilmiş sermaye medyası”ndan oluşan, devasa bir medya gücü vardır. Bu devasa propaganda aygıtını kullanacak olan AKP-MHP koalisyonu, Terörle Mücadele Yasası, OHAL, KHK’ler, sivil kontra güçler, polis ve savcıların taraflı uygulamaları, yalan, iftira gibi her tür kara propaganda imkanını da kullanacaktır. Dahası devletin ve hükümetin olanaklarını kullanarak rüşvet dağıtmak, devletin parasıyla yapılan hizmetleri AKP’nin hizmeti gibi sunmaktan asla çekinmeyecekleri daha şimdiden belli olmuştur. Bundan şüphe etmek için hiçbir belirti yoktur.

‘HAYIR’ İÇİN SEFERBERLİK DÖNEMİ!
OHAL döneminde çıkarılan KHK’lerle, yüzlerce muhalif TV kanalı ve radyonun yanı sıra, muhalif gazetelerin, dergilerin, yüzlerce derneğin kapatıldığı dikkate alındığında,”hayır” cephesinin medya gücü 15 Temmuz darbe girişimi öncesindeki kadar bile yoktur. Ama yalana karşı gerçeği, en gerici güçlerin toplum üstünde bir kabusa dönüşen dayatmalarına karşı, barış ve kardeşlik içinde özgürlüklerin ve demokratik normların egemen oluğu bir Türkiye’yi savunmak gibi çok önemli bir dayanağı vardır.

Arşimet iki bin üç yüz yıl önce, “Bana istediğim kadar büyük bir sırık verin dünyayı  yerinden oynatayım” (*) demişti. 

Bugün, bu referandumda “hayır” cephesinin “sırığı” “gerçek”tir. ‘Hayır” etrafında birleşen halk ise kaldıracın kuvvetini oluşturacaktır.

Bu yüzden de eğer “hayır” cephesi, yapılmak istenen düzenlemeyle Türkiye’nin nasıl bir “tek parti tek adam rejimine” sürükleneceğini açık ve anlaşılır biçimde ortaya koymayı başarabilirse, elindeki devasa olanaklara karşın “evet” cephesinin alt edilmesi mümkün olacaktır.

Yani “hayır” cephesinin gücü, halkların gerçekleri bilmesinde, referandumda “evet” derse nasıl bir Türkiye’ye evet diyeceğini öğrenmesindedir. 

Yani, “hayır” cephesi için önümüzdeki iki aylık dönem; 

1- Halkların yapılmak istenen anayasa değişikliği konusunda bilgilendirilmesini amaçlayan bir sistemli ve kesintisiz bir aydınlatma faaliyetini gerçekleştirmek, 

2- Bu bilgiler etrafında birleşen halkın “hayır” diyerek, ülkeyi “tek adam diktatörlüğüne” sürüklemek isteyen AKP-MHP koalisyonu ve arkasındaki güçlerin önünü kesecek biçimde seferber etmektir.

Bunu için bugün atılacak ilk adım referandumda sandıktan hayır çıkmasıdır!

GERÇEĞİN VE TÜRKİYE MOZAİĞİNİN SÖZCÜSÜ OLMANIN ÖZ GÜVENİYLE MÜCADELEYE!
Bugün ortaya çıkan somut durum; “hayır” cephesinin ortak bir merkez oluşturmasının olanaklı olmayacağını göstermektedir.

Bu bir “zafiyet” gibi görünürse de mevcut koşullar dikkate alındığında böyle, herkesin kendi “hayır”ı etrafında bir çalışma yapması gibi daha geniş güçleri seferber edebilecek bir imkanı yaratması bakımından da avantajlar sunmaktadır.

Nitekim “hayır” cephesinde;

- CHP, HDP, DBP, EMEP, ÖDP, HTKP... gibi ilerici demokrat partilerin yanı sıra, SP, BBP, MHP tabanının büyük çoğunluğunu kapsayan farklı sağ, milliyetçi kökenli siyasi odaklar da vardır.

- Yine Alevi örgütleri, çeşitli kadın, gençlik çevreleri, çeşitli türden dernekler,

Türkiye’nin ilerici-demokrat kültür birikimini temsil eden aydınlar, kültür insanları,

- Mücadeleden yana sendikalar, sendikacılar, emekçilerin ileri kesimleri, çeşitli emek örgütleri (DİSK, KESK, TMMOB, TTB hayır diyeceklerini açıkladı)... gibi çok çeşitli toplum kesimlerin temsilcileri, sözcüleri bulunmaktadır. Ki, bu yelpaze, Türkiye toplumunun mozaiğini, “evet” cephesinden çok daha fazla temsil etmektedir.

Bu yüzden “hayır” cephesinin güçleri, daha bugünden “Türkiye mozaiğini” temsil eden, hakkı, adaleti savunan, Türkiye’nin halklarının isteklerine ve çıkarlarına en uygun mücadele mevzisindedirler. Bu yüzden “hayır” cephesinin güçleri, böyle bir mevzide olmanın öz güveniyle hareket etme yükümlülüğündedirler.

Şimdi görev halklarımızın ve Türkiye’nin hayrı için “hayır” demek için seferber olmaktır!

Ötesini mücadele içinde, çalmaya hiç ara vermeden tartışmaya devam edeceğiz.  

 (*) Yunan Matematikçi, Fizikçi, Astronom, Filozof ve Mühendis Arşimet, MÖ 287-212 yılları arasında Sicilya’da yaşamıştır. Suyun kaldırma kuvvetini keşfeden Arşimet , kaldıraç yasasını da bularak, küçük kuvvetlerle büyük yükleri kaldıran makinelerin yapımının da atası sayılır.


 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...