Sağlık için: Hayır
Fotoğraf: Envato
Sağlık hizmetleri salt hastalıklara şifa aramak mıdır? Elbette HAYIR. Aynı zamanda hizmet alanların sağlığını geliştirmeyi, korumayı, hastalıkları sağaltmak kadar esenlendirmeyi yani bütünlüklü olarak bireyin ve toplumun sağlığına yarar katmayı amaçlamalıdır. Bu boyutu ile hükümet eyleyenlerin tercihi halkın sağlığı için ana belirleyicidir. En basitinden sağlığı geliştirip korumayı mı yoksa tedaviyi mi öncelediği her birimizin yaşam kalitesi ve yaşam süresini belirler.
Bu bağlamda ülkemizin hali nicedir diye soracak olursanız cevabını geçen hafta Sağlık Bakanı vermiş oldu. Bakan diyor ki : “...Maalesef durumumuz çok kötü... Dünyada en kötü 10 ülke arasındayız.” Bakan, bu değerlendirmeyi hizmet alanların yani tüm yurttaşların sağlığını koruyup geliştiremediklerinin “kabulüyle” obezite yani şişmanlık bahsinde ağzından kaçırıyor. Hasılı, AKP’li yıllarımızın sağlık icraat tercihinin koruyucu, geliştirici başlıklar olmadığının özeti bu beyan.
Ya hükümet eyleyenlerin sağlık hizmetlerinde önceliği ne diyecek olursanız cevabı Cumhurbaşkanının şu cümlesinde aşikar: “14 yıllık hayalim: Şehir hastaneleri”. Adı hoş gelse de bu uygulama ülkedeki devlet hastanelerini kampüs modeli ile özel sektörün işletmeciliğine devretmekle kalmayıp aynı zamanda “Özel sektöre hasta yani hastalık garanti eden” bir sistem!
Bu “doluluk oranı garantisi” bahsini yani “hasta / hastalık garantisini” biraz daha açmakta yarar var. Devlet, “Devlet hastanelerini devredeceği özel sektöre” öngörülen doluluk oranının yüzde 70’ini sağlama garantisi verecek. Misal doluluk oranı yüzde 40 olursa geri kalan yüzde 30 boşluk hizmet verilmemesine karşın işletmeciye hazineden ödenecek.
Evet, daha iki gün önce Sağlık Bakanı sağlık hizmetlerindeki önceliklerinin sağlığı koruyucu ve geliştirici bağlamda olmadığının tezahürü olarak ülkede kendi dönemlerinde obezitedeki vahim artıştan bahsetmişti. Bu ikrara Cumhurbaşkanının “14 yıllık” yani iktidarlarının hayali şehir hastaneleri modelindeki özel sektöre ‘hasta garantisi’ bahsini ekleyince öncelik netleşiyor: Hastalıkların tedavisi!
Yakın zamanda bu köşeden ‘ Şişman Erkekler Ülkesi’ başlıklı yazımda da belirttiğim üzere ”Obezite artış oranı Türkiye’de son 12 yılda erkeklerde yüzde 107”. Bu AKP’li yılların sağlıktaki gerçek karnesi! Aşırı kilo aynı zamanda şeker hastalığı ile de ilintili bir durum. Yine son 12 yılda yani AKP iktidarında şeker hastalığının görülme sıklığı ülkemizde yüzde 90 atmış bulunmakta.
Şeker hastalığına kısaca bir göz atacak olursak, her iki şeker hastasından birinde aşırı kilo, her iki şeker hastasından birinde ilave olarak yüksek tansiyon, her üç şeker hastasından birinde ise ilaveten hem obezite hem de yüksek tansiyon hastalığı olduğu bilinmekte. Yani çok ciddi bir hastalık. Peki önlem almayan kim? Denebilir ki bu etkin önlem almama tercihi şehir hastaneleri modelinde özel sektöre ‘ hasta / hastalık garantisi’ vaadinin arka bahçesi.
Bakıyorsunuz bir yılda 30 milyon röntgen filmi çektirilebiliyor bu ülkede. Bir başka istatistikte 10 milyonu aşkın bilgisayarlı tomografiye ve benzeri tetkik yapıldığı izleniyor. Devasa ihaleler, şehir hastaneleri, kampüs hastaneleri ve daha neler neler... Ama onca harcanan paraya rağmen gelinen nokta Sağlık Bakanının da en azından obezite başlığında kabul ettiği üzere hiç de iç açıcı değil. Koruyucu sağlık hizmetlerinin öncelenmediğinin ciddi bir kanıtıdır bir ülkede aşırı kilo ve şeker hastalığı oranının bu ölçüde artması yıllar içerisinde.
Ve geldik bugüne. Sağlıkta AKP’li yıllarımızın özeti şişmanlık ve buna bağlı hastalıklar üzerinden özel sektöre hasta / hastalık garantisi. Öyleyse soru şu: Ey yüzde 50, hâlâ evet mi?
- Dil bilmezlik: Doktor yazıları 22 Nisan 2024 04:30
- Kelimesini arayan duygular 15 Nisan 2024 04:46
- Yakındaki uzak, uzaktaki yakın: Tıbbın girdabı 08 Nisan 2024 04:40
- Dil ya da dilsizlik 01 Nisan 2024 04:48
- Askeri vesayetten toplumcu hekimliğe 25 Mart 2024 04:45
- 14 Mart halkın da Tıp Bayramı 18 Mart 2024 04:25
- Mahcup eğilimler, insan hakları ve hekimlik 11 Mart 2024 04:40
- Penisilin kokan sokaklar 04 Mart 2024 04:20
- Üvey dilin panzehri çokdillilik 26 Şubat 2024 04:45
- “İnsan dünyadır” 19 Şubat 2024 04:35
- Tabip odalarını ‘güvercinin ruh tedirginliği’ ile sınamak 14 Şubat 2024 04:24
- Her şehir atığı ile malul 07 Şubat 2024 04:10