26 Ocak 2017 23:25

Futbolun biat edenleri

Futbolun biat edenleri

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Memleket referandum sürecine girdi... En kaba haliyle, ülkenin güçlenebilmesinin ve geleceğe sağlam adımlarla yürüyebilmesinin, “Her şeyi bilen” tek adama görülmemiş yetkiler verilmesine bağlı olduğu iddiasıyla hazırlanan bir anayasa halkın oyuna sunulacak.

Aralarında Rıdvan Dilmen, Arda Turan, Burak Yılmaz, Ersin Düzen gibi futbol camiasının popüler figürlerinin de bulunduğu birtakım kişiler yeni anayasa için “evet” kampanyasına giriştiler bile...

Yaşamlarını, çıkar ilişkileri çerçevesinde muktedirlere yaranarak/yaltaklanarak sürdürmeye alışmış ve bunu bir karakter özelliği haline getirmiş kişilerin muhalif bir tavır takınmalarını beklemek zaten saflık olurdu. Düzenin kaymağını yiyen tuzu kuruların düzene karşı çıkmaları ancak bilgi, vicdan ve duyarlılık sahibi olmalarıyla mümkündür. Lakin böyleleri, işleri yolunda gittiği sürece ne bilgilenme, ne vicdan, ne de duyarlılık sahibi olma ihtiyacı hissederler... Güce tapmak ve güçten beslenmek, düşünmekten, sorgulamaktan ve güç odaklarına karşı mücadele etmekten her zaman çok daha kolay ve cazip gelmiştir böylelerine...

Sosyal ilişkilerde paranın ağırlığı ne kadar fazlaysa cehaletin/bilgisizliğin derinliği ve toplumsal konulara duyarsızlık da o oranda büyük oluyor.

Futbol; para ve şöhret şımarığı figürlerin yaşamlarını bambaşka kaygılarla sürdürdükleri ve aynı zamanda popülerliklerine güvenerek cahilliklerini fütursuzca sergileyebildikleri bir alan.

Bu ortamdaki düşünsel donanım ve bilgi eksikliği; devlet ve iktidarca dayatılan vatan, millet, bayrak, militarizm soslu hamasi söylemlerle kamufle edilmeye çalışılıyor. Toplumsal, siyasal, kültürel farklılıkların bulunduğu bir yerde ise (Ki bu bağlamda dünya üzerinde farklılıkların bulunmadığı bir ülke ya da toplum yoktur) böylesi söylemlerin nefret, düşmanlık ve ırkçılık üretmesi kaçınılmaz. Futbolcuların asker selamının tribünlerden ve medyadan coşkuyla destek bulması ortamın sığlığı hakkında yeterli fikri veriyor.

Futbolda da işler çok büyük oranda muktedirin belirleyip dayattığı rotada ilerliyor. Güç sahiplerine biat etmeyi karakterlerinin parçası yapanlar elbette bu rotaya uyum sağladıklarını göstermek isteyecekler ve bunun için de ellerinden geleni ortaya koyacaklardır. Biat heveslilerinin bilgiye değil, kişisel çıkar ve beklentiye dayalı bir kampanya yürüttükleri besbelli... “Evet” kampanyasını başlatan Rıdvan Dilmen, Futbol Federasyonu başkanlığı beklentisini açıkça dile getirmişti zaten.

Arda Turan’ın durumu ise daha bir vahim. Formasını giydiği Barcelona, İspanya’yı 36 yıl boyunca “tek adam” olarak yöneten Diktatör Franco’nun baskı altına alıp ezdiği Katalan bölgesinin takımı. Aynı zamanda da o “tek adama” başkaldırının sembollerinden... Kendisiyle özdeşleşmiş sloganında dile getirildiği gibi Barcelona, “Bir kulüpten daha fazlası”... “Tek adama” karşı verdiği mücadeleyle tarihini onurlandırmış bir kulübün formasını giyerken, “tek adamlık” hayali kuran başka birisinin propagandasına soyunmak, cehaletle gidilen yolun sonunun kepazeliğe çıktığının hazin bir göstergesi...

Yer aldığın kulübün tarihini öğrenme zahmetine(!) katlanmazsan bilinçli insanların gözünde düştüğün rezil duruma katlanmak zorunda kalırsın... Mevcut düşünme/algılama kapasitesiyle bunu umursadığını pek sanmıyoruz ama şurası kesin ki Arda ileride, futboldaki kariyerinden çok, muktedire verdiği destekle hatırlanacak...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...