Bu senin eserindir ey Erdoğan-AKP yönetimi!
Fotoğraf: Envato
Cumhurbaşkanı, Meclisten geçen anayasa değişikliği düzenlemesini vakit geçirmeden imzalayacağını açıkladı.
“Evet” ve “hayır” diyenler de görüşlerini ve oylarını açıklamaya başladı.
“Hayır” diyenlerin tezine göre, anayasa değişikliği ile Meclis baypas ediliyor; yargı, yürütme ve yasama tümüyle tek adama, “partili cumhurbaşkanı”na bağlanıyor. Yani, “tek adam” ve onun başında bulunduğu “tek parti”nin her şeye egemen olduğu bir “rejim” kurulmak isteniyor. Kurulan sistem içinde cumhurbaşkanının icraatını denetlemek imkansız oluyor. Bu yüzden de referandumda “hayır” diyenler, anayasa değişikliğinden ne amaçlandığı kadar bu amaçların anayasa değişikliğinin hangi maddelerdeki değişikliklerle sağlandığını gösteren somut bir eleştiri de yapmak zorundalar.
Ama anayasa değişikliğini Mecliste gizli oy kuralını ihlal de dahil kaba güç kullanarak geçiren, düzenlemeye referandumda “evet” çağrısı yapan AKP ve arkasındaki güçler; “Güçlü Türkiye için, istikrar için, terörü bitirmek için ‘evet’ deyin” diyor.
Ama anayasa değişikliği için bunları isteyen ülkeyi 15 yıldır, büyük bir Meclis çoğunluğu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adeta tek adam yönetimiyle yönettiği Türkiye’de isteniyor olması şu önemli soruları da gündeme getiriyor:
- AKP hükümetleri, hangi istediklerini yapamadıkları için bugün daha güçlü bir yönetim istemektedir?
- AKP hükümetleri, hangi istediklerini yapamadıkları için istikrarlı bir Türkiye kurulamamıştır?
- AKP hükümetleri, hangi istediklerini yapmadıkları için terörle mücadelede başarısız olmuştur?
- ‘FETÖ’cüler, hükümetlerin az yetkisi olduğu ya da Meclis ve yargının işleri yavaşlattığı için mi yargıda, emniyette, TSK’de ve öteki devlet kurumlarında yuvalanmayı başarmışlardır; yoksa tam tersine yasa, hak, hukuk tanımadan yapılan AKP-’FETÖ’ koalisyonu yapıldığı için mi?
Aslında Erdoğan-AKP propagandasının bu sorulara tatmin edici bir yanıtı yoktur. Onun için de “Sevr”, “Lozan”, “beka”, “Atatürk ve İnönü partili değil miydi?”...gibi sorular ortaya atılıp tartışmalar saptırılarak, “tek adam tek parti rejimi” tartışmasının üstü örtülmek isteniyor.
Dahası, bugün Erdoğan-AKP yönetimi; Türkiye’yi 15 yıl yönettikten sonra halka dönüp; “Türkiye güçsüz, Türkiye istikrarın olmadığı, Türkiye terörle mücadelede başarısız olmuş bir ülkedir” demiş olmaktadır. Ki, bu aslında AKP hükümetlerinin 15 yıllık icraatlarının başarısız olduğu, bugün Türkiye’nin içine sürüklendiği kaosun müsebbibinin bu hükümetler olduğunun itirafıdır da!
Bu durumda; her gün saatler boyunca TV kanallarında Türkiye’yi nasıl büyüttüklerini, nasıl bölgenin en güçlü ülkesi haline getirdiklerini, “Terörün nasıl belini kırdıklarını” anlatan Cumhurbaşkanından başlayan cümle yetkililer ya yalan söylemektedir ya da bu aynı kişilerin, “güçlü, istikrarlı, ‘terör’den kurtulmuş bir Türkiye için “tek adam rejimine” geçmek gerektiği, aksi halde Türkiye’nin bölüneceği iddiası yalandır!
Bu “ya”lardan da öte iki iddianın da yalan olması, asıl olanın “tek parti tek adam rejimi”ne dayanak sağlamak olduğu daha kuvvetle muhtemeldir. Ki, Erdoğan ve AKP’nin 15 yıllık iktidarının karnelerinin de gösterdiği gibi; AKP iktidarı Türkiye’yi daha güçsüz, Sevr, “beka” tartışması yapılan bir ülke durumuna getirmiştir. Dolayısıyla AKP’nin şimdi daha çok güç istemesi Türkiye’nin içinde bulunduğu kaosu ve sorunları artıracak olan bir taleptir.
Kısacası AKP’nin, “tek parti tek adam rejimine” geçilmezse parçalanmaya aday, istikrasızlık içinde, terörün kıskacına düşmüş bir ülke olarak gösterdiği Türkiye AKP’nin ve onu lideri Erdoğan’ın 15 yıllık gayretlerinin eseridir!
Dolayısıyla bugün Erdoğan-AKP iktidarının eline daha çok yetki vermek; Meclisin, yargının denetimini -olduğu kadarını bile- kaldıracağı gibi istikrar getirmekten de uzaktır ve Türkiye’yi bu gidişle bölgedeki terörün hedefi olmaktan da kurtaramayacaktır!
Birkaç gün önce Kazakistan’dan yapılan açıklama Erdoğan-AKP yönetimi için de bir uyarı olmalıdır.
Kazakistan Devlet Başkanı Nur Sultan Nazarbayev başkanlık sisteminin terk edilerek ülkede parlamentonun güçlendirileceği yeni bir rejime geçilmek istendiğini açıklamıştır!
Kazakistan’ın çeyrek yüzyıldır sürdürdüğü sistemden vazgeçip ileriye doğru adım atarken Türkiye’nin Kazakistan olma yoluna girmesi elbette ayrıca dikkat çekicidir.
- İsrail’in İran’a ‘meşru müdafaa’ saldırısını açıkça ilan etmesi ne anlama geliyor? 18 Nisan 2024 04:58
- Cumhur İttifakının enkazını kaldırmayı Erdoğan'a bırakan Bahçeli siyasete ayar verme peşinde! 15 Nisan 2024 06:35
- Ekmek, barış, özgürlük ve adalet için 1 Mayıs'ın kitlesel ve yaygın örgütlenmesi zamanı 12 Nisan 2024 05:00
- Halk iradesine yönelik girişimlere karşı ortak mücadele ihtiyacı 04 Nisan 2024 05:00
- Ülkenin siyasi haritasını değiştirecek önemde bir yerel seçim! 02 Nisan 2024 04:50
- Yalan, dezenformasyon, tehdit… Her yolun mübah olduğu bir seçim sürecinin sonuna gelirken 30 Mart 2024 05:00
- Özak Tekstil işçileri ve BİRTEK-SEN’in asıl suçu ne? 27 Mart 2024 05:05
- Seçime 1 hafta kala AKP ve Erdoğan emekçilerle karşı karşıya! 24 Mart 2024 05:20
- Yüz binler alanlardan seslendi: Barış istiyoruz ve biz buradayız! 21 Mart 2024 05:45
- Tek adam yönetimi ve Cumhur İttifakı’nda ‘seçimi götürmek’ için her yol mübahsa! 19 Mart 2024 12:00
- İçinde Gazze olan sorular bile yasaklanırken NATO’ya ve AB’ye selam ne anlama geliyor? 16 Mart 2024 05:05
- İşçi gazetesi, sınıflar mücadelesinin en ön cephesindedir 13 Mart 2024 05:15